Arabamla Dünya Turu – Fas 5 (Rabat)


İkinci geceden sonra Casablanca’dan başkent Rabat’a hareket ettim. Rabat’a 90km kadar bir yol var; şu andaki rehabilitasyobn ve genişletme çalışmasını da Makyol yapıyor. Rabat’ta kalmayacağım ama, görmek istediğim iki yer var; ilki Kasbah des Oudaias, diğeri de Le Tour Hassan (Hasan Kulesi).


Oudaya Kalesi’nden Bou Regreg Nehri’nin Okyanus’a açıldığı nokta. Aşağıda Portekiz Kalesi görünüyor

Oudayas Kalesi Muvahhidler zamanında yapılmış. M.S. 1150’de Murabıtlar’a ait Rabat’ı ele geçirip yıktıktan sonra buraya yeni bir şehir inşa etmişler. Bou Regreg Nehri’nin Okyanus’a açıldığı yere tepeden bakan noktadaki bu kalenin ucunda da Portekizliler’in yaptığı bir ilave var. Mavi-beyaz evlerle süslü bu tarihi kent de artık Unesco’nun Dünya Mirası Listesi’nde.






Oudaya Kaleiçi’nden…

Le Tour Hassan, Rabat’ın en yüksek noktasında bulunuyor. 1195’te’te Muvahhid Sultanı Yakup el-Mansur tarafından inşa ettirilmeye başlanmış; İslam Dünyası’nın en yüksek minaresi olmak iddiasıyla. El-Yakub’un 1199’da ölümüyle proje, minarenin 44. metresinde yarım kalmış. Hâlbuki, 86m’ye tamamlanmasına niyetlilermiş. Minarenin ait olduğu cami de aynı şekilde, bugün de ayakta olan 200 sütunuyla kalakalmış. Bu yarım yapı daha sonra Fas’ın özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan Kral V. Muhammed’in babası ve kendisinin ebedi istirahatgâhları olmuş.



Hassan Kulesi girişi ve yarım kalan minare ve sütunlar

Bundan sonraki yazımda İmparatorluk kentleri Fes ve Meknes ile Fas’ın geri kalanını anlatacağım. O zamana kadar, hoşça kalın.