| Ülke |
Şehir |
Ekleme |
Düzenleme |
Gezi Tarihleri |
Okunma |
Yorum |
Yazan |
|
İspanya
|
Girona |
26 Nisan 2011 |
|
09 Nisan 2011
09 Nisan 2011 |
6725 |
5 |
Mesut Ünal |
|
|
 |
Yaşanılası Girona...
(Genel)
|
Barselona gezimizin dördüncü gününde (09.04.2011) Girona ve Figueres'e gitmek üzere saat 11'de Espanya meydanında buluşmaya karar verdik. Onur, sabah biraz daha erken kalkmış ve Barselona-Almeria maçına bilet almak üzere stada gitmiş. Maç için La Rambla üzerinde bilet satılan yerler bulunmakla birlikte, bilet fiyatlarının arttığı ama stattan daha uyguna alınabileceği söylenmişti. Başak ile ben Onur gelene kadar Espanya meydanında yer alan arena görünümlü alışveriş merkezine girdik. Ve oranın en alt katında kahvaltı yapılabilecek yerler olduğunu keşfettik. Hoşumuza giden bir yere oturduk ve parça pizza, kruvasan, keklerden oluşan siparişlerimizi söyledik. Bunların fiyatları genelde 3-4 € civarında idi. Daha sonra Onur da aynı mekana geldi ve stat gişelerinin açılmadığını söyledi. O da kahvaltısını yaptıktan sonra, yine aynı katta yer alan marketten su ve paketleri 1-1.5 €'ya satılan kurabiye, kek gibi yolculuğumuz sırasında atıştırabileceğimiz şeylerden aldık.
Metroya binip, L3 ile "Sants" durağında indik. Burası aynı zamanda tren garı olarak faaliyet gösteriyor. Danışmadan Girona ve Figueres'e gitmek istediğimizi, bunlar için hangi trene binmemiz gerektiğini, güzergahlarını ve bileti nerden alabileceğimizi sorduk ve görevliden tren saatlerine ilişkin programı istedik. Yolculuğun Figueres'e yaklaşık 2.5, Girona'ya da 1.45 saat süreceğini öğrenince "acaba otobüs daha kısa sürede gidebilir mi" diye aramızda konuştuktan ve gar görevlilerinin de otobüsün daha uzun sürede gideceğini söylemesi üzerine tren ile gitmeye karar verdik.
Biz güne geç başladığımızdan bize uyan ilk tren 12.46'da idi. Yolda geçecek toplam süreyi ve akşam da Flamenko gösterisine dair planımızı düşününce Girona'dan 17.00 gibi yola çıkmamız gerektiğini düşünüp Figueres'e gitmekten vazgeçtik. Böylece artık bilet kuyruğunda sadece Girona için bekliyorduk. Sıra bize geldiğinde saat 12.30 idi ve görevliye Girona'ya giden ilk tren dedikten sonra 12.46'ya bilet almış olduk. Tren ücreti gidiş dönüş 11.60 € idi ve biletimizi alır almaz trene koşturmaya başladık. Aldığımız biletin üzerinde "Regional" yazıyordu. Bunlar, diğerlerine göre daha ucuz ama yavaş bölgesel trenler. Trene bindikten sonra, dönüş için hangi saatin uygun olacağını konuşmaya başladık. Programda "Regional-R" ve "Medium Distance-MD" şeklinde ikili bir ayrım vardı. Bizim biletimiz R olduğu için acaba MD'ye binebilir miyiz diye kendi kendimize konuştuk. Çünkü MD, R'ye göre daha sık gidiyordu. Girona'da MD'ye binebilir miyiz diye sorduğumuzda da sadece R'ye binebileceğimizi öğrendik.
 
Tren yolculuğumuz sırasında bol bol çevreye bakma fırsatı bulmanın ve bir taraftan da bir şeyler atıştırmanın keyfi içerisinde 1 saat 45 dakika sonra Girona'ya geldik. Girona'ya giderken hepimiz küçük ve tamamen tarihi bir yer bekliyorduk. Duraktan dışarıya çıktığımızda ise Girona'nın büyük bir yer olduğu ve günümüz apartmanlarından başka bir şey görünmeyince "bu mudur ya?" dedik. Ardından, şehir merkezine doğru yürümeye başladık ve turizm danışma bürosunu bulduk. Görevliler bize nerelere gitmemiz gerektiği konusunda harita üzerinde işaretlemeler yaptı. Yolumuza devam ettik ve şehrin ortasından geçen nehir benzeri yerin -ne demekse-:) oraya geldiğimizde artık karşıda yavaş yavaş tarihi şehir görünmeye başlamıştı. Nehrin kenarında yürümeye devam edip köprünün üzerine doğru gelip fotoğraf çektirmeye karar verdik. Nehirde su azdı ve içinde kocaman kocaman balıklar yüzüyordu. Bunları acaba tutmak yasak mı ki, biz de olsa yasak masak dinlemeyip gece bile gelir tutarlar diyip gülüştük. Daha sonra şehrin esas hareketli caddesine girmeden dar sokaklarda birine daldık. Etraf o kadar sakin ve huzurluydu ki acaba siesta mı uygulanıyor diye düşünmeden edemedik.
 
Dar ve tarihi sokaklarda fotoğrafları çekerken bulduğumuz bir kafeye oturup birer soğuk bira içelim diye düşündük. Ancak, kafenin dışında oturmak için 2 € şerefiye istemesi tarafımızca hoş karşılanmayarak :) bizi başka yerlere sevk etti. Kısa bir süre sonra karşımıza çıkan kafe-bara oturup biramızı yudumladık. Bu mekanda insanlar güleryüzlü ve kibardı. Buradaki hoş garson kızdan R tren biletimizle MD'ye binemeyeceğimizi öğrenince, 17.30, 20.30, 21.17 trenlerinden hangisi ile döneceğimizi konuşmaya başladık. 17.30'a binsek Girona'yı gezmek için yaklaşık 1.5 saatimiz vardı. Ancak bu sürenin bize yetmeyeceğini düşünüp, dönüşte planladığımız flamenkoyu diğer güne erteledik. Artık 20.30'a kadar bir sürü zamanımız vardı, her yeri gezebilirdik.
 
Ve hemen dar sokaklara girip oradan da şehri çevreleyen surların üzerinde dolaşmaya başladık. Şehir artık daha net görünüyordu ve her tarafın yemyeşil olması, tarihsel doku bizi son derece mutlu etti ve "iyi ki de gelmişiz" dedik. Hatta bu şehirde keşke bir gün kalsaydık gibi cümleler de ağzımızdan çıkmadı değil. Surlarda yer alan kule benzeri noktalara çıkıp bol bol fotoğraf çektirirken, kulelerden birinde fotoğraf makinemin yere düşmesi ile birlikte artık fotoğraf çekme olayım sona ermişti :(
 
Sur boyunca yürüyüp tekrar şehrin merkezine indiğimizde, tarihi yapı içerisinde yer alan katedral ve kiliseye yöneldik. Buraları da gezdikten sonra ana caddeye (Rambla de la Llibertat) geldiğimizde her yerin turist olduğunu görünce şaşırıp, bunlar nerden çıktı yahuuu diye birbirimize baktık. Bol miktarda dondurmacı bulunan caddede dondurmaların fiyatları külahlara göre 3-5 € arasında değişiyordu. Sonra birilerinin elinde dondurma üzerine meyve serpiştirilmiş bir şey gördük. Ve bu ne diye merak ederken karşımıza onun satıldığı dükkan çıktı ve yoğurt üzerine meyve parçacıkları ya da bilmediğimiz başka şeyler ilave edilen dondurma vari bu şeyden almaya karar verdik. 3 €'ya satılan yoğurt gayet lezzetli idi.
 
Bayağı bir yürümenin vermiş olduğu yorgunluk ve karnımızın acıkmaya başlaması ile birlikte daha önce gittiğimiz kafe-barın yanındaki restauranta gittik. Belki daha önceden gördüğüm hoş garson kızı yeniden görme ümidi de beni buraya gelme konusunda kolayca ikna etmiş olabilirdi :) Burada sunulan menuler 12-14 € idi ve bunun içerisinde ana yemek, tatlı, salata gibi çeşitler bulunuyordu. Yemeklerin lezzeti ve fiyatı karşılaştırıldığında Barselona'ya göre daha uygun olduğu kanaatine vardık.
 
Yemeğimiz bir taraftan, içkilerimiz diğer taraftan derken keyifli bir sohbet aldı başını gitti. Ve "20.30 treni yerine 21.17 ile gitsek ne olur ki?" konuşmaları geçmeye başladı. Yapılan oylama sonucunda son trende karar kılındı. Sohbet ve ortam o kadar hoşumuza gitti ki saatin 21.00 olduğunun farkına varamadık ve son treni kaçırma korkusu aldı başını gitti. Çünkü durağa yürümemiz gereken 15 dakika kadar yol vardı. Böyle olunca, hızlı adımlarımız bir noktadan sonra koşmaya başladı. Herkes bir taraftan koşarken bir taraftan da son treni kaçırırsak artık bugün de burada kalırız demeye başladık. Tam durağa geldiğimizde saat 21.16 idi ve tren zamanında geldi. Artık üzerimizdeki yorgunlukla birlikte trende uyuklama zamanı idi. Barselona'ya geldiğimizde saat tam 23.00 olmuştu ve ufak külçeler halinde otellere dağılmaya karar verdik...
Yeni yerlerde görüşmek üzere...
|
|
Yazılan Yorumlar... |
NEŞE
(27 Nisan 2011)
|
|
Beklenmeyen yerlerden ne güzellikler çıkıyor !İspanya da birçok şehirde görülen "Rambla"adlı caddeler veya bulvarlar,eskiden buradan bir dere aktığına işaret ediyor olabilir,çünkü kelimenin aslı Arapça"Ramla=dere " den geliyor diye okumuştum..Bu şirin şehirde güzel dolaştık,teşekkürler...
|
Mesut Ünal
(26 Nisan 2011)
|
|
Bizimkisi spor amaçlı bir koşu idi, aslında yetişeceğimizi zaten biliyorduk:)) Belki siz gittiğinizde su seviyesi fazla ise o yüzden balıkları görememiş olabilirsiniz. Yada algıda seçicilik mi yoksa:))
|
hakangeziyor
(26 Nisan 2011)
|
|
Sevgili Mesut, biz de Gironaya gittiğimizde son trenle dönmüştük. Ama koşarak değil tabi :)
Bu arada ne yalan söyleyeyim sağa sola bakmaktan hiç nehrin içine bakmamışım demek ki; ben balık gördüğümü hatırlamıyorum :)
Girona tarihi şehirin etkileyiciliği yanında benim hafızamda kalan diğer bir şey de sokakların, caddelerin genel olarak tertemiz olması idi.
Kalemine sağlık...
|
Mesut Ünal
(26 Nisan 2011)
|
|
Gironanın tarihi dokusu içerisinde birşeyler yeme-içmenin keyfi bir başka oluyor. Mutlaka yaşanması gereken bişey diye düşünüyorum. Ben şimdiden sizin rezervasyonu yaptırıyorum:)
|
Ferudun Babacan
(26 Nisan 2011)
|
|
Sokakta kafe çok hoşuma gitti.
Orada bir kahve içmek isterdim.
Emeğine sağlık.
|
Yorum yazmak isterseniz...
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.
|
|
