Gezimiz devam ediyor... Program, Kalkan’da konaklamak üzere ayarlanmış olduğundan Fethiye ile ilgili herhangi bir hazırlığımız bulunmuyordu. Kalacak yer yada gece için herhangi bir program ne yazıkki yapmamıştık. Kalkan-Fethiye arası yaklaşık 80 km. Bu da demek oluyor ki, bir buçuk saati bulan kısa bir yolculuk bizi bekliyor.
Önlü arkalı iki araba yolu tamamlayıp merkeze ulaştığımızda saat 09:30 sularını göstermekteydi. Fethiye’ye geldik gelmesine ama asıl iş, bu saatten sonra konaklıyacak yeri bulmakta idi. Tabii yer bulunur bulunmasına ama, bizim saatlerce dolanacak takatimiz kalmadığı için, bir an önce oyalanmadan otel yada benzeri bir yere girip odalarımıza kavuşmaktı hayalimiz..Neyseki şans bizden yana oldu ve fazla oyalanmadan, şirinmi şirin bir butik otelin kapısında bulduk kendimizi. (Oda + kahvaltı 110 tl) Beyler rezervasyon bölümünde oda işlemlerini hallederken biz bayanlar, ikram edilen kahvelerimizi içerek, yorgunluk gidermeye çalıştık.
Akşam yemeğimi kalır bu saate, kaçırmışız elbette. Fakat otel müdürünün içine sinmemiş olsa gerek ki biz, ’’ne yesek’’ diye kıvranırken otelin bahçesinde ki havuz başında, bizler için hazırlanan bir masanın olduğu haberi geldi. Bunun üzerine kendimizi atıverdik bahçeye. Havuz ışıl ışıl.. Hazırlanan masa ise ziyadesiyle doluydu, yok yok üstünde.. Tekrardan bir teşekkür edelim otel çalışanlarımıza, o saatte bizim için seferber oldular, sağ olsunlar. Gerçi keyif ile dört döndükleri belliydi etrafımızda, ama insan her zaman denk gelemiyor; böylesine naif, misafirperver ve memnuniyet odaklı otellere. Keyifli bir yemek hoş muhabbetler sonrası meşhur Fethiye gecelerine, kendimizi atsak mı diye düşünürken, ( ertesi gün yoğun geçecek tempomuzu hesaba katıp) odalara çıkıp dinlenme fikri daha cazip geldi.. Sabah kahvaltısının ardından otelden çıkışımızı yapıp, sahil turu yapmak üzere yola koyulduk.. Biraz Fethiye turu yapıp ardından Ölüdeniz’e geçmek vardı rotamızda..Fethiye’de olup ta ünlü ‘’PASPATUR ÇARŞISI’’ nı gezmemek olmaz .Tarihi dokusu bozulmadan, çoğu yerin restorasyondan geçerek aynı haz ve tat içerisinde ziyaretçilerini karşılıyor olması harkulade bir şey.. Güzeller güzeli çarşıda gezmenin ve alış-veriş yapmanın keyfi üzerimiz de iken, gelin şöyle bir Fethiye turuna çıkalım hep birlikte..
Akdeniz'in içinde irili ufaklı adaların serpiştiği, arkası çam ormanlarıyla çevrili, kuzeye açık bir koyda yer alır Fethiye Körfezi. Fethiye; Persler, Likyalılar, Karyalılar ve Romalılar dönemine ait izleri üzerinde bulunduran, kültürel zenginliği ve coğrafyası ile önemli turizm merkezlerindendir. Karayolunda; Muğla Antalya ve Burdur bağlantılı üç anayol sizi Fethiye’ye ulaştırır. Hava yoluyla ise ulaşım için en yakın alan 50km uzaklığındaki Dalaman ve 255km uzaklığındaki Bodrum havaalanıdır. Deniz yoluyla gelmek isterseniz, Türk deniz yollarına ait gemilerİ tercih edebilirsiniz. Yaz aylarında düzenlenen Akdeniz turlarıyla, uğrak noktaları olan Fethiye’ye de geldikleri için, rahat ve konforlu bir ulaşım yolu seçebilirsiniz.(Aynı zamanda korunaklı bir doğal yapıya sahip Fethiye limanı bütün yatçıların uğrak yeri haline gelmiştir. ) Gezilecek ve görülecek o kadar çok yere sahip ki Fethiye, öyle bir gün iki gün yetmez gerçekten.. Eşsiz hazineleri içinde barındıran güzeller güzeli Fethiye için ne söylense az kalır herhalde. Tarihi kültürü, etkileyici ören yerleri, plajları, su sporları için muhteşem koyları, yamaç paraşütü için uygun alanları hatta kış sporları için kayak alanları ( merkeze 80 km uzaklığındaki Eren Dağında yapılmaktadır.), meraklıları için her yıl düzenlenen yağlı güreş turnuvalarıyla her zevke uygun alternatifler sunmaktadır Fethiye.. Safari turları için Seki yaylası civarı, Trekking için Lykia yolu, Kürek sporu için Karagözler mevkisi, Dalış için Dalyan koyu, Sarıyarlar, Barakuda, Afkule mağarası, Rüzgar sörfü için Patara kumsalı, çamur banyosu ve buz gibi suyunda serinlemek için Babadağı, milyarlarca kelebek ile kucaklaşmak için Kelebek vadisi ve bir doğa harikasının içinde adeta yeniden doğmak için Ölüdeniz, Fethiye’nin en popüler ve turistik yerleridir.
Şehir içinde Likya döneminden kalma MÖ 4yy eserleri dikkat çeker. Bunlar, şehrin simgesi haline gelen doğal kayaya oyulmuş kaya mezarlardır. En güzel ve görkemlisi ise Amyntas’tır.
İlçede görülmeye değer bir çok lahit mezar bulunur. Bunlardan en önemlisi yine Likya dönemine ait deniz içerinde yükselen eşsiz bir yapıt gibi adeta gözler önünde kendini sergileyen kaya mezardır. Mezarın iki katlı ön yüzünde dötgen, ahşap kirişleri andıran oymalar ve gotik sitili kemerli bir kapağı bulunur. Kapağın her iki yanı savaşları resmeden freskler ile bezenmiştir. Tarihi bir yolculuğa çıkmak geldi içinizden ve arkeolojik geziler var düşüncenizde; öyleyse tam da yerindesiniz.. İşte sizin için sunabileceğim alternatifler; ARAXA antik kenti ( Fethiye’ye 40km uzaklıkta, ören köyü sınırları içinde kalmış antik kentten günümüze sur kalıntıları, hamam ve Bizans dönemine ait su yolu kalmıştır.)
TLOS antik kenti ( Fethiye’ye 45km uzaklıkta uçan kanatlı atı Pegasus ile ünlenen mitolojik kahraman Bellaforonte’nin yaşadığı kenttir.)
LETOON antik kenti , Pinara antik kenti, Cadianda antik kenti, Telmessos antik tiyatrosu, Cezayirli camisi ( 1791 yılında Cezayirli Hasan Paşa tarafından yapılmıştır. Hasan paşa ayrıca Kemer köprüsü, yayla yolundaki Paşa hanı, Yaka köyündeki su kemerleri gibi bir çok yapıtı Fethiye’ye kazandırmış değerli bir isimdir.) Kayaköyü ve hanları , meraklısı olanlara sınırsız hazineler sunmaktadır.
Ve SAKLIKENT tabii ..(Fethiye’ye 50 km mesafede Muğla Antalya il sınırını teşkil eden Karaçay dersi kenarında, uzunluğu 18km, yüksekliği yer yer 600m’yi bulan, muhteşem bir kanyon içine gizlenmiş eşsiz bir yer... Dimdik sarp kayalıkları, çınar ağaçları, pırıl pırıl akan çoşkulu kaynak suları ile doğa tutkunları için dağcılık, yürüyüş, yüzme olanakları sunan muazzam bir turizm cennetidir…)
Fethiye hakkında edindiğimiz bu bilgiler ile şunu bir kez daha anlıyoruz ki, bölgeyi keşif etmek öyle kolay kolay, saatler günlere sığacak gibi değil.. Biz ise, vakitsizliğin istikrarı üstümüzde sadece Ölüdeniz ile yetinmek zorunda kalıyoruz. ÖLÜDENİZ ‘’ Tanrının Dünyaya Bağışladığı Cennet’’ olarak nitelendirilen bir doğa harikası.3km'lik bir kumsala ve muhteşem manzaraya sahip, çam ağaçlarıyla kaplı doğal lagün görünümünde, eşi benzeri olmayan bir güzellik.
Ölüdeniz ile ilk tanışmam seneler öncesine dayanmakta. Daha 6-7 yaşlarında iken ailem ile geldiğim bu yerler hafızamda çok net olmasa da, lisede katıldığım bir okul gezisi ile tekrar gelme fırsatı bulmuş, güzelliği ile hem yüreğime hem de beynime kazınmıştı Fethiye. O zamanlardan bu zamanlara değişmiş elbet bazı şeyler. Tabii değişmeyen tek şey Ölüdeniz ve denizin içinde iken seyiredilen manzara…İlk kez tanışan dostlarımızın da hayranlığı, gözlerindeki ışıltıdan çok net belli oluyordu.. Fethiye merkezden, 14 km'lik mesafenin ardından ulaştığımız Ölüdeniz ‘ de, ben yine eskisi gibi kamping alanları ile karşılaşacağımı sanıyordum. Lakin büyük bir sürpriz ile şaşkınlığa uğradım. Tüm kumsal tamamiyle yenilenmiş, koruma altına alınmış misalih derlenmiş toplanmış fakat o eski samimiyeti ve sıcaklığını kaybetmiş adeta.. Arabalar, otoparklara park ediliyor ve ücret ödeyerek plaj girişinden giriliyor.. Uzunca bir yürüyüş yolu, akın akın insanlar, gelenler dönenler tıklım tıklım bir plaj.. İnanılmaz bir kalabalık…Beklediğimiz bir tabloydu bu ama bu kadar da değildi elbet.. Tüm şezlonglar dolu ve yer bulmak imkansız.. Hani bir gıdımcık kumlarda yada çakıl taşların üstünde oturayım desen de yer yok.. Sabahın 10’u ve hınca hınç dolu bir kumsal…
Baktık olacak gibi değil; güneşin kavurucu ışınları tepemizde ve kalabalık bizi bir hayli bunaltmışken bir kano kiralayıp kendimizi masmavi suya emanet etmeye karar verdik. Şu güzelim suda serinlemek ve yağlı tablo misali usta bir ressamın fırçasından çıkmış gibi öylece duran manzarayı izlemek varken niye kumsalda oturasın ki zaten...
Sudan çıkmadan saatlerce yüzüp, doyasıya tadını çıkarttık bu güzelliğin.. Yeşil ile mavinin oluşturduğu o muazzam renk ambiyansı içinde resmen kaybolduk.. Lakin Ölüdeniz’den de ayrılma zamanı gelip çattı.. İstemeye istemeye ‘’ Hoşçakal ‘’ derken, bolca foto ve video kayıtları ile hatıralarımıza yenilerini ekleyip, yolumuza devam etmek üzere arabalara doğru ilerledik..
Rotamız GÖCEK… İyi seyirler...
|