Bizans İmparatorluğu'nun yüzyıllarca en önemli ikinci şehri olarak kalan Selanik, Orta Çağ boyunca Hristiyanlık için de oldukça önemli bir role sahip olmuştur. Şehrin her yanı, bu önemli rolü yansıtan son derece etkileyici yapılarla donatılmıştır. 4. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasındaki döneme ait 15 anıt, 1988 yılında UNESCO Dünya koruma mirası listesine dahil edilmiştir. Bu anıtlar:
-Selanik Şehir Duvarları (4-5 inci Yüzyıl)
-Aziz George Kümbeti (4 üncü Yüzyıl)
-Acheriropoitos Kilisesi (5 inci Yüzyıl)
-Latomou Manastırı (6 ncı Yüzyıl)
-Aya Dimitri Kilisesi (7 nci Yüzyıl)
-Aya Sofya Kilisesi (8 inci Yüzyıl)
- Panagia Chalkeon Kilisesi (11 inci Yüzyıl)
-Aziz Catherine Kilisesi (13 üncü Yüzyıl)
-Aziz Panteleimon Kilisesi (14 üncü Yüzyıl)
- 12 Havari Kilisesi (14 üncü Yüzyıl)
- Aziz Nicholas Orphanos Kilisesi (14 üncü Yüzyıl)
- Mesih Kilisesi (14 üncü Yüzyıl)
- Vlatades Manastırı (14 üncü Yüzyıl)
- İlyas Peygamber Kilisesi (14 üncü Yüzyıl)
- Bizans Hamamları (14 üncü Yüzyıl)
FOTOGRAF: Aya Dimitri Kilisesi, By ActFree-http://act-in-idios.blogspot.gr/2012/05/25.html#.U5d-_HZIPRs,CC0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=33320182
Kuşkusuz, yukarıda listelenen yapıtlardan en önemlisi Bizans dönemine tarihlenen şehir surlarıdır. Bu etkileyici yapı, şehri kuzeyden gelecek olan saldırılardan korumak ve uzun sürebilecek kuşatmaları engellemek üzere inşa edilmiştir. Bu savunma mekanizması, amacını çoğu zaman yerine getirmiş ve şehrin ele geçirilmesine engel olmuştur. Şehir milattan önce 4 üncü yüzyılda kurulduğunda ilk olarak etrafı surlarla güçlendirilmiş ancak hali hazırda varlığını sürdüren surların büyük bölümünün yapım tarihi milattan sonra 390 yıllarına, imparator Theodosius zamanına dayanmaktadır. Yapım yılı milattan öncesine dayanan surların ayakta kalan bölümü ile Theodosius zamanında yapılmış olanlar, şehrin bir çok yerinde içiçe geçmiş vaziyettedir. Surların şehrin savunulmasındaki başarısı da hayli etkileyicidir. 7 km boyunca uzanacak biçimde inşa edilen surların boyu yer yer 10 metreye, kalınlığı ise 5 metreye ulaşmaktadır. Günümüzde ise, 7 km'lik surların yalnızca 3 km'si varlığını sürdürmektedir. Surlarda güneş, haç, mermerden oyma çeşitli figürler gibi bir çok değişik dekorasyon öğesine rastlanmakta ve bunlar birbirlerine çoğunlukla ikizkenar yamuk biçiminde kulelerle bağlanmaktadır. Yapım tarihlerinin daha eskilere dayandığı düşünülen iki kule ise, (Beyaz Kule ve Zincirli Kule) hakim olan şeklin aksine yuvarlak bir biçime sahiptir. Kulelerin yalnızca altısı günümüzde hala ayaktadır.
FOTOGRAF: Şehir Surları, By Elisa Triolo-https://www.flickr.com/photos/elisa_atene/8465895266, CC BY-SA 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=32577810
Milattan önce 4 üncü yüzyıldan beri şehrin etrafını sarmaya devam eden surların önemli bir bölümü, Osmanlı İmparatorluğu döneminde girişilen kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında zarar görmüştür. Surların denize doğru uzanan bölümünün tamamı da bu çalışmalar sırasında yıkılmıştır. Her ne kadar yıkılan yerler olsa da, Osmanlı hakimiyeti boyunca surların korunması için çok sayıda iyileştirme çalışması da yapılmıştır. Bizans döneminde yapılan surlar taş ve harç kullanılarak inşa edilmişken Osmanlı döneminde gerçekleştirilen güçlendirme çalışmaları sırasında yapılan eklemelerde tuğla kullanılmıştır.
Surların en görkemli unsuru, turistlerin en fazla rağbet gösterdiği yer olan Zincirli Kuledir. Kule, milattan sonra 15 inci yüzyılda inşa edilmiş olup, top ve diğer ağır silahlar için cephanelik olarak kullanılmıştır. Kulenin konumu da oldukça stratejiktir. Herhangi bir baskın veya kuşatma halinde surlar üzerinde oluşan baskının büyük bölümünü emerek saldırının etkisini azaltacak şekilde konumlandırılmıştır. Şehir surları, deniz seviyesinin metrelerce üzerinde kurulduğundan, Akropolisi izlemek için de mükemmel bir seyir noktasıdır. FOTOGRAF: Bizans Hamamı, By Marijan - Own work, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=10769837
Selanik'te yer alan Bizans Hamamı; Bizans döneminden kalan yapılar içinde varlığını koruyabilmiş çok az sayıda hamamdan en iyi korunmuş durumda olandır. Hamam, eski şehrin üst kesiminde yer alan Theotokopoulou Caddesinde, Latomou Manastırı'nın altında yer alır. Hamam 12. yüzyılın sonu veya 13. yüzyılın başlarında inşa edilmiş olup 1940'lı yıllara kadar aralıksız kullanılmaya devam edilmiş ve 2. Dünya Savaşında Almanların Yunanistan'ı işgal ettiği sırada kapatılmıştır. Hamamın, Latomou Manastırı'nın bir bölümünü oluşturduğu düşünülse de Bizans kaynakları bundan söz etmemektedir. Osmanlı döneminde ise hamam, "Kule Hamamı" olarak bilinmektedir.
Orijinal Bizans hamamlarında giriş kapısı güney bölümünde yer almakta, hamamın içindeki iki kapı, soğuk oda olarak bilinen (frigidarium) dikdörtgen şekilli odalara açılmaktadır. Bu odalar giyinme odası olarak kullanılırken, soğuk odalara bitişik olan kubbeli odalar ise ılık oda (tepidarium) olarak bilinmektedir. Birbirlerini görebilen kuzeydeki iki büyük odaya açılan bölümler, "sıcak oda" olarak adlandırılmakta veesas hamamın yer aldığı bölümlerdir. Kare şeklinde dizayn edilen bu odalar bitişik odalardan daha alçak tavana sahiptir ve kolonlarla bezeli zeminlerinde sıcak hava sirkülasyonu zemine doğru gerçekleşir.
14. yüzyıl dönemine ait bir yazara göre, Selanik'te o dönemde var olan hamamların kapasitesi, şehir nüfusunun oldukça üzerindedir. Bu yapılardan günümüzde ise yalnızca bir tanesi ayakta kalabilmiştir. FOTOGRAF: Aya Sofya Kilisesi, By Ian Kehoe - Uploaded to en as en:Image:Thessaloniki2.JPG on July 31 2006., Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=1078751
UNESCO listesine dahil pek çok kilise olmakla birlikte eski Selanik şehrinin kalbinde yer alan Aya Dimitri Kilisesi farklı bir yere sahiptir. Şehrin Hristiyan sakinleri tarafından, bir roman hamamının kalıntıları üzerindeşehit olan Aziz Dimitri onuruna inşa edilen bu küçük kilisenin mihrabın hemen altında ölülerin gömüldüğü bir mahzen mezar bulunmaktadır.
Kilise, milattan sonra 324 yılında inşa edilmiştir. Bu yıl, aynı zamanda İmparator Konstantin'in Hristiyanlığı ülkenin resmi dini olarak ilan ettiği tarihtir. Günümüzde kilise, genel inanış nedeni ile Hristiyan halkın hastalıklarına şifa bulmak üzere akın akın ziyaret ettiği bir uğrak noktası haline gelmiştir.
Leontios, Aziz Dimitri'ye olan minnet borcunu ödemek üzere, küçük ve gösterişsiz olan eski kilisenin yerine milattan sonra 413 yılında daha büyük ve etkileyici bir kilise inşa etmiştir. Ancak bu kilise iki büyük yangın görmüş ve oldukça önemli derecede hasara uğramıştır. Yangınların hemen ertesinde piskoposlar tarafından yeniden inşa edilen kilise, farklı dönemlerde çeşitli yağmalanmalar ve istilalar ile karşı karşıya kalmıştır. Kilisenin bulunduğu bölge 904 yılında Arapların, 1185 te Normandiyalıların, son olarak da 1430 yılında Türklerin hakimiyeti altına girmiştir. Osmanlı döneminde kilise, camiye dönüştürülerek "Kasımiye Camii" adını almıştır. 1912 de Yunanistan'ın Osmanlı hakimiyetinden ayrılmasına dek kilise, cami olarak kullanılmaya devam etmiştir. 1917 yılında çıkan büyük bir yangın, kilisenin neredeyse tamamının yok olmasına neden olmuş ve 1949 yılında restore edilmiştir.
KAYNAK: © UNESCO World Heritage Center; www.wikipedia.com; www.thessaloniki360.c0m; www.visitthessalonikigreece.com; www.thebyzantinelegacy.com
ÇEVİRİ: © Tuğçe Tan Bozkurt / Gezialemi.com
FOTOGRAF: Rotunda, By George M. Groutas - http://www.flickr.com/photos/jorge-11/3339454280/, CC BY 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=16115856
Dünya Miras Listesine Alınma Tarihi: 1988 Liste Sıra No: 456 Niteliği: Kültürel Yeri: Selanik, Yunanistan Koordinatlar: N40 38 17.988 E22 57 54
|