Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Dİğer Yazılar ::::: Beyşehir Gölü Milli Parkı 2024        
Ülke Şehir Ekleme Okunma Yorum Yazan 
Türkiye Isparta 16 Mayıs 2014     4312 0 Engin D 

 Beyşehir Gölü Milli Parkı
 (Milli Parklar)

Beyşehir Gölü yüz ölçümü bakımından Van ve Tuz Gölünden sonra üçüncü büyük gölümüz olmakla birlikte, tatlı su göllerimiz içinde en büyük olanıdır. Göl, Isparta ve Konya olmak üzere iki İl, Beyşehir, Hüyük, Yenişarbademli ve Şarkikaraağaç olmak üzere 4 İlçe ve 22 yerleşim alanı ile çevrilmiştir. 1993 yılında ilan edilmiştir. Yüz ölçümü 86.855 hektardır. Beyşehir Gölü, denizden 1121 m yüksekliktedir. 

Beyşehir Gölü, çevresinde yer alan sulak alanlara, adalara, ormanlara ve barındırdığı farklı ekosistemlere sahip olması ve yörenin başlıca içme-kullanma ve sulama suyu kaynağı olması gibi özellikleri nedeniyle, gerek doğal hayatın ve gerekse insan yaşamının devamlılığı açısından büyük öneme sahiptir. Ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölünün eskiden beri bu özelliği nedeniyle bölgede daima bir cazibe merkezi olmuş, ilk çağlardan itibaren çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış, insanları yakın çevresine çekerek civarında ve hatta göl içerisindeki bazı adalar da dahil olmak üzere irili ufaklı pek çok yerleşim merkezinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Gölün, yöre halkı için; içme suyu temini, sulu tarım yapılması, yaz aylarında yüzme ve balık avlanması gibi özellikleri nedeniyle vazgeçilmez bir konumdadır.



Beyşehir Gölü, Sultan Dağları'yla Anamas Dağları arasında, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusundaki iki fay grubu arasındaki grabende oluşmuş tektonik bir göldür. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusundaki uzunluğu 45 km yi bulmaktadır. Doğu-batı doğrultusundaki en geniş yeri 24 km ye ulaşmaktadır. Gölün 1125 m kotundaki yüzey alanı 730.3 km2 dir. Göl su seviyelerinin 1914 yılından beri gözlenen değerlerine göre göl seviyesi 1120.95 m (1934 yılı) ile 1125.50 m (1981 yılı) arasında değişmektedir.

Beyşehir Gölü, Konya İli'nin Akdeniz Bölgesine giren kesiminde kalmakla birlikte, Torosların ardında, Göller Yöre'sinde, başka deyişle Akdeniz ile Orta Anadolu'nun geçiş kesiminde yer aldığında; yörenin göl dolaylarında, Gecikmiş Akdeniz veya Akdeniz Ardı İklimi özellikleri görülür. Ancak, gölün yumuşatıcı ikliminden uzak dağlık kesimlerde, karasal İç Anadolu İklimi özelliği baskındır. Yazları kısa, serin ve kurak; kışları uzunca, soğuk ve yağışlıdır.

Milli Park alanının floristik yapısı, içinde yer aldığı Beyşehir Gölü yüzey su toplama havzası bazında yapılan çalışmaya göre değerlendirilmiştir. Flora ile ilgili çalışmalar sırasında havza alanı içerisinden 900 adet bitki örneği toplanmıştır. Yapılan tür tespitleri ile havza alanı içerisinde farklı tarihlerde, değişik araştırıcıların yapmış olduğu floristik çalışmaları birlikte ele alınarak Milli Park'ın tüm florasını içeren liste çıkarılmıştır. Bu listeye göre 102 familya'ya ait 491 cins, 1353 tür, 179 alttür ve 55 varyete tespit edilmiştir. Beyşehir Milli Parkı sınırları içinde 588 adet bitki örneği toplanmış olup, literatür bilgileri ile birlikte, 85 familya'ya ait 305 cins, 545 tür, 140 alttür ve 55 varyete tespit edilmiştir.



Beyşehir Gölü'nde özellikle ilkbahar ortalarından itibaren hızla üremeye başlayan ve sonbahar ortalarında birçok bölgede gölü hemen hemen tamamen kaplayan ve çıplak gözle görülebilen su bitkilerinin başında Potamogeton türleri gelmektedir. Nilüfer (Nimphaea sp.) olarak bilinen su bitkilerinin, gölde daha çok kuzeybatı ve güneybatı kesimlerinde ve çevre köylerden doğrudan göle karışan veya kanallarla taşınan atıkların ulaştıkları noktalardan gölün iç kısımlarına doğru yoğun olarak geliştikleri gözlenmiştir. Potamogeton ve bazı Nilüfer (Nimphaea sp.) türü su bitkileri yumuşak ve hafif asidik karakterde gölcük ve göllerde yetişirler ve birçok kuş türü için de başlıca besin kaynağını oluştururlar.

Gölde toplam olarak yedi fitoplanktonik grup tespit edilmiştir. Bu gruplar sırasıyla; Diatomeler (Bacillariophyta), Yeşil Algler (Chlorophyta), Altın Sarısı Algler (Chrysophyta), Öglenofitler (Euglenophyta), Mavi-Yeşil Algler (Cyanophyta), Kriptofitler (Cryptophyta) ve Chloromonadophyta'lardır. Fitoplanktonik gruplar kendi içinde sınıflandırıldıklarında biomass'a katkıları açısından en yüksekten aza doğru şu sırayı oluşturmaktadırlar; Cyanophyta, Cryptophyta, Bacillariophyta, Chlorophyta, Euglenophyta Chrysophyta ve Chloromonadophyta'lardır. Fitoplanktonik kompozisyon açısından, çok genel anlamda, gölün temiz bir tatlısu florasından ibaret olduğu görülmektedir.

Gölün bilhassa güney ve doğu kıyılarında yayılan Typha angustifolia, Phragmites australis ve Schoenoplectus lacustris gibi sazlık bitkileri yaygın olarak bulunmaktadır.

Göl, transit göç eden kuşlar için bir dinlenme-beslenme yeri, kış ziyaretçisi kuş türleri için de bir kışlama alanıdır. Milli Park alanında, 15 Ordo ve 41 Familyaya dahil olan toplam 153 kuş türü belirlenmiştir. Tüm Türkiye'de saptanan kuş türü sayısının 450 civarında verildiği göz önüne alınırsa Milli Park alanında tüm Türkiye avifaunasının % 34'sini görmek mümkündür. Bu sayı hiç de yabana atılacak bir sayı değildir. Buna rağmen gölün kuşlar açısından önemi, özellikle gölde kış mevsimini geçiren kuş türlerinin populasyon yoğunluklarından ileri gelmektedir. Kasım sonu ve Aralık başında yapılan gözlemlerde saptanan sakarmeke sayısı 22.000'den fazladır. Kış ortasında yapılan gözlemlerde ise bu sayı 59.000'i geçmiştir. Yine aynı şekilde, yeşilbaş ördek (Anas platyrhynchos) sayısı 13.000'e ulaşmıştır. Keza cüce batağan-Bahri (Tachybaptus ruficollis) başta olmak üzere diğer su kuşlarının sayılarında da artışlar kaydedilmiştir.

Bunların dışında bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen gözlemlerde alanda ilk kez kaydedilen tepeli ördek (Aythya fuligula) populasyonunun da 7500 bireyden oluşması Beyşehir Gölü' nün su kuşları açısından oldukça önemli olduğunun bir diğer kanıtıdır. Alanda saptanan 153 kuş türünden 92'si alanda kuluçkaya yatmaktadır. Bu sayının alandaki toplam kuş türü sayısı ile karşılaştırıldığı zaman oldukça yüksek olduğu görülür. Kuluçka faaliyetinin genellikle Nisan, Mayıs, Haziran ayları arasında yoğunlaştığı görülmektedir. Bazı kuş türlerinin kuluçka faaliyeti Mart ayından Eylül ayına kadar devam edebilmektedir. Kaya güvercini (Columba livia), ev serçesi (Passer domesticus) gibi bazı türler bu dönemde 3 hatta 4 kuluçka yapabilmektedirler. Yapılan gözlemlerde, Kasım ayı bitmeden göl aynasında saptanan su kuşu populasyonlarının toplam birey sayısı 50.000' i geçmiştir. Beyşehir gölü, bu sayı ile IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) kriterlerine göre aynı anda 20.000'den fazla su kuşunu bir arada bünyesinde barındıran alanlar "Uluslararası Öneme Sahip Sulakalan" kategorisine girmektedir.

Göl içinde irili ufaklı 33 ada bulunmaktadır. Bu adalar başta martılar (Larus spp.) olmak üzere karabatak (Phalacrocorax sp.), pelikan (Pelecanus sp) ve kargaların (Corvus spp) dahil olduğu birçok kuş türünün güvenlik içinde kuluçka yaptığı alanlar Halen bu kuşlar kıyıdan nisbeten uzak olan ve yerleşim bulunmayan Kuş Adası'nda koloniler halinde kuluçka faaliyetine devam etmektedirler. Göl kıyılarının büyük bir kısmı sazlarla kaplıdır. Bu sazlar içersinde sakarmeke, (F. atra); ördek türleri (Anas spp., Aythya spp. gibi); cüce batağan ( Tachybaptus ruficollis), tepeli batağan (Podiceps cristatus) gibi batağanlar ve erguvani balıkçıl (Ardea purpurea); gri balıkçıl (A. cinerea); küçük akbalıkçıl (Egretta garzetta), saz bülbülleri (Acrocephalus spp.), saz delicesi (Circus aeruginosus) türleri gözlenmiştir. Bunları dışında bazı küçük Passer (ötücü kuşlar) türleri de sazlıklarda gözlenmiştir.



Beyşehir Gölü'ndeki Çalışmalar sonucunda göl ve derelerde toplam 16 adet balık türü tespit edilmiştir. Toplam balık türünün 3 adedi sadece gölde, 9 adedi sadece akarsularda, 4 adedi de göl ve derede bulunmaktadır. Beyşehir Gölü'ndeki tüm balık populasyonunun % 93.75'ini sudak oluşturmaktadır. Balık Faunası Cyprinus carpio (adi sazan), Alburnus akili (göyce), Chondrostoma regiım (kızılkanat), Acanthorutilus anatolicus, Leuciscus lepidus (tatlısu kefali) ve Capoeta (Varicorhinus) pestai (siraz) yaşamaktaydı.

Isparta Su Ürünleri Müdürlüğü'nce 1983-1984 yıllarında Beyşehir Gölü'nde yapılan bir çalışmaya göre de, Cyprinidae familyasına ait 7 türe (adi sazan-Cyprinus carpio, tatlısu kefali-Leuciscus lepidus, göyce-Alburnus akili, kızılkanat-Chondrostoma regiım, siraz-Capoeta pestai, yağca-Acanthorutilus anatolicus, kaya balığı-Gobio gobio), Percidae (sudak-Stizostedion lucioperca) ve Cobitidae (taşbalığı-Cobitis bilseli) familyalarına ait birer tür olmak üzere toplam 9 balık türüne rastlanılmıştır.

Leuciscus lepidus (Akbalık), Tinca tinca (Kadife, Yeşil sazan), Chondrostoma regium (Kızılkanat), Stizostedion lucioperca (Sudak), Cyprinus carpio (Sazan), Capoeta pestai (Siraz)  ve Carassius carassius (Havuz balığı) olmak üzere yedi tür tespit edilmiştir. Daha önceleri gövce, siraz ve kerevit yakalanırken, kerevit Plagua adı verilen bir mantar hastalığı nedeniyle, diğer balıklar türleri ise karnivor beslenme gösteren sudak balığının baskısı sonucu yok olması veya çok azalması nedeniyle artık yakalanamamaktadır.

Gölde ayrıca, Bufo bufo (Siğilli Kurbağa), Bufo viridis (Gece Kurbağası) türleri faunayı oluşturmaktadır. Göl içerisinden su kaplumbağası olarak Emys orbicularis türü kaydedilmiştir. Göl etrafında şu ana kadar 6 yılan türü kaydedilmiştir. Bunlardan 1 tanesi (Natrix tesellata) su yılanı olup diğer 5 tanesi karasal habitatlara uyum sağlamış yılanlardır. Yılanlar da şimdiye kadar bahsedilen türlerle birlikte soğukkanlı omurgalıların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Ortam sıcaklığının belli bir sınıra ulaşması durumunda (bu sınır türden türe değişebilir) aktiviteye başlarlar ve bu aktivasyon zamanı bahar ayları ile başlar ve yaz sonlarına, sonbaharın başlarına kadar devam eder. Üremeleri yumurtlama şeklinde olur, yumurtalarını taş yarıklarına ve sık otların içlerine bırakırlar. Göl etrafında yapılan çalışmalarda saptanan 5 karasal yılandan bir tanesi Vipera xanthina zehirli olup çok nadir bulunan ve aynı zamanda gececil olan bir türdür.



GERÇEKLEŞTİRİLEBİLECEK FAALİYETLER:

Beyşehir Gölü'nün çevresi yaklaşık 154 km. olup, kıyılarında çok sayıda koy ve körfez bulunmaktadır. Göl ile zirvesi (2890 m. yüksekliğindeki Dippoyraz Tepesi) her mevsim karlı Anamas Dağları, ziyaretçilere bu coğrafyanın en güzel doğa manzaralarını sunmaktadırlar. Milli Parkta, yerli ve yabancı turistlerin boş zamanlarının rekreatif faaliyetlerle değerlendirebilecekleri trekking (doğa yürüyüşü), hiking (kırda gezinti), biking (dağ bisikletiyle gezi) ve piknik alanları, jeep safari güzergâhları, çadır ve karavanla kamp yapabilme olanakları bulunmaktadır. Göl içindeki adalar ve göl çevresindeki yörenin 9 bin yıllık geçmişini yansıdan tarihi eserler ve mağaralar ile birlikte kamping, piknik alanları ve Karaburun mevkiindeki plaj alanı yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağıdır.


NASIL ULAŞILABİLİR:

Beyşehir, Ülkemizin önemli turizm merkezleri kavşağında bulunmaktadır. Konya İline 90 Km, Isparta İline 175 Km, Antalya İline 210 Km ve Nevşehir'e 315'dir.




NELER GÖRÜLEBİLİR:

Beyşehir gölü ve çevresi, üstün değerdeki peyzaj güzellikleri, göçmen kuşlar için iyi bir barınak olması, su sporlarına elverişli göl kıyılarının bulunması, tarihi ve kültürel değerler açısından görülmesi ve gezilmesi gereken adeta bir açık hava müzesidir.

Adalar: Beyşehir Gölü'nde yaklaşık 33 ada bulunmaktadır. Özellikle manastır kalıntılarının bulunduğu Mada Adası, Kızkalesi Adası, Manastır Adası bu özellikleri ile "İnanç Turizmi" açısından çekici kılmaktadır. Gölün diğer büyük adarlı olan Hacı Akif Adası, Kızıl Ada, İğdeli, Orta, Aygır, Akburun Adası, Kirse Adası ve Kuş Kondu Adası; yerli ve yabancı turistlerin tekne turlarıyla gezip-görmek istedikleri en ilgi çekici güzergâhlardır. Adalar arasında en büyüğü olan Mada Adası'nda 1940 yılına kadar, Rusya'dan göç eden Don Kazakları yaşamışlardır. Halen bu adada köy yaşamı sürdürülmektedir.

Eşrefoğlu Camii: Beyşehir Gölü kıyısında ilk kez Selçuklu Hükümdarı Sultan Sancar tarafından 1134 yılında yaptırılmıştır. Süleymaniye'nin (Beyşehir) kurucusu Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından 1297-1299 yılları arasında bugünkü şekliyle yeniden inşa edilen Eşrefoğlu Camii; Anadolu'nun ağaç çatı ve direkli, düz tavanlı ulu camilerinin en büyüğü, en estetiği, en özgünü ve günümüze kalabilmiş olanıdır.

Kubadâbât Sarayı: Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma ve Bizans egemenliği altında kalan yöre, 1076 yılında Konya'da Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurulmasını takiben tamamen Müslüman Türklerin egemenliğine girmiştir. Kızkalesi adacığı üzerindeki kalıntılar, Kubadabad Sarayı Harabeleri, Anadolu Selçukluları döneminin önemli tarihi eserleridir. Beyşehir Gölü'nün güneyinde, Gölyaka Köyü'nün yaklaşık 1,5 km. kuzeyinde ve sahilde, I. Alaaddin Keykubat tarafından Kubadâbât Kenti'nin sarayı olarak yaptırılmıştır. Saray, özellikle Türk sanatının en ünlü duvar çinileri ile tanınmaktadır.

Kız Kulesi: Kubadâbât Sarayı'nın yaklaşık olarak 3 km. kuzeydoğusunda, göl içindeki küçük bir adanın üzerine, Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kubadâbât Sarayı'nın harem dairesi ve tersanesi olan Kız Kulesi'nde sur ve saray kalıntıları bulunmaktadır. Manyas kuş cennetinden sonra yurdumuzun 2. kuş cenneti durumunda olan Kız Kalesi Adası, Anadolu Selçuklularının yazlık Başkenti olan Kubadabat'ın Haremliği ve tersaneliği idi. Bu kaleden geriye, harçlı duvar yıkıntıları, sur ve saray kalıntıları kalmıştır. 5 dekarlik bu tarihi adada 210'dan fala kuş türü barınmaktadır.



Bedesten: Osmanlılar tarafından 1451 yılında kapalı çarşı olarak yaptırılmıştır. Osmanlı mimari yapı tekniğinin güzel örneklerinden biri olan bedesten, genelde taşınması kolay ve değerli eşyaların satışının yapıldığı küçük boyutlu kapalı çarşı özelliği arz etmektedir.

Tarihi Taş Köprü: 1908 - 1914 yılları arasında, sonradan sadrazam olan Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa tarafından Anadolu Osmanlı Demiryolu ortaklığına yaptırılmıştır. Köprü; regülatör - baraj sistemi olarak yapılmıstır. Taş köprünün uzunluğu 40.70 m, eni 6.35 m'dir. Batısında 14 sütün üzerine oturan 15 gözlü köprü üstü kemeri vardır.

Kale Kapısı: İki kapılı Beyşehir Kalesi'nin halen sağlam vaziyette olan doğu kapısıdır. Kapı üzerinde biri kaleyi ilk yaptıran Eşrefoğulları'na, diğer ikisi ise kaleyi tamir eden IV. Murat devrine ait üç kitabe bulunmaktadır.


KAYNAKLAR: 
http://www.milliparklar.gov.tr
http://bolge6.ormansu.gov.tr
FOTOGRAFLAR:  Wikimedia Commons




 
Türkiye
Ana Sayfa
    Isparta
Ana Sayfa



 Yazılan Yorumlar...
  Henüz Yorum Yazılmamıştır
 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.