HİNDİSTAN - Renklerin Ülkesi | |||
Hindistan’da uçaktan inip havaalanından çıktığımız an iki şey ilgimizi çekiyor; Bunlardan birincisi, havanın sıcaklığı. Gece de olsa, hava 30 derecenin altına pek düşmüyor sanki bu ülkede. Diğer ilginç konu ise, etraftaki renkler. Hindistan dünyadaki en renkli ülkelerden birisi olsa gerek. Hindistan’da her şey rengarenk; kıyafetler, tapınaklar, sokaklar, her şey... Özellikle Jaipur kentinde, ilk günden itibaren renkler gözümüzü kamaştırıyor. Hindistan’daki ilk durağımız Delhi kenti idi; oradan trenle Jaipur’a gittik. Orada her yer rengarenkti. Bu renkli ülkede, çok beğeneceğiniz, lezzeti mükemmel yemekler yanında, hiç alışkın olmadığınız yemeklerle de karşılaşabilirsiniz. Baharatlı yemekleri sevenlerdenseniz, Hindistan’ın yemeklerini çok seversiniz. Ama, baharatlı yemekleri sevmiyorsanız, size bol şans dilemekten başka ne gelir ki elden... Hindistan’ın beslenmesi gerçekten çok değişik. Bu ülkede hiç ekmek yemedik. Çoğunlukla, çapati denilen bir tür lavaş yedik, tadı çok güzeldi. Hindistan’da en çok yediğimiz yemeklerden biri de tavuktu. En çok da körili tavuk, tandırda tavuk ve tereyağlı tavuk yedik. Hepsi çok güzel, çok baharatlıydı; bazıları çok acı, bazıları daha az acıydı. Hepsine bayıldım, ama bazılarında öyle çok baharat vardı ki, bardaklar dolusu su içerek ağzımdaki yangını söndürdüm. Yine yaygın bir yemek de dhal; bir tür sulu mercimek yemeği, yanında da mutlaka sebze yemeği bulunuyor. En basit bir Hint öğünü; dhal, pirinç pilavı ve çapatiden oluşuyor. Hindistan’ın değişik pilavlarından biri biryani pilavıdır. Biryani, pirinç pilavı pişirmenin değişik bir şeklidir. Yanına da tavuk veya başka bir et, özel bir baharat karışımı ile birlikte servis ediliyor. Pilavın meşhur sarı-portakal rengi ise safran denilen baharattan veya daha ucuz olan zerdeçaldan gelir. Biryani pilavının üzerine yer fıstığı, kuru üzüm ve antep fıstığı gibi kuruyemişler de serpilir. Benim en sevdiğim tavuklu biryani pilavıydı, onu yiyip de sevmemek nerdeyse mümkün değil, bana göre; özellikle de pilav seven biriyseniz… Hep ana yemeklerden bahsettim şimdi aperatiflerden örnekler vereceğim. Bence Hindistan’ın en güzel aperatifi samosa’dır. Samosa; hamurun içine bol acılı patates ve sebzeleri koyup yağda kızartılan muhteşem bir börektir. Anlatacağım diğer aperatif Chana bir acılı nohut yemeğidir. Üzerine istenen miktarda baharat koyulur ve çapati ile birlikte servis edilir, çok acı ama güzeldir. Şimdi de sizlere Hindistan’ın en meşhur mönüsü olan thali’den söz etmek istiyorum. Hindistan’ın her yerinde bu söz, bir öğünlük yemeğin tepsi biçiminde geniş bir tabağa, âdeta tadımlık miktarlarda koyularak sunulması demektir. Bu tepsinin birinci gözünde dhal bulunur. Sonraki küçük küçük gözlerde dolu dolu iki ya da üç kaşıkta bitirilebilecek miktarda birkaç çeşit sebze yemeği bulunur. Bu yemeklerin yanında mutlaka birkaç çeşit sos vardır. Aman bunları azıcık tatmadan ağzınıza atmayın, çok acı olabilir. En iyisi, sosları hemen yandaki haşlanmış pirinç tepeciği ile karıştırarak yemektir. Bu sebzeler katori denilen küçük metal taslarda da gelebilir. Thali’nin yanında büyük ihtimalle sınırsız çapati servisi olacaktır. Hindistan’da pek çok din bir arada. Başlıcalar Hindu Dini, Budizm, Müslümanlık, Sikh Dini, Jainizmdir. Hindistan nüfusunun yüzde 80'i olan 600 milyon kişinin kabullendiği Hinduizm, bu ülkedeki en yaygın dindir. Budizm'in temelleri ise, M.Ö. 500 yıllarında kuzey Hindistan'da bir prens olarak doğduktan sonra, hayattaki acıları sona erdirmek için bir yol bulmak amacıyla krallığını terk eden ve uzun çalışmalar sonucunda aydınlanmaya ulaşan Siddharta Gautama tarafından atılmıştır. Sayıları 130 milyon kadar olan Müslümanlar, Hindistan'daki toplam nüfusun yüzde 12'sini oluştururlar. Müslümanlık, ülkedeki en büyük azınlık dinidir. Moğollar dönemiyle birlikte ülke yönetiminde uzun süre tek başlarına söz sahibi olmalarına rağmen Müslümanlar Hindu toplumu ve kültürü ile Hindu dini üzerinde kalıcı etkiler bırakamamıştır. Hindistan'da Sikh dinini 18 milyon kişi izlemektedir. Önceleri Pencab bölgesinde etkin olan Sikh dini, günümüzde Hindistan'ın her yerine yayılmıştır. Sikhlerin Hint dini grupları içinde en kolay tanınan grup olması; Guru Gobind Singh tarafından belirlenmiş olan taşımak zorunda oldukları beş sembolden ileri gelir. Bunlar kesha; saçları kesmemek, kangha; ahşap veya fildişi tarak taşımak, kaccha; kısa pantolon giymek, kara; çelik bilezik takmak ve kirtipan; kılıç taşımaktır. Jain dini, çağdaşı olduğu Budizm'e çok benzer. Jainizm, Mahavira isimli bir ermiş tarafından M.Ö. 500 yıllarında kurulmuş. Günümüzde Jainlerin sayısı 4 milyon kadar. Bu kitle, ülkenin her yanına yayılmış olmakla birlikte daha çok batı ve güney batı eyaletlerinde toplanmış. Jainler, evrenin sonsuz olduğuna ve bir Tanrı tarafından yaratılmadığına inanıyorlarmış. Hindistan’da ulaşım diğer ülkelerdeki ulaşımdan hayli farklı! Hindistan’da şehir içi ulaşım için çok değişik bir araç olan rikşalar kullanılıyor. Rikşaların 4 çeşidi var, insanın çektiği rikşa, bisikletli rikşa, motorlu rikşa ve motorlu büyük rikşa... Biz en çok motorlu rikşayı kullandık. Bu rikşalar Hindistan’da ulaşımı çok kolaylaştırıyor, ayrıca bunlar çok kullanışlı araçlar. Bunlar küçük bir motosiklet motoruyla hareket eden mini birer taksi gibi. Küçük boyutları ve kolay manevra yapabilme yetenekleriyle her yere girip çıkabiliyor ve neredeyse her türlü eşyayı taşıyabiliyorlar. Motorlu rikşa dışında iki kez bisikletli rikşaya bindik, ikisinde de çok şanssızdık. Birinde bisiklet sürücüsü yolu kaybetti, diğerinin ise lastiği patladı. Hindistan’da şehir dışı ulaşım için ise daha çok trenler tercih ediliyor. Uzun yol gidilecek trenlerde yemek ikramları ve yatak oluyor, çok eğlenceli yolculuklar yaşanıyor. Hindistan gerçekten çok değişik bir ülke... Çok renkli, çok değişik kültürlere sahip, yemekleri çok değişik, ulaşım araçları değişik. Ülkemizden o kadar farklı yönleri var ki... Hindistan, belki de dünyadaki en değişik ülke bile olabilir! Ne kadar değişik olursa olsun, her yönüyle çok renkli bir ülke Hindistan...
Not: Bu yazı, Evliya Çelebi’nin doğumunun 400. yılı anısına hazırlanan ve tüm geliri UNICEF Türkiye Komitesi’ne bağışlanan “Torun Çelebiler Seyahatnamesi, 2011” adlı kitaptan editörlerin özel izni alınarak yayımlanmıştır. |