Budapeşte'de Yürümek ve Gezmek | |
Budapeste’ye yaz kıs ne zaman gelirseniz gelin bu sehrin bir yürüme sehri olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Tabii yine aynı sebepten bu şehre seyahat için mevsim seçiminizi, havaların ısınmaya başladığı Nisan aylarından, soğumaya başladığı Ekim başına kadar yaparsanız şehri yürüyerek gezmenin tadına varmak için daha doğru bir seçim yapmış olursunuz. Zira, halkalar şeklinde dışa doğru genişleyen ve 23 bölgeden oluşan Budapeşte’nin merkezini oluşturan cadde ve sokakları yürüyerek gezmek ayrı bir zevk. Özellikle, Macarlar tarafından Paris’teki ChampsElysee ile kıyaslanan ve biraz da Paris’in mimarisine öykünerek yapılan Andrassy Bulvarı’nın sonuna denk gelen Kahramanlar Meydanından başlayıp hemen yakınındaki Türk Büyükelçiliği’nin önünden geçerek yaklaşık 1 saatlik bir yürüyüşle Tuna kıyısına vararak tamamlayabileceğiniz yürüyüş rotası benim favorim. Yol boyunca size sağlı sollu tarihi binalar eşlik ederken Oktogon’dan itibaren ki buranın Kızılay’ı ya da Beşiktaş’ı gibi de düşünülebilir, bu sefer küçük küçük meydanlar görmeye başlayacaksınız. Şayet yaz mevsimindeyseniz meşhur ListFerenc Ter (meydanında) yer alan popüler kafe ve restoranlardan taşan bir insan güruhu sizi karşılayacak. Burada irili ufaklı birçok restoran ve kafede kalabalığın içinde oturup yorgunluk atabilirsiniz. Meydanın hemen sağ başındaki ikinci restoran “Menza"; gerek şık ortamı, gerekse menüsünde Macar ve İtalyan mutfağından örnekler içermesi sebebiyle tercih edilebilir. Benim favorilerim karidesli makarna ve biberiyeli koyun butu (lambstickwithrosemary). Özellikle Budapeşte’de yaşayan yabancıların uğrak yeri olan restorana rezervasyon yapıp gitmeniz tavsiye edilir. Ancak; yine de personel size yer bulmak için elinden geleni yapacaktır. Diğer bir önereceğim kafe-restoran ise meydanın sol tarafından en arkada yer alan "Cafe Vian". Burası Budapeşte’de görebileceğiniz en güleryüzlü ve ilgili hizmetle karşılaşabileceğiniz yegâne restoran. Menüsünde yine hem Macar spesiyalleri hem de uluslararası mutfağa ilişkin örnekler mümkün. Bir gurme restoranı olmamakla birlikte benim favorim brokoli çorbasını içip yorgunluk atabileceğiniz sıcak bir mekan. Tabi, dünyaca ünlü Macar şaraplarından tatmadan Budapeşte’de ayrılmak olmaz. Bunun için size ilerleyen bölümlerde birkaç adres önereceğim. Yolumuza devam ederken, Andrassy Bulvarı’nın biraz daha aşağısında meşhur Opera binasının hemen yanındaki Callas Cafe’de bir kahve molası verebilir, biraz iddialı bir yaklaşımla Budapeşte’nin Nişantaşı olarak da adlandırabileceğimiz bu kısımdaki ünlü mağazalardan alışveriş yapabilir ya da göz zevkinizi tatmin edebilirsiniz. Macarların porseleni meşhur malum en meşhuru ise Herend. Bu markanın prestij mağazası da yine bu yürüyüş hattında vitrininde porselenden yapılma ve neredeyse gerçek boyutlarda bir aslanla sizi karşılıyor olacak. Fiyatlar ise dudak uçuklatacak cinsten ancak merakınız ve tabii yeterli bütçeniz varsa bakmaya değer. Porselen alımı için farklı markalar ve görece daha uygun fiyatlı mağazaları ileride anlatacağım. Şimdi Tuna’ya kadarki yürüyüşümüze devam edelim. Nehir kıyısına ulaşmadan önceki son durak meşhur DeakFerencTer meydanı. Burası yaz mevsiminde Budapeşteli gençler için doğal bir buluşma noktası. Kay kaylılar, bisikletliler, biralarını, şaraplarını yudumlayıp sohbete dalanlar hepsi bu meydana ve içindeki geniş havuzun kenarına doluşmakta. Eski adıyla Gödör yeni adıyla Aquarium adlı gece klubü de bu meydandan aşağıya merdivenlerle ineceğiniz avluda yer almakta. Neredeyse haftanın her günü popüler Macar müzik gruplarını dinleyebileceğiniz Aquarium üniversite gençliğinin gözde mekanlarından. Konser fiyatları ise 1000-2000 forint arasında değişiyor. Meydanı geçip Budapeşte’nin Andrassy Ut ile birlikte en uzun ve en meşhur caddesi VaciUt’a saparsanız sizi eğlenceli başka bir yürüyüş rotası bekliyor olacak. Ama biz şimdi oraya değil, karşı kıyısında meşhur nazlı Budin’igörebileceğimiz Tuna nehri kıyısına varmak istiyoruz. Birkaç adımla oradayız. Akşam saatlerinde Tuna kıyısına vardıysanız güzel bir manzara görmeye hazır olun. Işıklandırılmış Chain Bridge- Aslanlı Köprü diye de geçer- bir tarafta, Szabadsag Bridge (Özgürlük köprüsü) öte tarafta, ve karşıda Buda Kalesi ve Matthias Kilisesi ilk göze çarpanlardan. Kale sözü sizi yanıltmasın eski ortaçağ tipi bir kaleden ziyade 19. yy’dan kalma bu yapı Buckingham Sarayı ya da Dolmabahçe Sarayı’na benzer mimari özellikler taşımakta. Bu yürüyüş hattı ile ilgili bilgilere biraz ara verip Budapeşte’ye ilk geldiğinizde gezi planınıza almanız gereken yerlerden biraz bahsetmek istiyorum. Eğer bir tur şirketi ile geldiyseniz zaten bu yerler plana çoktan dahil edilmiştir ancak kendiniz seyahat ediyorsanız, merkezi DeakFerencTer’de olan hop on hop off turlardan almanızı şiddetle tavsiye ederim. İçinde Türkçe de dahil olmak üzere 23 dilde anlatım olan bu turları rahatlıkla takip edebilirsiniz. Bir de küçük tavsiye: biraz pazarlıkla (örneğin sunulan tüm paketi kabul etmeyerek ki önerilen iki rotadan sadece büyük rotayı almanız da şehrin belli başlı yerlerini görmeniz için yeterli olacaktır) turu daha uygun fiyata almanız mümkün. Bunun dışında Buda tarafındaki Gellert tepesini görmeden ki burası gündüz ve gece Budapeşte manzarasını görebileceğiniz en iyi yerdir; ya da kale bölgesine çıkıp enfes manzarasıyla Balıkçılar burcu ve Matthias Kilisesini görmeden dönmeyin. Kaleye gitmek için eski Moskova meydanı yeni adıyla Szell Kalman Ter meydanının hemen önündeki sokaktan kalkan 16 numaralı otobüslere binebilirsiniz. Szell Kalman Ter’e gelmek için ise kırmızı metro hattının aynı adlı son durağında inebilirsiniz. Kaleye özellikle akşamüstü ya da mevsime göre gün batımına yakın bir saatte giderseniz gündüz ve gece sunduğu muhteşem manzarasından ayrı ayrı tad alabilirsiniz. Budapeşte’ye gelmişken, görmeden gitmemeniz gereken yerlerden biri de Margit adası. Buraya da merkezden ulaşım son derece kolay. Oktogon meydanından 4 ya da 6 numaralı tramvaylardan Szel Kalman Ter istikametine giden birine binip “MargidHid” istasyonunda inerseniz, kendinizi Margid köprüsünün üzerinde, sol tarafınızda Parlamento manzarası ile bulacaksınız. Köprünün hemen ayağında ise Budapeştelilerin yazın en fazla ziyaret ettiği mekan olan Margit adası sizi bekliyor olacak. Zaten bahar ya da yaz mevsiminde adayı ziyaret ediyorsanız, yolu bulmak için kalabalığı izlemeniz yeterli. Adayı girişteki envai çeşit bisikletlerden kiralayarak da gezebilirsiniz- Macarlar bisiklet yapımı konusunda son derece yenilikçidir, bunu da zamanla görerek anlayacaksınız- ya da adanın çevresini dolanan, yaklaşık 5 km uzunluğundaki tartar pistte yürüyerek ya da doğrudan beton yollardan adanın içlerine doğru giderek. Adanın Arpad köprüsü tarafına yaklaşık 25-30 dakikalık bir yürüyüşle varabilirsiniz, arada çimlerin üzerinde dinlenirken Macarların milli yiyeceklerinden olan Langos’u da denemeniz tavsiye olunur. Birkaç faydalı bilgi: - Macarca’da s’ler ş, sz’ler s okunur. C’ler ise z diye okunur. Bu durumda “Vaci Utca” aslında VatziUtza’dır! - Bu arada ut, cadde; utca, sokak demek. - Şarap alırken muhakkak menüyü isteyiniz, fiyatlara bakınız. Kadeh şarap alırken 1 db mi 2 db istediğinizi belirtiniz, arada genelde 2 katı fiyat farkı oluyor. - Budapeşte’de taksiler ucuzdur ve güvenlidir; sadece telefonla belirli taksi şirketlerinden taksi çağırdığınız zaman. Yoldan kesinlikle taksiye binmeyin, normalin en az 5 katı para öder, bir de üstüne kötü muameleye maruz kalırsınız (Tecrübeyle sabittir) - Macarlar köpeklerini özellikle de küçük olanlarını sokakta gezdirmeye bayılır, tuvalet terbiyesi ise henüz istenen seviyeye gelememiştir. O yüzden, Peşte tarafında özellikle arka sokaklar kirlidir, adımlarınıza dikkat edin - Restoranlardaki hizmet kalitesi ve güleryüzü kesinlikle Türkiye standartları ile karşılaştırmayın, kişisel almayın, Macaristan’da olduğunuzu unutmayın. Burası senelerce sosyalist rejimle yönetilmiş ve bunun izlerini hala üzerinde taşıyan bir ülke. Müşteri memnuniyeti gelişme aşamasında, dolayısıyla biraz sabır - Kışın geldiyseniz ve christmasmarket’a denk geldiyseniz muhakkak standlarda satılan sıcak şaraptan için. Tavsiye edilebilecek barlar ve restoranlar: - Szimpla Kert: En meşhur ruinpub’dır. Kült bir mekandır. Bir banyo küvetinde oturararak biranızı yudumlayabilirsiniz. Expat’ların ve turistlerin uğrak mekanıdır. - Instant: Meşhur ruinpub’lardan. Kışın daha iyi, yazın havalandırma az. 3 ayrı odada farlı müzikler çalıyor. Favorim değil ama görülebilir. - A-38: Gemi restoran ve bar. Kesinlikle gidilmeli, güzel konserler ve partiler oluyor. Biraz Babylon tarzı bir mekan. Bakınız Facebook sayfaları. - Most: Burası da yemek yenilip bira içebileceğiniz rahat ama düzgünmekanlardandır. - DiVino: Bir yaz gecesi akşamı St. Istvan Bazilika manzarası ve tarihi bir çeşmenin etrafında elinizde şarap kadehiyle takılabileceğiniz yegane mekan. Aman kadehlerin depozitosunu geri almayı unutmayın (500 forint) - Innio: DiVino’ya rakip yegane şarap barı. Ambiyans şık, gelenler şık, şaraplar güzel ve DiVino’dan biraz daha pahalı. Bazilika’yı arkanıza alıp yürüdüğünüzde ilk sokaktan sağa dönün. Macarca “EnniJo, İnniJo, elnijo”, yani “yemek güzel, yaşamak güzel ve içmek güzel”den türetiIen bir isim Innio! - Trafiq: DiVino’dan Bazilika’yı sağınıza alıp yürürseniz burası Budapeşte’nin şu sıralar en meşhur dans mekanlarından biri. Gece 11’den sonra kapıda ciddi anlamda kuyruk oluyor, ona göre zamanlamayı ayarlayıp gitmek gerek. Genelde haftasonları partiler oluyor, facebook’taki sayfalarından izlemek mümkün. - UriMuri: Andrassy Bulvarı üzerinde, numara 6 ya da 8. Yine Facebook’tan bulunabilir. Kert dediğimiz tarzda- Budapeşte’de bu tür mekanlara kert (bahçe) deniyor. Eski binaların avlularında ruinpub tarzında ya da daha modernleştirilmiş haliyle sunuluyor bu mekanlar. - Öt Kert: Bazilikaya çok yakın, yine en meşhur dans mekanlarından biri. - Symbol Budapest- Burası hem restoran hem de gece 11’den sonra bir kulübe dönüşüyor. Biraz daha high-class denilebilecek ilginç bir mekan. Partiler için Baknız facebook sayfası. - Doboz: Yeni açılan kert’lerden. Bolca erasmus partisi ve üniversite gençliği var. - Gozsduudvar: Burası da bir sitenin avlusunda içerisinde bir çok pub ve restoran olan yer. Son zamanlarda Spiller ve Kolor diye mekanlar güzel diye duydum. Yazın güzel oluyor özellikle. Kiraly ut number 13. Buranın karşısında yine Trafiq ayarında Minyon Pub var ancak yazın kapalı olabilir. - Deryne Restoran: Nefis bir Fransız ve Macar mutfağı karışımı restoran, ilk 3’e koyarım! Hem hizmet kalitesi hem ambiyansla ancak bir arkadaşlarınızla gidip bütün gece yiyip içip sohbet edeceğiniz türde bir yer. Buda tarafında, hemen aslanlı köprüyü geçince. - Paprika: Klasik Macar restoranı, Büyükelçilik yakınlarında. Gulaş çorbası tavsiye edilir. Fiyatlar görece uygun. - Firkasz: Macar restoranı. - Gundel: En bilinenve en eski Macar restoranlarından. Kahramanlar meydanının yakınında. - Pomodoro: Meşhur İtalyan restoranı, sahibi Macaristan’da çok ünlü bir şef. Fiyatlar biraz tuzluca. - Millennium Da Pippo: Andrassy ut 76. Başarılı bir İtalyan restoranı. Pizzalar da güzel, deniz mahsüllü makarna da. - Central Bistro: Bazilika yakınlarında şirin bir yer, NadorUtca’da. - Peppers: Marriott Oteli’nin restoranı, manzara güzel, menü kısıtlı, fiyatlar yüksek, lambchop nefis. - GerlozcyRestaurant: Deak Ter yakınlarında, son derece şık, içinde piano olan yine Fransız-Macar karışımı bir restoran. Bu da ilk 5’e girer. - Spoon: Gemi restoran. Manzara ve ambiyans nefis. Rezervasyon şart, fiyatlar tuzlu ama değer! - AnnaCafe: VaciUtca’da ve Vasar Csarnok yakınlarında bulabilirsiniz. Budapeşte’nin en eski kafelerinden şirin bir yer. VasarCsarnok tarafındaki her mevsim güneş alması sebebiyle benim favori mekanım.
|