Kastamonu Ilgaz-Tosya Evleri...

Merhabalar Bu yılki Kurban bayramı tatili vesilesi ile sıklıkla gittiğim Kastamonu’nun Tosya İlçesine bağlı Yukarıkayı köyü ve civarına yeniden gezi âleminin gözünden baktım. Hakikaten ziyaret amacıyla yapılan gezi ile bölgeyi tanımak ve fotoğraflamak için yapılan geziler çok farklıymış. Bölgeye senelerdir gider gelirim, o güzelim ahşap Kastamonu evleri ve orta Karadeniz’in harika doğasında dinlenmenin keyfini yaşarım. (Bir arkadaşım bu mimari tarzının Hitit mimarisi özelliklerini taşıdığını söyledi). Ancak bu defa o canım Kastamonu evlerine farklı bir amaçla bakınca sanat tarihine girecek bu eserlerin yavaş yavaş yok oluşunu görüp hüzünlendim. Bir taraftan da bu inci tanesi misali orta Karadeniz bölgesinin sevimli köyünde hala orijinal olarak ayakta kalan evlerin bir anlamda kayda geçmesine katkıda bulunabileceğimi, onların tamamen yok olup gitmesine bir parçacık engel olduğumu düşünerek mutlu oldum. Aslında bahsettiğim köy Çankırı’nın Ilgaz ilçesi ile Kastamonu’nun Tosya İlçesine hemen hemen eşit uzaklıkta. Köy bir anlamda Ilgaz dağının uzantısı olan dağların eteklerinde denilebilir. Çevrede hala doğanın bütün güzelliklerini görmek ve yaşamak mümkündür. Ilgaz’a doğru tepeden aşağıya doğru inerken İn Dağı mevkiinde solda eğer hava sisli puslu değilse dağlara oyulmuş tarihi kaya mezarları arabadan veya otobüsün penceresinden bile rahatlıkla görülebilir. Bölge doğal güzellikler açısından başka ilginç ayrıntılar da taşıyor. Çankırı üzerinden Samsuna giderken Ilgaz dört yolundan sağa dönünce yukarıda resimlerini gördüğünüz bu sevimli vadide buluyorsunuz kendinizi. Yolun her iki tarafında bölgeye özgü lahana tarlalarını görebilirsiniz. Sol tarafta bu lahanaları üreten köyün girişinde “Kelemciler (lahana) diyarı Hacı Hasan Köyüne hoş geldiniz” tabelası ile karşılaşırsınız. Lahana seven birisi iseniz yol kenarında kurulan köylü tezgâhlarından doğal taze lahana ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Yolun sağında ise daha sonra Kızılırmak’a karışan Devrez çayı ve kilometrelerce çeltik (pirinç) tarlalarını solda ise sonbaharda yedi renge bürünen Ilgaz dağının eteklerini keyifle izleyebilirsiniz. Bölge sarı kılçık adıyla bilinen çok özel pirinci ile de ünlüdür. Eğer hakiki sarı kılçık pirincini bulabilirseniz mutlaka alıp denemenizi öneririm. Mesafe olarak Ankara’ya yaklaşık 200 km mesafede olan bölgede Ilgaz dağı milli parkı ve dipsiz göl milli parkları görülebilecek yerlerdir. Ayrıca gezinizde bozulmamış Türk geleneklerini yaşayan insanları, harika Kastamonu evlerini görüntülemek ve eşsiz çam ormanları içerisinde yürüyüş yapmak isterseniz bu köye uğrayabilirsiniz. Yürüyüş grupları ve Trekking meraklıları için ilginç bir güzergâh olabilir. Köy üniversite mezunu bir muhtar tarafından idare edilmekte olup sıcak kanlı dost canlısı insanlarla tanışarak yürüyüş ekiplerinin trekking kulüplerinin toplanıp buluşabileceği ve dönüşte dinlenebileceği bir köy konağı bulunmaktadır. Hoşçakalın.

Yazılan Yorumlar...
mehmet (31  Aralık 2010)	Ellerinize sağlık, özellikle fotoğraflarınız ile yöreye ilişkin güzel bir kompozisyon oluşturmuşsunuz. Tosya civarında meşhur “Dipsiz Gölü” dolaşmış ve çok beğenmiştik ancak bahsettiğiniz yerler de bir o kadar güzel. Benim de memleketim olan Batı ve Orta Karadeniz yöresi çoğu kimsenin henüz keşfetmediği doğal güzelliklere sahip ve düşüncem o ki ilerleyen dönemde bu potansiyel fazlasıyla değerlendirilecek. Son olarak, yazınızda belirttiğiniz üzere o yöreye özgü mimari ile inşa edilmiş evlerin (bu durumu yakın zamanda Sinop, Karabük gibi komşu illerin kırsalında da görmüş biri olarak) yok olması gerçekten üzücü.
NEŞE (04  Aralık 2010)	Çok teşekkürler,bilmediğim bir yöreden güzellikler sundunuz..Evet bu bölge Hitit imparatorluk sınırları içindeydi,ev gelenekleri günümüze ulaşmış olmalı...Fotolarınız da çok güzel,ellere,gözlere sağlık..