Mavi Sularda Yüzen Ada : Rodos...

Rodos, masmavi suların içinde yüzen eski ve yeni şehir olarak ikiye bölünmüş serin ve tatlı bir ada. İlk görüşte kendinizi göz alıcı bir tablonun içinde gibi hissedebilirsiniz. Bu şehir ilk olarak M.Ö 408 yılında kurulmuş. Daha sonra 1309 yılında adaya gelen St.John Şövalyeleri tarafından kalıntılar üzerine yeni bir şehir inşa edilmiş. Eski şehrin merkezini Ortaçağa ait Haçlı Seferlerinden kalma kale oluşturuyor. Büyük Üstatlar Sarayı görülmeye değer doğrusu. Saray kuleleri kaleye hakim bir durumda sanki. Savaşlarda halk bu sarayın içinde korunmaya alınıyormuş. On iki adadan en büyüğü olan Rodos’un eski kentini oluşturan kalelerdeki şövalyeler kendine özgü zırhlı giyimleriyle adaya mistik bir hava veriyorlar.

Şövalyeler sokağının kaldırım taşlarının üzerinde, haçlı seferlerinden kalma çeşitli ülkelere ait hanlar dizili. Sokağın girişinde yer alan Gotik şövalyelere ait hastane ise, arkeolojik müzeye çevrilmiş. Eski şehirde yer alan Sokrates Caddesi Rodos’un en önemli caddelerinden biri. Bu caddenin sonunda, 1523 yılında inşa edilmiş şehre hakim bir tepede Süleymaniye Camii yer alıyor. Ippokratous Meydanında ortaçağa ait tarihi fıskiye ortama canlılık katıyor.

FOTOGRAF: © Jebulon / Wikimedia Commons / CC0-1.0

Günümüzdeki deyimiyle kalıntı dünya şehri denilen eski şehirden sonra yeni şehir de görmeye değer. Restoranların, modern cafelerin, şık dükkanların, otellerin ve yeni yapıların oluşturduğu yeni kent orijinal duvarlarında ötesine doğru uzanır. Kiliselerin ve camilerin de yer aldığı yeni şehirde ki Elli Plajı Rodos’un en meşhur plajıdır.

Adada yerlere diklemesine döşenen parlak taşlar hoş ve değişik. Yemyeşil ve yüzyıllık ağaçların arasında insan kendini adeta cennette gibi hissediyor. Sokaklarda ressamların sergilediği resimler adaya renkli bir hava katmış. Bir ağacın gövdesine yapılmış olan tek mavi göz, buradaki sanatçıların düşünmüş olduğu değişik bir aksiyon olsa gerek. Kaldırımların üzerinde akordiyon çalan ve ayaklarının dibinde birer minik ve sevimli köpekleri olan çocukların gözlerindeki derin hüzün, insanın içini acıtıyor doğrusu.

FOTOGRAF: © Wikimedia Commons / Public Domain

Dünyanın yedi harikasından biri olan ve Mandraki Limanında yer alan Rodos heykeli, elli yıl sonra bir deprem sonucu yıkılınca, onun yerini simge olarak “Elefos” ile Elefina” isimlerinde iki geyik heykeli almış. Ayrıca, bu limanda yer alan üç adet yel değirmeni başka bir göz zevki yaşatıyor insana.

Açık, rahat ve nefes alınacak bir ada Rodos. Denizin mavi sularında minicik balıkların görüntüsü neşelendiriyor insanı…Ferahlık veren meltemi, bunaltan sıcak, basınçlı, nemli havaya karşı beslenen tüm kötü duyguların yok edilmesini sağlıyor.

Faliraki Plajı, Rodos Adasının 15 kilometre kuzeyinde yer alan ve pek çok turistin bulunduğu cıvıl cıvıl bir tatil beldesi. Oldukça güzel restoran ve cafelerin yer aldığı bu civcivli plajın mavi sularında özgürlüğe doğru yüzerken, suyun dibindeki kahve, krem ve yeşil tonlarındaki zararsız taşların renklerini izlemek aslında farkına varmadan yapılan meditasyonun küçücük bir anı.

FOTOGRAF: © Böhringer / Wikimedia Commons / CC0-1.0

Lindos! Sardunyalarla süslü çivit mavisi pencereleriyle muhteşem gözüken beyaz badanalı evleri, dar kavisli, büklüm büklüm sokakları ile adanın en çok görülmek istenen yeri. Rodos şehir merkezine 47 km uzaklıktaki Lindos şehri, kumsallarıyla ünlü. Dor’lar tarafından kurulan antik şehrin kalıntıları üzerine kurulmuş. Kaleye eşeklerle tırmanılıyor. St. Paul adlı bir kilisenin yer aldığı “cennetten bir parça sanki” diye düşündüren koyunu görmek insanda hatırı sayılır bir hayranlık uyandırıyor. Cicili bicili çarşısının merkezinde bulunan kalenin yer aldığı tepeye “Akropol Tepesi” deniliyor. Eşsiz bir manzara.. Ve Athena Tapınağı…

Lindos koyu hem çok temiz hem de sığ. Balıklarla birlikte yüzmenin keyfini çıkarıyor insan. Bu muhteşem koyun kalabalık oluşunu kusurdan saymak ne derece doğrudur karar veremedim. Çok beğenilmenin ve talep edilmenin sonucu bu olsa gerek..

FOTOGRAF: © Polimerek / Wikimedia Commons / CC-BY-SA-3.0

Rodos adası masmavi suların koynunda yüzerken, bu manzarayı derin bir zevkle izlemek insanı kendinden geçiriyor adeta. Hem de meltem rüzgârlarının büyüsüyle!

Sertap YAR


 Yazılan Yorumlar...
İbrahim Küçükdağlı.
(21 Ağustos 2012)
Dedimya görülmeğe değer şehirler vede yöreler.
Sertap Yar
(07 Ağustos 2012)
Hakan Bey, çok teşekkür ederim..Beğenmenize sevindim.:)
hakangeziyor
(05 Ağustos 2012)
Sertap Hanım, nicedir hasret kalmıştık yazılarınıza. Ve siz nefis bir Rodos esintisiyle geri döndünüz. Arayı uzatmayalım lütfen :) Kaleminize sağlık...