Beş Aylık Lüksemburg Macerasına Başlarken...

Bundan tam yedi sene önce bir Ekim ayında dostum Erdin’le yolumuz iki geceliğine Lüksemburg’a düşmüştü… Aslında görev icabı buradaydık. Bir dizi toplantının ardından bu küçük, yeşil ve bol yağmurlu şehri tanımak için bize ne kadar da az zaman kalmıştı. O az zamanın da büyük bölümü yoğun yağmur altında geçtiği için şehrin merkezini dahi şöyle bir gezebilmiştik. O günden aklımda kalanlar ise otelimizin bulunduğu gar bölgesi, her tarafın yemyeşil olması ve yüksek köprülerin üstünden izlediğim upuzun bir vadiydi.

Lüksemburg ilk yurt dışı seyahatimi yaptığım ülke/şehirdi. Bu yüzden bende yeri her zaman başkadır. Türkiye’ye döndüğümde bana sorduklarında “Nasıl, güzel mi?” diye, herkese aynı cevabı verdiğimi hatırlıyorum: “Güzel ama çok küçük, bir de çok yeşil, bir de hep yağmur yağıyor”. Nereden bilebilirdim ki tam yedi sene sonra yine bir Ekim sabahı Lüksemburg’a görevli geleceğimi ve bu sefer tam beş ay burada kalacağımı? Şaka gibi ama gerçek…



Madem ki buradayım (bir de meslektaşım var), zamanım oldukça ve hava koşulları müsaade ettikçe Lüksemburg’un ve yakındaki diğer başka şehirlerin altını üstüne getirmek boynumun borcu. Ama önce biraz Lüksemburg hakkında genel bilgiler verelim.

Lüksemburg bir büyük dukalık. Tüm ülkenin nüfusu yaklaşık 450.000 civarında. Yüzölçümü ise bizim Ankara’nın sınırlarından az. Her yönüyle küçük olan bu ülke kişi başına düşen milli gelir sıralamasında dünyada birinciliği kimseye kaptırmıyor. Bu yüzden Avrupa standartlarında dahi pahalı bir yer olduğu söylenebilir. Özellikle tekstil, çanta ve ayakkabı fiyatları bana hayli yüksek geldi.

Lüksemburg, ortada ne kadar önemli uluslararası örgüt varsa (AB, NATO, Birleşmiş Milletler, OECD) hepsinde kurucu üye olarak en başta. Ülkenin aynı zamanda başkenti olan Lüksemburg şehri, Avrupa Birliği’nin Brüksel ile birlikte çok sayıda kurum ve kuruluşuna ev sahipliği yapıyor.

Lüksemburg, Almanya-Fransa-Belçika ortasında kaldığı için hepsinden biraz etkilenmişe benziyor. Fransızca, Almanca ve Lüksemburg’ca resmi diller olarak görülse de en azından başkentte resmi söylemde Fransızca hakim diyebiliriz. Hollandalıların konuştuğu flemenkçe de biliniyor. Lise düzeyine kadar bu dillerin hepsi ve yanında ilaveten İngilizce de öğretildiği için özellikle genç nesil ortalama dört dil biliyor diyebiliriz.



Lüksemburg’un tarihi 10. yüzyıla kadar gidiyor. Eski dönemlere ait kayaların oyulması ile yapılmış olan yaklaşık 23 km.lik savunma geçitleri ve mağaraları görülmeye değer. Biraz Cermen biraz Fransız derken bugünlere gelmişler. Her iki dünya savaşında da tarafsızlığını ilan etmesine rağmen Almanların işgalinden kurtulamamış. Bugün için yaklaşık 900 kişilik bir ordusu olduğu söyleniyor. Onların da büyük bölümü NATO ya da başka bir uluslar arası gücün talebi halinde asker göndermek için. Unutmadan söyleyeyim, bunlardan iki tanesi de merkezdeki Grand Dükün sarayında muhafız olarak görev yapıyor…

Lüksemburg şehri 24 idari bölgeye bölünmüş. Şehrin kalbinin attığı iki yer mevcut: Bunlardan birisi pek çok Avrupa şehrinde olduğu gibi gar meydanı ve civarı, diğeri ise Hamilius bölgesi ve civarı. En büyük meydanı bile çok küçük: birkaç restoran, fast food ve üç-beş kafe. Tabi birde iş dünyası ve AB kurumlarının bulunduğu Kirchberg bölgesi mevcut. Burası biraz tarihi bölgenin dışında yer alıyor. Gar civarına geldiğinizde görebileceğiniz farklı insan tipleri artarken kalite düşüyor elbette. Şehrin gece hayatının karanlık tarafı buralarda geçiyormuş.

Esas olarak şehir oldukça küçük diyebiliriz. Bir uçtan diğerine otobüsle en çok yarım saat içinde gidebilirsiniz. Otobüsler daha da gidiyor ama onların yolculuğu başka ilçe ya da kasabalara…Otobüs deyince; şehir çok küçük olduğundan raylı sistemi yok ama en az onun kadar sistemetik ve düzenli işleyen bir otobüs ağı mevcut. 1-25 numaralı otobüsler şehrin her yerine gitmekle birlikte bunlar dışında “Eurobus” olarak isimlendirilen ve farklı numaralar taşıyan otobüslerle sadece Lüksemburg’un tamamında değil çevre ülkelerin sınır şehirlerine de ulaşım mümkün. Tek yön iki saat geçerli bilet 1,50 Euro, günlük kart ise 4 Euro. Bu kart tüm ülke sınırlarında ertesi sabah saat 08.00’e kadar geçerli…



Lüksemburg bir vadiler ve viyadükler şehri aynı zamanda. Vadide yer alan Grund bölgesi, Closen bölgesi şehrin özellikle eğlence hayatı için büyük anlam ifade ediyor. Burada gözde restoranlar, cafeler ve sosyetik mekanlar görebilirsiniz. Ayrıca tüm vadi alabildiğine yeşilin tüm tonlarını barındırıyor. İnanılmaz bir renk harmonisi sizin anlayacağınız. Detaylarını başka yazılarda paylaşırım nasılsa…

Şimdilik bu kadar…Daha uzun zaman buradayım…

Yeni yazılarda görüşmek üzere…





 Yazılan Yorumlar...
Fiyonk
(25 Temmuz 2016)
Merhaba Hakan bey, öncelikle yazılarınızı beğendiğimi belirtmek isterim. Bizimde lüxemburga taşınma ihtimalimiz yüksek 1-2 aya kadar. Şimdiden araştırmaya başladım. Yalnız 2 çocuğumuz var ortaokuldalar. okullar nasıl eğitimleri, 4 dil konuşuluyor Türk çocukları için nasıl bir uygulamaları var? bu konuyu merakla araştırıyorum internette bu konuda hiç bilgi bulamadım. Siz hala Lüxemburgda mısınız??
hakangeziyor
(28 Mart 2016)
Sevgili Tuana, dürüst olmak gerekirse 90 Euro yüksek bir rakam. Lüksemburg demek aslında neredeyse bir ülkeden bahsetmek demek ama yine de kanımca kısıtlı bütçesi olan birisi için 90 Euro vermeye değmez. Kuvvetle muhtemel size Brüksel için de yeterli süreyi vermeyeceklerdir. Bence Brükselde kalın ve oranın keyfini çıkarın. Çikolata Müzesine gidin, Bira Müzesini gezin, Tenten i takip edin. Eminim pişman olmayacaksınız...
tuana
(16 Mart 2016)
merhaba.lüksemburg hakkındaki yaznızı okudum.çok teşekkürler.ben kısıtlı imkanları olan biriyim.küçük bir avrupa gezisi rotasında lüksemburg var günübirlik gezi için 90 euro isityorlar.sormak istediğim şu.değermi bu parayı vermeye.aksi halde brükselde kalıp orada o zamanı değerlendirmemi tavsiye edermisiniz.sevgiler
hakangeziyor
(11 Temmuz 2015)
Özelden mesajınızı cevapladım. Oraya bakarsanız göreceksiniz.. Saygılar...
gkn007
(07 Temmuz 2015)
Merhaba Hakan bey, önümüzdeki günlerde Lüxemburgda 3 aylığına bir staja başlayacağım. Sizden oradaki yaşamla iligili bazı bilgiler almak istiyorum, yardımcı olursanız sevinirim.
hakangeziyor
(09 Ocak 2012)
Gözde hanım, güzel ve teşvik edici sözleriniz için teşekkürler. Günübirlik ya da bir gecelik seyahatler için Lüksemburg harika bir yer. Mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Ayrıca yine bu sitede yer alan "Lüksemburg Günlükleri :1 " yazısı size daha fazla fikir verecektir. Saygılar...
gözde elif
(09 Ocak 2012)
Ve hepinizden sonra ben de öğretmem olmam sebebiyle yarı yıl tatilinde geçerken de olsa 1 günlüğüne bu peri masalı şehrini göreceğim.
Hakan Bey bu güzel sayfa için teşekkür ederim. Amsterdamda bir gün daha mı kalsam Lüksemburga mı gitsem derken kararsızlığımda bana ışık oldu!
Siz göreve başka keşfi az yerlere de göndemeliler :o)
Saygı ve sevgiyle...
hakangeziyor
(21 Kasım 2011)
Ayla Hanım ve Ülkü Hanım, güzel sözleriniz için teşekkürler. Ben sadece Lüksemburgda sizden önce bulunmuş olmamdan kaynaklanarak öğrendiğim şeyleri size aktardım. Sizin de ben olmasam gayet güzel ve keyifli gezeceğinizden hiç şüphem yok. Lüksemburgdaki nispeten monoton hayatımıza 9 kişilik ekibinizle büyük renk kattığınız için esas ben teşekkür ederim.
Lüksemburgdan selamlar ve saygılar...
Ülkü
(20 Kasım 2011)
Hakan Bey, Ayla Hanım da dile getirmiş ben de Luxembourgda bize gösterdiğiniz misafirperverlik için çok teşekkür ediyorum.Sayenizde kısa zamanda anlamlı bir gezi yaptık. Herşey çok güzeldi... Sağlıcakla kalın....
Ayla
(19 Kasım 2011)
Tesekkurler Hakan Bey cok misafirperversiniz. Sayenizde 3 gunde 1 ayda geyebilecegimiz heryeri gorduk. Hoscakalin ve de cok cok tesekkurler
hakangeziyor
(17 Kasım 2011)
Ayla hanım, biraz geç oldu cevap yazmak, kusura bakmayın, tamamen dalgınlığımdan dolayı, atlamışım. Ama size Luksemburgun gezilecek yerlerini artık anlatmama gerek yok sanırım. Zira bu akşam 9 kişilik grubunuzla tanışmak ve akşamın hafif ayazında keyifli bir Luksemburg turu yapmak güzeldi :) Gezilmesi gereken yerleri de bol bol konuştuk hep beraber nasıl olsa :)
Lüksemburga hoş geldiniz...
Ayla
(28 Ekim 2011)
Merhabalar, Lüxemburga gitmeden önce böyle bir yazı ile karşılaşmak çok güzel oldu. Kasım ayında 3 günlüğüne grup olarak gideceğiz biz de. Sizden ricam bu 3 gün içinde mutlaka görmem gereken yerleri yazar mısınız..
Sibel Sönmez
(25 Ekim 2011)
Daha önce bir defa akraba ziyareti adı altında bulunmuştum Luksemburgda. Pek bir esprisi yok. Ama civarında gezilecek yer çok. Umarım kaçırmazsınız.
Erdin İVGİN
(24 Ekim 2011)
Sevgili Hakan
Yazın beni yıllar öncesine götürdü. Birlikte yaptığımız o Lüksemburg seyahatini hatırlattı. Giderken üç dönerken dört havaalanına uğramış, uçak yolculuğunun kendisi bir maceraya dönüşmüştü. Yine de şikâyetçi olmamış farklı havaalanları ve uçak modelleri görmenin keyfini yaşamıştık. Türkiye’den Lüksemburg’a zannederim hala direk uçuş bulunmuyor.

Lüksemburg’u ilk gördüğümde kuleleri, tarihi binaları, surları ve vadisiyle bana prens ve prenseslerin olduğu masallardan çıkma bir kent gibi gelmişti. Tarihi binaların yok edildiği ve her yerin çirkin apartmanlar ile doldurduğu ülkemizden gelip böyle güzel bir şehirle karşılaşınca oldukça etkilenmiştim. Sonradan birçok ülke ve şehir görmüş olsam da Lüksemburg hala bana masalımsı bir şehir hissini veriyor.

Bu güzel kent ile ilgili yeni yazılarını heyecanla bekliyorum. Teşekkürler.
hakangeziyor
(24 Ekim 2011)
Neşe Hocam, güzel yorumunuz için sonsuz teşekkürler. İnşallah burada hem görevimizi layıkıyla yerine getiririz hem de hafta sonlarımızı soğuğa rağmen iyi değerlendiririz.
Oğuz bey, gerçekten hem çok şaşırdım hem de çok sevindim yorumunuza. Demek ki sitenin ismini unutmamışsınız. Pastırmalı kurufasulye Lüksemburgda bana ancak "allah" dedirttirir. İlginize sonsuz teşekkürler. İnşallah bol bol görüşürüz bu gurbet ellerde...Size ve eşinize saygılar...
Oguz Kose
(24 Ekim 2011)
Merhaba Hakan Bey,

Bugün dolaşırken karşılaştık Luxembourg merkezde. Pastırmalı kuru fasulye sözümüz var. Bekliyoruz.
Yazılarınızı takip edecegim fırsat buldukça.
Saygılar,
Oğuz Köse
NEŞE
(23 Ekim 2011)
Sevgili Hakan ilk yorumu ben yazayım istedim...Ne güzel böyle gezi aşığı birinin Avrupa nın tam orta yerine görevli düşmesi !Çok güzel bir giriş yazısı oldu,şehire şöyle bir genel baktık,daha sonraki detay yazılara hazırlandık...Hele son foto,senin orada keyifli olduğunu gösteriyor.Çok sevgiler ve teşekkürler...Yeni yazıları ve haberlerini bekliyorum..