Wieliczka Tuz Madeni, Polonya'nın Krakow kentine 1 saat mesafe uzaklıkta Wieliczka denen yerde bulunur. (Wieliczka Salt Mine Tourist Route) 10 Daniłowicza Street, 32-020 Wieliczka, Poland) Bu madenin en önemli özelliği dünyanın en eski tuz madenlerinden biri olmasıdır. Maden 1996 yılında düşük tuz fiyatları ve içindeki bir çökme nedeni ile kapatılmıştır. Ancak günümüzde müze şekline dönüştürülmüş ve turistlerin ziyaretine açılmıştır.
Madene modern bir lobiden giriliyor. Tek başınıza girme şansınız yok. Biletinizi alıyorsunuz, guruplar halinde giriş yapıyorsunuz, sıranız geldiğinde yaklaşık 64 metrelik daracık dönerli ve sonu gelmeyen basamaklarla iniyorsunuz. Rehberiniz çeşitli galerileri gezdirerek maden hakkında bilgiler veriyor. Bilet fiyatları hakkında da bilgi vereyim. 2012 itibariyle tek başınıza giriş fiyatı, İngilizce rehberlik için, yetişkin 73 zl, öğrenci ise 58 zl. Lehçe rehberlik istiyorsanız yetişkin 52 zl, öğrenci ise 38 zl. Bu arada Temmuz 2012 itibariyle 1 Euro=4,2 zl olduğunu söyleyebiliriz.
Madenin tavanı 327 metre yüksekliğinde. En dipteki yeri ise 300 km derinlikte. Ancak ziyaretçilerin gezebildiği yol 3,5 km uzunluğunda. Burada tam 2040 tane oda ve bu odaları birbirine bağlayan 200 tane koridor sıralanıyor. Yeryüzünün en derininde bulunan bu kilisede tuzdan yapılma dev avizeler, duvara oyulmuş üç boyutlu tablolar, tuza oyulmuş heykeller (aslen Polonya’lı olan Papa 2. John Paul, Goethe, Mikolaj Kopernik vs…), heykelcikler muhteşem görünüyor. Ayrıca gezerken madenci cüceleri gösteren figürlerle karşılaşabilirsiniz. Madende kolay çalışabilsinler diye cüceleri de kullanmışlar. Burada her yer tuz. Parmağınızı bir yere sürdükten sonra bir yalayın, tuzun tadını alırsınız. Birde su akıyordu kanallardan, yer hizasında oluklar yapmışlar, o su bile tuzluydu. Tatma gafletinde bulunduğum için biliyorum.
Kiliseden sonra iki büyük oyulmuş alanın birinde hediyelik eşya satıcıları, kantin; diğerinde ise restaurant ve dinlenme alanı bulunmakta. Restaurantın bulunduğu kısım yaklaşık 120 metre aşağıda olmasına rağmen cep telefonlarının çekiyor olduğunu görmek şaşırtıcıydı. Çıkış ise hızlı asansörlerle yapılmakta. Loş demir bir kafesin içine girip bu asansörlerle 30 sn. ye gibi bir sürede yukarı çıkmanın heyecanı anlatılmaz yaşanır. Karanlık ve kapalı alan fobisi olanlar varsa denememelerini tavsiye etmem.
Dışarı çıktığımızda madendeki tuzlardan yapılmış hediyelik eşyalardan satın almak istedim ancak, çalışma saatleri dolduğu için dükkanları kapatmış, bahçeden çıkış yapmak üzere olan dükkan sahiplerine yanımda bulunan tercüman sayesinde, “onca kilometre yoldan gelmişim, buradan bir hediyelik eşya almadan gitmek istemem” şeklinde ki ısrarlı söylemlerimle, dükkanların kapısı gizlice aralanarak satıcının eline ne gelirse bana uzatması ve benimde batan geminin malıymış gibi kapışım ve parayı eline sıkıştırışım komedi ötesi bir durumdu. O kadar kurallara uyuyorlar ki eğer yetkililer görürlerse ceza keserler diye korkuyorlardı. Yani bizim memleketteki gibi turist gelmiş dur bir satış daha yapıyım, ne kazanırsam kârdır gibi bir düşünceleri asla yok. Bunu çarşıda dolaşırken de yaşadım. Saat daha akşamın 5’i idi. Baktım dükkanlar birer birer kapanmış. Ben tabi alışmışım Türkiye’de 7x24 dükkanlar açık, sanıyorum ki orda da öyle. Siz siz olun alışverişinizi gündüz saatlerinde yapın. Yoksa benim gibi yalvar yakar hediyelik eşyaları toplamak zorunda kalırsınız. Kurallara bu kadar riayet etmeleri takdire şayan bir durum. Çok disiplinli bir millet vesselam.
Her yerin bir hikayesi olurda buranın olmaz mı? Gelelim hikayesine :
1200 küsurlardaki Polonya kralının kızı bir yerden tuz almış ülkesine geri dönerken “neden bizim ülkemizde de tuz madeni yok” diyerek düşünceye dalmış. Wieliczka yakınlarından geçerken ilahi bir ses orada tuz madeninin olduğunu söylemiş ve toprağı kazdığında büyük bir tuz damarıyla karşılaşmış. Daha sonra bu madenin içine parmağındaki yüzüğü çıkartıp atmış. Yüzüğünü bulan erkekle evleneceğinin duyurusu yapılmış. Ve bir prenste prensesin yüzüğünü derinlerde bir yerde bir kayaya saplanmış halde bulmuş ve kendisine takdim etmiş. Dizleri üstüne çökmüş prensin elindeki yüzüğü prensese verirken canlandırıldığı bir heykelde madende bulunuyor. Daha sonra kral da bu madeni düğün hediyesi olarak kızına vermiş. Mutlu sonla biten hikayeleri her zaman sevmişimdir.
En önemlisi de 1978 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine giren Wieliczka Tuz Madeni her yıl dünyanın her yerinden onbinlerce turist çekmeye devam ediyor. Bu tuz madeni hayatınızda en az bir kez ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye edeceğim bir yerdir. O masalsı, ihtişamlı mimariyi, hemde deyim yerindeyse yerin 7 kat aşağısında görmek, ve o kadar derinlerdeyken bile tertemiz bir havayı ciğerlerinize çekmek için bile gitmeye değer…
|