İstanbul'u Gezmeye Gideceksin... | |
Saat 24.00’da bineceksin Ankara'dan otobüse, saat 06.00’da ineceksin Bostancı’da. Adalara giden Mavi Marmara Şirketinin ilk motorunu yakalayacaksın. Ya Bostancı Deniz motorları iskelesinde Bel-Tur Çay Bahçesinde ya da Büyükada’da kahvaltını yapacaksın. İskeleden sıcak sıcak simit, açma alıp motorda da yiyebilirsin. Ya da martıları beslersin. Bu martılar ki, Sait Faik Abasıyanık’a yıllarca ilham vermişler. Ben Büyükada ve Heybeliada’yı seviyorum. Rum, ermeni azınlıkların yıllardır bıraktığı kültür çeşitliliği. Musevi vatandaşlarımızın halen devam eden ikametgahı ayrı bir güzellik katıyor. Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’un incileri Prenses Adaları tabii ki yalnız Büyükada değil ama ulaşımı en sık olan Büyükada ve Heybeliada. 16 milyonluk şehrin (Finlandiya, İsveç, Norveç, İsviçre, Yunanistan’dan büyük) karmaşasından 25 dakikalık bir yolculukla kaçabiliyorsunuz. Deniz motorları iskelesine gelmeden arabanızı da park edin; akşama kadar sadece 6 lira. Artık Büyükada’da bisiklet mi kiralarsınız, yürür müsünüz, faytonla mı gezersiniz, size kalmış. Bisiklet kiralama 4 lira. Her şeyi İstanbul’dan taşıdıkları için Adalarda fiyatlar biraz pahalı. Paskalya zamanı giderseniz çeşit çeşit renkli yumurta ve paskalya çiçeklerini Rumlardan öğrenen pastacılardan yiyebilirsiniz. Aman Temmuz Ağustos’u beklemeyin, sıcak, nem ve kalabalık tadını alamazsınız. Siz en iyisi erguvanların açtığı Mayısı geçirmeyin. İstanbul Mayısta lale ve erguvan güzelliği ile bezenir. Gitmeden biraz İstanbul’un şairlerini, Yahya Kemal Beyatlı, Orhan Veli, Sait Faik, Oktay Rifat, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nu okuyun. Onların dünyasından İstanbul’u görmeye çalışın. Adalarda bir çay içmek, portakallı incirli pastalarından yemek, ömrünüze ömür katacaktır. Adalarda otomobil, kamyon yasak ama maaşallah Belediyenin ve diğer kamu kurumlarının araçları insanı o sessiz dünyada rahatsız ediyor. Belki bir gün Adalar Belediyesi de Danimarka Başbakanı gibi bisiklet kullanır. Fayton pahalı olduğu için adalılar bisiklet kullanıyor. İki kişilik bisikletleri yalnız adalarda görebilirsiniz. Bu arada; Mavi Marmara’nın Büyükada İskelesi hala tamir ediliyor. Barselona’daki Mimar Gaudi’nin inşaatı bitmeyen Kilisesi gibi. İnşaat inşallah bu yıl biter. Yüzyıllık Büyükada iskelesi mozaik süslemeleriyle sizleri karşılıyor. İskelenin sol tarafındaki lokanta ve hotellerin olduğu bölge cıvıl cıvıl. Buradaki balık lokantalarında grup olursanız pazarlıkla uygun fiyattan menü alabilirsiniz. Pazarlığı bizim Hakan yapsın, tavsiye ederim. Ben pazarlama üzerine 85 sayfa tez yazdım ama, Hakan da doğuştan bir yetenek olduğu için beni geçti. İskele 1899’da yapılmış, daha sonra restore edilmiş. İskelenin sağ tarafı aç gözlü müteahhitlerin inşaatları ile her yıl daha çirkinleşiyor. Ayrıca faytonla plaj, orman ve kiliselere doğru da gidebilirsiniz. Haydi iyi yolculuklar…. |
Yazılan Yorumlar... | |
Timur Özkan (25 Aralık 2011) |
Klasik bir ifade olacak ama bir anda Büyükadaya gitmiş gibi olduk, İstanbulun e güzel yerlerinden birini, kendi güzelliğine yakışan bir üslupta okumak ayrı bir keyif oluyor. Gezi yazılarındaki yolculuğumzu da hiç bitmesin... |
METİN CANSIZ (29 Kasım 2011) |
Aykut abicim, Diline ve Kalemine sağlık.İstanbul ve Adalar ancak bu kadar keyifli anlatılırdı... |
Ferudun Babacan (13 Mayıs 2011) |
Aykut Bey, En güzel ve şifalı çay; Adaçayı. Adalarda bir şey var. Emeğine sağlık. |
NEŞE (12 Mayıs 2011) |
Sevgili Ankara lı dostlar,biz her an karşımızda görünce adaları böyle sizin gibi zevkli anlatamıyoruz..Aslında evime yarım saat uzaklıkta kendimi bir tatil yöresinde hissetmek ne harika bir duygu !Hafta sonu dışında,her mevsim ayrı güzel ama en güzeli" Mayıs "tır Adalarda,sizin dediğiniz gibi.. |
hakangeziyor (12 Mayıs 2011) |
Aykut Abicim, keyifli yazın ve iltifatın için sonsuz teşekkürler. Bizimkisi sadece biraz ilgi...Sen bizim pirimiz ve üstadımızsın... Kalemine sağlık... |