Sardes | |
Salihli yakınlarında bulunan antik yerleşim yeri Sardes, Lydia’ nın başkentidir… Atalarımız bizlere ‘’para’’ yı, Sardes’ te hediye ettiler… Anadolu toprakları tarihi boyunca her bir köşesinde sayısız uygarlıklara ev sahipliği yapmış, ışıltılı tarihiyle günümüze haklı gurur kaynağı olan eserler bırakmıştır. Gezmek, geçmişi sevmek ve geçmişe, kültüre sahip çıkmak adına yaptığımız bu yolculuktaki yeni durağımız Sardes… Antik “Kral Yolu” nun günümüzdeki uzantısı olan İzmir - Ankara (D–300) yolunda İzmir’ i Ankara yönünde 70 Km. geride bırakıp, Manisa’nın Salihli ilçesinde bağlı Mustafa Köyü’ne geliyoruz. Salihli, Manisa’ ya 72 Km, Denizli’ ye 110 Km, Balıkesir’ e 144 Km. mesafededir. Geldiğimiz yol bizi antik şehrin içerisine kadar getiriyor. Tarihi MÖ 1300 yılına kadar inen Sardes’ e yapacağımız bu ilk ziyaretimizde, zamanın adeta donduğu hissediyoruz. Kendimizi, Batı Anadolu’da kurulmuş ve yaklaşık 750 yıl ayakta kalmış Lydia Devletinin başkentinde buluyoruz. Bu değerli topraklar Anadolu medeniyetlerinin hep gözdesi oluyor. Perslerin, Büyük İskender’in eline geçiyor, Seleukosluların, Bergama Krallığının, Roma İmparatorluğunun egemenliği altına giriyor. Bir dönem Bizanslıların din merkezi oluyor, Piskoposluk Merkezi olarak anılıyor. Anadolu’ nun ilk kiliseleri bu şehirde inşa ediliyor. Bu önemli Antik Kilise, Artemis Tapınağının hemen yakınında olduğu biliniyor. Antik şehri; yol üzerindeki yerleşim yeri (Sardes), Akropolis, Bintepe Mezarları ve Paktolos Vadisi olarak planlayarak gezmeye başlıyoruz. Sardes’ in şehir merkezinde ki en önemli eser olarak karşımıza, yakın zamanda restore edilen Gymnasion Hamam Kompleksi çıkıyor. Sütunlu ve görkemli bir avludan girilen hamam MS 161 de yapılmış. MS 300’ lerde yanı başına bir sinagog ilave olmuş. Bizanslılardan kalma hamam, sinagog ve mermer taşlarla döşeli yol boyunca uzanan dükkânların tüm ihtişamı adeta bizi o yıllara götürüyor. Yer yer asfaltın altında kalan yolda ilerledikçe karşımıza Lydia devrinin son agora kalıntılarını ve Bizans Döneminden kalma surları görüyoruz. Surların arasından ilerlediğimizde karşımıza MÖ 215 de yapılmış, yaklaşık 400 yıl ayakta kaldıktan sonra büyük bir deprem sonucu yıkılmış yirmi bin kişilik bir tiyatro çıkıyor. Gezideki diğer bir durağımız olan akropole doğru yorucu ve 330 metrelik bir tırmanışı yapıyoruz. Muhteşem yapı tüm yorgunluğumuzu bizlere unutturuyor. Artemis Kültürünün en eski tanıklarının misafiri oluyoruz. Artemis Tapınağının yanısıra, dinler tarihinin Anadolu’ da bulunan en eski kiliselerinden birine ve mermer kuleye hayran kalıyor, asırlar önce burada Anadolu’ nun Bereket Tanrısı Kybele’ ye tapılmış olunduğunu öğreniyoruz. İon başlıklı çok sayıda sütunlar düzenine sahip yapı adeta halkın akıl ve hikmet sahibi bir medeniyetin mensupları olduklarını bizlere işaret ediyor. Salihli’ nin kuzey batısındaki kral tümülüslerinin olduğu Bintepe’ de tarihe bir kez daha şahitlik ediyor, gezimizin son durağı olan Pakdolos Çayına bakan bir tepede kurulu basamaklı bir yapı olan basamaklı piramit mezarı görmeye gidiyoruz. Bu anıt mezar Susalı bir soylu olan Abradates ile karısı Pantheia’ ya ait. Efsaneye göre Abradates, Persler için savaşırken hayatını burada kaybetti. Karısı güzeller güzeli Pantheia bu acıya dayanamayıp kocasının cesedi üzerinde hayatına kıydı. Pers Kralı Kyros, kahramanca savaşan bu yiğit soylu ve ona sadakatle bağlı güzel eşi için bu piramit şeklindeki anıt mezarı yaptırdı. Sardes’ de, 1900’ lü yılların başında başlayan Amerikalı arkeologların kazı çalışmaları birçok eseri gün yüzüne çıkarmıştır. Ancak bu kazı çalışmaları eserleri gerçek sahibi olan bu topraklardan kopmasına neden olmuştur. Artemis Tapınağı ve binlerce Lydia mezarı kazılmış, çıkan eserler yurtdışına yasal götürülmüştür. Eserler şimdilerde New York Metropolitan Müzesinde sergilenmekte, Amerikalı arkeologların kazı çalışmaları günümüzde de bölgede devam etmektedir. Tarih sayfaları arasında gezinmek, her saniyesinin tadının çıkarılması gereken geçmişimize yapılan ve sahip çıkılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu unutmayalım. Tarih bize gezgince yaşarken hayatı hızlı koşmamayı, rotamız neresi olursa olsun, nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi hatırlatıyor. Tarihte gezinmek adeta flört etmek gibi, kalıp bu medeniyetin bir parçası olabilirsiniz. Ama en iyisi gitmek olsa gerek! Daha görülecek o kadar yer var ki… |
Yazılan Yorumlar... | |
hakan dertli (09 Kasım 2012) |
ücreti ne kadar ben izmirde oturuyorum acil ?? |
hakangeziyor (06 Haziran 2011) |
Manisa doğumlu bir Egeli olarak özellikle lise çağlarında ziyaret etmekten keyif aldığım bir yerdi Sart Harabeleri. Uzun yıllar olmuştu. Sayenizde eski günlere döndüm. Kaleminize sağlık... |
NEŞE (06 Haziran 2011) |
Sardes çok yol üstü olmadığı için Efes kadar çok ziyaret edilmiyor ve ben de buna çok üzülüyorum,çünkü sizin de belirttiğiniz gibi dünyanın ilk parası burada basıldı,beyaz elektron madeninden bakla formundaki bu buluş,hayatımızı kökten değiştirdi..Paktolos çayı antik çağda taşıdığı altın zerrecikleri ile ünlüydü ve Kral Kroisos un zenginliği de buradan geliyordu,sanırım günümüzde de bu bölgede altın yatakları var...Bize hatırlattığınız için çooook teşekkürler.. |