Pizza’da lahmacun yemek!-3 (Pisa)

Geldik Hotel Impero’ya, üç yıldız.
Bu oteli asla unutmayacağım.
Çünkü
İşletme anlayışı;
Saldım bayıra, Mevla kayıra.
Havalar inanılmaz sıcak, klima yok!
Rica ettik bir tane tırıvırı vantilatör verdiler,
Bülent Hanım efendi’nin elindeki yelpaze daha iyi üfler.
Elektrik tesisatı arızalı, camlar kapanmıyor, çeşmeler desen?
Damlaya damlaya göl olur!
Bir de sabah kahvaltısında, bir kahvaltı var;
Ünlü İtalyan peynirleri sanki üç bıçaklı jilet ile kesilmiş.
Kahvaltı mı?
Al sana kahvaltı.
Ama domates Ruslarınmış ve kaza ile biz yemişiz,
Ulan yesek bile kaç kilo domates eder?
Üstüne bizi rehbere şikâyet etmesinler mi?
Hani bizimkileri beğenmiyoruz ya
Valla bak dök yala!
Bu arada hizmetlilerden birisi bana göz koymasın mı?
Sen evli misin, dedi.
Ne olacak dedim?
Hiç dedi, öylesine sordum!
İçimden dedim, kadın erkekten anlıyor!

Çıktık açık alınla,
Pisa Kulesi’ne.
Bekle bizi Pisa, geliyorum sana lahmacunla!
Çıkıp tepende lahmacun yemezsem?
Bana da namert desinler!
Otobüs bir yere kadar, oradan mini mini vagonlarla, Pisa’ya…





İtalyanca Trennino denilen bu devasa! lokomotifi kullanan şimendifer, hem çok yetenekli,
Pavarotti mübarek!
Hem de çok akıllı.
Şöyle yazılar asmış görünen yerlere;
Dinlediğiniz aryaları ben söyledim, çok beğendi iseniz cdler tane başına on Euro.
Pavarotti mübarek!

Pisa esnafı bizi,
‘’Tren gelir, hoş gelir’’ türküsü ile karşıladılar.
Sağ taraf alış veriş,
Sol taraf, binalar, tam karşımızda Pisa!





Hafif yana kaykılmış, belli bir açı ile.
Bazı muzipler öyle ayarlıyorlar ki
Sanki elleri ile Pisa’yı eğilmekten kurtarıyorlar.





Dünyayı kurtaran adam gibiler, maşallah!
İçimden dedim ki
Ulan bu Pisa, yıkılsa da turist çeker, yıkılmasa da
Adı çıkmış bir kere.
Bir kere dikmiş şeyini göğe doğru.

Yani dik başlı.
Dünyada en çok ne dikkat çekiyor?
Dikilen şeyler!
Eiffel, Pisa, Dikilitaş gibi
Bir diğeri de mağaralar!
Neden?
Çünkü bir derinlik var, bilinmeyen dört işlemli bilmece gibi
İşin özü;
Ya çukur,
Ya da uçkur!





Hanım alışverişe dalınca, ben doğruca Pisa’nın tepesine, lahmacun yemeye.
Çıkardım, çıkınımı, başladım yemeye.
Tabi herkes hayretle bakıyor,
Ya deli,
Ya da kafayı yemiş olmalı!
Pisa’da lahmacun yemek, ne ilginçmiş meğer!
Ne kadar lezzetli?
İbrahim Tatlıses duymasın hemen bir mağaza açar, buraya!

Pisa şöyle bir mesaj da veriyor;
Haydar Abi’ye sorulan sorulardan bir kısmı;
Benim şeyim eğri!





Eğri olsun, ne mahzuru var?
Bak, herkes koşa koşa buraya geliyor…

Malumunuz bizde Pisa’ya benzer,
Galata var.
Ama Pisa kadar dikkat çekmiyor…
Biraz eğsek mi acaba?

Binanın tepesinde,
Meryem ve İsa heykeli.
Sanki başımızın üstünde yerin var diye oraya koymuşlar!
Bizim de Efes’teki Meryem’iz var.
Bizimki kadar, dikkat çeken Meryem yok, dünyada.
Bu açıdan çok şanslıyız.
Zaten halkımız da Meryem aşkı olsa gerek,
Efes’i Tuborg’a göre daha çok mu içer?

Pisa gibi tarihi eserleri kim yaptı ise (1173–1372)
Giovani Pietro Orlandi ‘den itibaren emeği geçen herkese minnet etmeleri lazım.
Altın yumurtlayan tavuk dedikleri bu olsa gerek.
Mesela bizde de Dolmabahçe Sarayı çok eleştirilir,
Efendim neymiş, borç harç içindeymişiz de ne gerek varmış?
Bak şimdi günde kaç turist geziyor?
Bir kalabalık?
İğne atsan yere düşüyor!

Ferrari’nin bayrağını görüyorum.
Aslında Ferrari, İtalyanların ne kadar hızlı bir çapkın olduklarının göstergesi.
Askerliğimi Bosna’da yaparken,
Bir kafe vardı, güzel Boşnak kızları…
Bir İtalyan Jandarma (Carabinieri) geldi, Dakka bir gol bir.
Ulan ne zaman geldiniz, ne zaman tavladınız, ne zaman bu kadar samimi oldunuz?
Karhama Amerikan askerli orada aval aval bakarken,
Adamlar kaşla göz arasında,
Beş dakikada Beşiktaş!
İşte bu hızdır, Ferrari’yi, Ferrari yapan!

Ben aval aval sağa sola bakarken,
Hanım ne kadar magnet varsa toplamış, tezgâhlardan.
Acırım, acırım buzdolaplarına acırım.
Beyaz eşyalardan neden buzdolabına takılır, bu magnetler?
Çamaşır var, bulaşık var, fırın ama illa ki buzdolabı olacak.
Canlı olsalardı, kesin kıskanırlardı.
Ve aralarında magnet savaşları…

Venedik’te olduğu gibi
Yine zenci vatandaşlarımız, ellerinde çakma bayan çantaları,
Satmaya çalışıyorlar…





Ne yapsınlar, kimileri vatan gibi soyut kavramları satar, kimileri çanta.
Kimseyi asla küçümsemiyorum ama
Bazıları bir gerçek var ki doğuştan şanslı.
Siyah çikolata o kadar satarken,
Siyah insanlara neden satıcılık yapar?

Tam bu sırada,
Beyaz bir köpek ile siyah kedi,
Kedi köpek gibi olmayın sözünü yalanlar gibi oynaşıp duruyorlar,
Biri beyaz,
Biri siyah ama insanlardan daha eşitler…

Pisa’da lahmacunun yemiş yanında şalgam içmiş birisi olarak ayrılıyorum.
Siz de
Gittiğinizde Pisa’da lahmacun yemek ister misiniz?


Önceki Yazı: Pizza’da lahmacun yemek!-2 (Floransa)
Sonraki Yazı: Pizza’da lahmacun yemek!-4 ( San Gimignano - Siena)




 Yazılan Yorumlar...
NEŞE
(05 Mart 2011)
İtalyanların yıldızı düşük otelleri ve zayıf kahvaltıları herkesce malum zaten..Sokaklarda tezgah açan Afrikalılar Mafia nın adamları,sattıkları çanta başına prim alıyorlar,mallar mafia tarafından sayı ile teslim ediliyor ve belediye ye haracı da mafia ödüyor..Güney İtalya da ,Napoli de kaldırımlarda yürümek o kadar zorkiii bu işlerden dolayı...
Ferudun Babacan
(05 Mart 2011)
Hem okuyanlar hem de yorum yazanlar, çok teşekkürler...
Sibel Sönmez
(05 Mart 2011)
Değişik bir tarz...Keyifli..."Tren Gelir Hoş Gelir" esprisi hoş olmuş...
A. Bilgin
(04 Mart 2011)
Ferudun bey afiyet olsun. İnce bir zeka ile yapılmış iyi bir espri... Bunu düşünen ve bir de yapan duymadım. Tebrikler.
Teşekkürler