Hindistan Gezi Notları -3 : Mumbai (Bombay)

Eğitimde üçüncü haftadayız. Bu hafta Mumbai eski adı ile Bombay’a iş gezisine gideceğiz. Salı günü hareket edip Cumartesi döneceğiz.

Sabah havaalanına doğru yola çıkıyor ve Hindistan Havayolları ile yaklaşık 2,5 saat süren, bol hava boşluklu, yüreğimiz ağzımızda bir yolculuk sonrası Mumbai’ye varıyoruz. Hava Delhi’ye göre 6-7 derece daha sıcak ve rüzgarlı. Havaalanından özel otobüsümüzle kalacağımız misafirhaneye geliyoruz, ne yazık ki konaklama iki kişilik odalarda. Odalarımıza yerleşiyor ve akşam yemeği için rezervasyonumuzun olduğu şehir merkezinde bir restorana gidiyoruz. Balık ürünlerinin ağırlıkta olduğu çok şık bir restoran burası. Mumbai’de kaldığımız süre içinde hep otellerde yiyip içiyoruz zaten.



İlk gün böyle geçiyor, ikinci gün öğleden sonra alışverişe zaman ayrılıyor ancak ben kendimi iyi hissetmiyorum ve dinlenmek için misafirhanede kalıyorum. Delhi’de ufak ufak başlayan rahatsızlığım iyice artıyor burada. O gün akşam pek çok katılımcı rahatsızlanıyor, herkes ya grip ya da çok kötü öksürüyor. Sağ olsunlar doktor getiriyorlar, ilaçlar temin ediliyor.

Hindistan’ın en büyük dünyanın üçüncü en büyük şehri olup Maharaştra eyaletinin başkenti. Şehir Salsette Adası üzerine kurulu. Hindistan'ın ticaret, finans, ve kültür başkenti. Bollywood olarak bilinen Hint Sinema endüstrisi burada yer almakta. Bu sebeplerden dolayı şehir Hindistan'ın diğer bölümlerinden yoğun bir göç almakta.

Portekizliler buraya "iyi körfez anlamına gelen 'Bom Bahia" ismini vemiş. Bu isim daha sonra İngilizceleştirilerek "Bombay" olmuş. 1995 yılında isim Hint tanrıçası Mumba'dan türemiş "Mumbai" olarak değiştirilmiş.

Mumbai’de üçüncü günümüz ve bugün tamamen geziye ayrılmış durumda. Rehberimiz ile önce İndia Gate’e ve oradan da tekne ile Elephanta Adasına gideceğiz.




Gateway of India (Hindistan’ın Giriş Kapısı)

Hindistan’a yalnız gemi ile ulaşımın mümkün olduğu eski dönemlerde ilk ayak basılacak yer, Mumbai limanı imiş. Böylece, Mumbai’ye Hindistan’ın giriş kapısı adı verilmiş. Buradaki anıt, İngiltere Kralı V. George’un 1911 yılındaki Hindistan’ı ziyaretini ölümsüzleştirmek üzere 1924 tarihinde yapılmış. Mimari olarak 16. yüzyıl Gujarat İslam sanatı ile Gotik zafer anıtı tarzlarının karışımı olup sarı, bazalt taşından yapılmış.

Bu anıtın bulunduğu Apollo Bunder Meydanı Bombay’ın popüler buluşma ve gezi yerlerinden biri. Bu meydanın hemen arkasında yer alan Taj Mahal Inter Continental Oteli de benzer mimari özelliğe sahip olması nedeniyle bu görüntüyü tamamlamakta. Taj Mahal Otelinin sahibi; Mumbai’li ünlü zerdüşt sanayici J. K. TATA. Kendisi, İngiliz döneminde buraya yakın bir otele sadece beyazların girebileceği gerekçesiyle kabul edilmediğine kızmış ve bu oteli inşa ettirmiş. Buradaki Park’ta dini liderlerden Vivekananda’nın ve Marathi liderlerinden Shivaji’nin heykelleri yer almakta. Mumbai’nin bu ünlü anıtının bir diğer önemi ise İngiliz egemenliğinin son temsilcilernini 1948’de bu ‘kapı’dan çıkması, gemilere binip bir daha dönmemek üzere ülkelerine dönmesi.




Elephanta-FilAdası

Bu ada, Mumbai’den tekne ile 2 saat kadar uzaklıkta. İndia Gateway’in çıkış kapısından birkaç basamak inince tekneler sizi bekliyor olacak. Adadaki mağarada taş oymacılığı ile yapılan heykellerin M.S. 450 ile 750 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Eskiden Gharapuri olarak bilinen ada daha sonra Portekiz’lilerin eline geçince sahilde bulunan büyük fil heykeli nedeniyle Elephanta Adası olarak adlandırılmıştır. Bu heykel, 1814 tarihinde parçalara ayrılarak taşınmış ve 1912 yılında Mumbai’deki Victoria Gardens müzesinde yeniden birleştirilerek ziyarete açılmıştır. Şu anda ada maymunlarca istila edilmiş olup durumda.



Buradaki birçok heykeli parçalamaya çalışan Portekizliler, o dönemde ahşap bir bölmeyle ayrılmış olan Brahma heykelini fark edememişler, yaygın inanışa göre, Tanrı Brahma böylece kendini parçalanmaktan korumuştur. Bu heykelde, tanrı Brahma, Trimurti diye adlandırılan yaratıcı, yaşatıcı ve yokedici özelliklerini yansıtacak şekilde üç yöne bakan üç kafası ile gösterilmiştir. İkinci bir heykelde Tanrı Shiva, Ardhanari şeklinde gösterilmiştir. Bu, aynı bedende iki cinsiyetin bulunması anlamına gelir. Bu heykelin bir yanından bakıldığında erkek, öbür yanından bakıldığında ise dişi özelliği görülür.

Başka bir heykelde Shiva’nın Parvati ile evlenme töreni ve geleneksel dans pozisyonu olan Tandava dansını yapışı gösterilmiştir. Büyükçe bir panelde ise kral Ravana’nın Kailasa’ya sürülmesi anlatılmaktadır. Efsanelere göre Sri Lanka’nın şeytani kralı Ravana, Shiva ve yandaşlarını Himalaya’lardaki evlerinden atmak istemişti. Parvati, buna karşı büyük bir paniğe kapılırken Shiva sakin kalmış ve bir ayağının baş parmağı ile Himalaya’ları binlerce kilometre öteye itivermişti.



Tekneden indikten sonra küçük trenlerle köyün girişine varıyoruz, mağaraların bulunduğu yere dik bir yokuşa yapılmış merdivenlerden çıkılıyor. Dik yokuşu çıkmakta zorlanan yaşlı gezginler için taht-ı revan hizmeti de var. Merdivenlerin iki yanında kurulan tezgâhlardan turistik eşyalar satın alabilirsiniz.


Chowpatty Beach

Bombay’ın merkezindeki bu ünlü plajda denize girmek, kirlilik nedeniyle artık mümkün değil. Bir bayram yerine benzeyen bu kıyı şeridinde Hint yaşam tarzının küçük bir kesitini gözlemlemek mümkün. Çeşitli cambaz gösterileri, kumsalda top koşturan çocuklar, dilenciler, Bombay’ın ünlü aperatifi Bhel Puri ve Kulfi (Yerel dondurma) satıcıları sürekli olarak buradadır. Geleneksel Ganesh Chaturti festivali her yıl Temmuz ayında Chowpatty Plajında gerçekleştirilmektedir. Bu festivalde fil kafalı tanrı Ganesh’in dev boyutlardaki maketlerinin törenle denize indirilmesiyle çeşitli gösteriler yapılır.



Görülmesi gereken yerlerden birisi de oval meydan. Burada pek çok sporcu kriket oynamakta. Buranın tam karşısında Rajabai Saat Kulesi yer almakta.

Mumbai’den cumartesi sabahı ayrılıyor ve yine uçakla Delhi’ye dönüyoruz. Hepimiz kendimizi eve dönüyor gibi hissediyoruz. Demek ki eğitim merkezi Hindistan’daki evimiz olabilmiş ve en rahat en temiz yer meğer burası imiş.



Pazar günü yine Delhi’deki gezilecek görülecek yerlere gidecekmişiz. İnanın dinlenmek yasak bu eğitim süresince.


 Yazılan Yorumlar...
NEŞE
(22 Ocak 2012)
"Fil adası" ne kadar ilginç bir yer,biz de böyle bir eğitim gezisine katılmayı isterdik doğrusu...Devamını okuyacağım...
Erdin İVGİN
(19 Ocak 2012)
Keşke bizimde şöyle bir dinlenme fırsatı olmadan gezme imkanımız olsa :-)
Eline sağlık Türkan. Ayrıca Yazıdaki fotograflar da çok güzel.
hakangeziyor
(19 Ocak 2012)
Türkancım, Hindistanı her okuduğumda bana ne zaman nasip olacak diye sormadan edemiyorum. "Pazar günü yine Delhi’deki gezilecek görülecek yerlere gidecekmişiz. İnanın dinlenmek yasak bu eğitim süresince". Yahu, ne dinlenmesi...Ankaraya gelince bol bol dinlenirsin işte, gez, gör, fotola, yaz...Delimi ne :)
Kalemine sağlık...