Karlovy Vary

Bu güne dek, her birinin kendine özgü yanı olan yüzlerce kenti gezdim, dolaştım. Bana,

-''Onca yer dolaştın. Bunlardan en çok nereyi daha çok sevdin'' diye sorduklarında, yanıtım her zaman

-''Salzburg'' olurdu.

Bu yanıt, Slazburg'u görmüş olsunlar ya da olmasınlar, çoğu insanı şaşkınlığa düşürür,

-''Floransa, Londra, St.Petersburg, Barselona ya da Prag değil de neden Salzburg?'' derlerdi. Soranlara, bunca kent arasından neden Salzburg'u öne çıkardığımı anlatmakta her zaman zorlandım. Salzburg nereden baksan, Salzach Irmağının iki yakasında kurulmuş küçük bir Avusturya kenti... Onca kentin arasında ilk tercihim olan bu kentte beni çeken şey, turistik bir yer olması mı, iklimimi, doğasım, yoksa tarihi yapıları mı? Belki hepsi... Ama asıl neden; mütevazı bir hayranı olduğum Mozart'ın doğduğu kent olması. Diyeceksiniz ki;

-''Kardeşim! Mozart orada  doğdu ama 6 yaşında oradan ayrılıp, asıl ününü ölünceye kadar kaldığı Viyana'da yaptı.''

-''Bu söze söyleyecek mantıklı bir yanıtım yok. Ama şunu söylemeden geçmeyeceğim: Aşık olduğunuz kadın dünyanın en güzel kadını olmayabilir.''

 

Daha önce 2 kez Prag'a gelmiş ama Karlovy Vary'i görmek kısmet olmamıştı. Bu güne dek oraya ilişkin bildiğim tek şey; Mustafa Kemal'in 1918 yılında, azan böbrek ağrılarına şifa aramak için buraya gelmiş olmasıydı. Bayram tatilinde katıldığım Orta Avrupa turunun Prag ayağın da Karlovy Vary'in de olması, hakkında bilgi sahibi olmadığım bu kenti görmem için bulunmaz bir fırsattı.

 


Hotel Karlsbad- Mustafa Kemal'in Kaldığı Otel

 


Kraliyet tacındaki küçük ama en kıymetli taş...

Karlovy Vary, Prag'a 130 km mesafede... İrili ufaklı yerleşim yerlerinin,  biçilmeye hazır arpa, kolza ve ilk kez gördüğüm şerbetçi otu tarlalarının arasından geçip, ormanlarla kaplı bir tepeden, kentin yer aldığı vadiyi ikiye bölen, parlak ve duru gün ışığı altında gümüşi renkli bir yılan gibi kıvrılarak akan Temple Irmağı ve onun her iki yakasından başlayıp, vadinin yamaçlarında yer alan yapıların görünümü, daha şimdiden bizleri orada nelerin beklediği hususunda ipucu veriyordu.



Otelde Mustafa Kemal Adına Konan Plaket

Hemen her kentin, çoğu efsane olan bir kuruluş öyküsü olur da Karlovy Vary'in olmaz mı?

 

Kutsal Roma Germen İmparatoru ve Çek Kralı IV. Karl av meraklısıymış. Bir gün kentin bulunduğu bu bölgede avlanmak için peşine düştüğü geyiklerin sıcak bir suyun etrafında toplaştıklarını görmüş. Hava soğuk, su sıcak... Kral'a da suya girmek düşmüş. Suyun dinlendirici özelliğini keşfeden av yorgunu Kral,

-''Tiz buraya bir kent kurula ve adına da Karslbad dene !'' demiş olmalı ki 1375 yılında Karlsbad(kralın banyosu) olan bugünkü Karlovy Vary kurulmuş. Karlovy Vary, kurulduğu günden bu güne Avrupa'nın en önemli kaplıca kenti olma özelliğini korumuş.

 


IV.Karl'ın Av Sahnesi-Colonnade-Bakır Levha
 

Otobüsümüz kente bir kaç km kala durdu. Oraya ya yürüyerek 15-20 dakikada ya da ring yapan kamu taşıtı ile bir kaç dakikada gidebilirmişiz; seçim bizim. ''Vakit her yerde olduğu gibi Çek Cumhuriyetinde bile nakittir'' deyip kamu taşıtını yeğledik. Kente girdiğinizde bizi karşılayan ilk büyük bina, 1918 yılında Mustafa Kemal'in savaş sırasında azan böbrek ağrılarına umar olur diye gelip kaldığı Karlsbad Plaza oteliydi. Otelin giriş kapısının hemen yanında Türkiye Cumhuriyeti'nın Kurucusu Mustafa Kemal anısına bir plaket koymuşlar. Ayrımsız, bizimle birlikte tura katılan herkes o görüntüyü fotografladı. Çekler işini biliyor doğrusu...



Tepeden Karlovy Vary
 

Yavaş adımlarla kent merkezine doğru yürüyoruz. Rehberimiz Karlovy Vary hakkında ne biliyorsa anlatıyor; kulağım onda, çevreyi hayranlıkla izliyorum. Anlatımı ilginç, Karlovy Vary, daha ilk adımlarınızda sizi sarıp sarmalıyor...Kendimi anlatılanlara ve çevrenin güzelliğine öyle bir kaptırmışım ki; fotograf çekmeyi bile unutmuşum. Olsun; öğleden sonra rehbersiz serbest zamanım olacak, o zaman doya doya fotograf çekerim.

 


Market Colonnade ve Anıt
 


Rahberimiz anlatmayı sürdürüyor:

Volkanik bir bölge olduğu için burada sıcaklığı 40 ile 72 santigrat derece arasında değişen kaplıca suları varmış. Colonnade denilen sütunlubinalardan çıkan bu sular, deri hastalıkları da dahil bir çok rahatsızlıklara iyi geliyormuş. İçildiğinde ise; tüm sindirim sisteminizi ''sıfırlıyormuş''. Kentin ortasından akan nehirde her yıl kano yarışları yapılırmış. Her yılın temmuz ayında ise uluslararası film festivali... Hatta burası geçmişte birkaç filmde doğal plato olarak bile kullanılmış. Eğer kışın gelinirse; buraya pek uzak olmayan kayak merkezinde kayak yapma olanağı da varmış. Rus Çarı l. Petro (hani bizim deli payesi verdiğimiz Ruslarınsa büyük sıfatıyla andıkları Petro), Karl Marx,Mozart, Gogol, Beethoven, Hitler, Nazım Hikmet, Freud  ve daha nice ünlü, yaşadıkları dönemde buranın müdavimleriymişler. Her otelde şifalı su yokmuş, eğer kaldığınız otelde kaplıca suyu yoksa ''kürünüzü'' şifalı suyu olan başka bir mekanda yapabilir, yol boyu sıralanan 12 adet çeşmeden de bir yandan kenti dolaşırken öte yandan ''hayrat'' şifalı su içebilirmişsiniz.

 



Temple Irmağı ve Kent
 

''Mışla'' biten sözcüklerin ardı arkası kesilmiyor. Bir süre sonra grubu, rehberimizle baş başa bırakıp eşimle yavaş yavaş onlardan ayrılıyoruz...

 

Karlovy Vary muhteşem bir kent. Yazılarımda bir yerden söz ederken zaman zaman muhteşem sözcüğünü kullanırım. Ama Karlov Vary'' muhteşem '' sözcüğünü gerçekten hak ediyor. Karlovy Vary'n eşsiz güzelliklerle yoğrulmuş manzarasını, kenti ikiye bölen ırmağın üzerindeki köprülerden birinin korkuluğuna dirseklerinizi dayayıp, ya da hemen kıyısında bulunan ''banklara'' oturup, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan sindire sindire izleyebilirsiniz.

 



Kentte 2014 yılı itibariyle 56 bin kişi yaşıyormuş. Ama çevremizi kuşatan binaların neredeyse tamamına yakını hediyelik eşya dükkanı, restoran, kristal avize satıcısı, mücevheratçı ve kafelerden oluşuyor. Peki halkım nerede yaşıyor? Karlovy Vary halkı kentin biraz dışında ikamet ediyor. Çünkü kent merkezindeki daireler 'yaşamak' için çok pahalı.



Bu Kış Kentinde Hurma'nın Ne İşi Olabilir ? Hurmalar Palet Üstünde, Kışın Seraya Taşınıyor
 

 


Nereleri gezebilirsiniz

Ziyaret ettiğim bir çok kenti anlatırken genelde bu başlığı kullanırım:''Nereleri gezebilirsiniz''. Bu kez Karlovy Vary'de şurayı gezin, burayı dolaşın diye önerilerde bulunmayacağım; kısaca Karlovy Vary'i yaşayın diyorum.

 


 

 

Alışveriş

Buraya, Prag'dan bir rehber eşliğinde geldiyseniz; rehberiniz sizi uyarıp,

'' Prag pahalı bir kenttir. Alışverişinizi Karlovy Vary'den yapın, karlı çıkarsınız'' demiştir mutlaka...



Market Colonnade-MimarlarıHermann Helmer ve Ferdinand Fellner - İsviçre Şale Evlerinden Esinlenilmiş


Biz de bu uyarıya kulak vermiş ve alışveriş duygumuzu Karlovy Vary'de tatmin etme kararına varmıştık.

 

Çek Cumhuriyeti denince akla ilk gelen Bohemya Krıstalidir. Eh! Karlovy Vary'de Bohemya'nın başkenti olduğuna göre kristal almak için en uygun yer burası olmalı. Kristal'den pek anlamam; ilgimi de çekmez ama kristalin vatanına gelip de ona ilişkin bir şeyler bir şeyler yazmayınca da olmaz. Bu nedenle geziye Tarsus'tan katılan ve kristal almak isteyen bir arkadaşa,

''Fiyatlar nasıl, buradan almaya değer mi ?'' diye sordum.

'' Fiyatlar, Türkiye'den en az %30 daha ucuz'' dedi.''

 

Burada Kristal satan, aralarında Türkler'inde sahip olduğu bir çok dükkan var. Ben Türklere ait dükkanlardan alış veriş etmenizi öneririm. Sakın, bu öneriyi milliyetçi duygularla yaptığımı sanmayın. Türklere pazarlık yapmak daha eğlenceli...


 


Mill Collanade

 

Granat taşı(Lal), Çek Cumhuriyetini ziyaret eden hemen her kadının satın aldığı kızıl kahve renkli bir taşmış. Karlovy Vary'de mücevher satan dükkanların vitrinleri bu taşlardan yapılmış takılarla dolu;kolyesi, küpesi, bileziği, yüzüğü...Her şey granattan... Ben tezgahtarın yalancısıyım; ''özellikle akrep, aslan ve koç burcunda olanlar bu taşlardan yapılan takıları kullandıklarında, bedenlerindeki negatif enerji pozitif enerjiye dönüşür, yaşamdan daha fazla zevk alır hale gelirlermiş.'' Eşim Akrep burcu; hiç olmasa granat taşlı bir yüzük alması için ısrar ettim; ama almadı. Demek ki, yaşamdan yeteri kadar zevk alıyor ve fazlasına gerek duymuyor... Granat satıcılarının arasında Türklerin de bulunduğunu yeri gelmişken yazayım.



Köprüde Düş Yorgunu
 

 

Bu arada, camdan yapılmış hediyelik eşyalar, porselen yemek takımları ve biblolar cebinizdeki eurolara göz dikmiş gibi; turistleri alışveriş  için tahrik ediyor.

 

Buraya özel ve ilk kez burada üretilmiş bir likör var; adı Becherovka... Bu likörün ilginç bir öyküsü var.19 yüz yıl başlarında Jan Becher adlı uyanık bir eczacı, 30 dan fazla bitki aroması kullanarak, 38 derece alkollü bir likör üretmiş. Başlangıçta ilaç niyetine satılan bu tonik zamanla, buraya şifa aramaya gelenler tarafından aranan bir içecek olmuş.Tarçın, karanfil, anason aromaları ile pazara sunulan Beceherovka'dan çeşitli kokteyler  de yapılabiliyormuş. Denemeye değer. Ayrıca yakın arkadaşlarınız için de hoş bir hediyelik olur.

 


 

Karlovy Vary için bir kaplıca kenti demiş, kentin bir çok yerinde, 12 adet çeşmenin olduğundan söz etmiştim. Hem kenti dolaşıp hem de ''kürünüzü'' tamamlamak istiyorsanız; hediyelik eşya dükkanlarının birinden ''kaplıca suyu kabı'' almanız gerekli. Seramikten yapılmış bu kaplar, yassı çay demliği şeklinde. Hoş görünüşleri var. Sizleri, ''yakınlarıma nasıl bir hediye alsam acaba?'' müşkülpesentliğinden kurtaracak  güzel ve özgün bir hediyelik olduğunu söyleyebilirim, hem fiyatı da uygun...



Temple Üstündeki Bir Köprüden...

 

Karlovy Vary'de bir çok ünlü giysi, mücevherat ve saat markalarının şubeleri var. Buraların gözde müşterileri de Ruslar. İlginçtir kentteki turistlerin önemli miktarı Rus. Önce buna anlam veremedim;'' Rusya nire Karlovy Vary nire?'' Yaklaşık 25 yıl önce buranın Sovyetler Birliği Toprağı olduğunu anımsayınca Rusların neden burada olduklarını çözdüm. Duvar yıkılmadan önce Sovyet Yurttaşlarının sporcular ve diplomatlar dışında ''Birlik'' dışına çıkmaları zordu. O zamanki adıyla Çekoslovakya da birliğe dahil olduğu için buralara nispeten daha kolay geliyorlardı. Kendilerine, şimdi  AB vizesi uygulanmasına karşın hala yoğunlukla burayı yeğlemeleri bu eski alışkanlıktan kaynaklanıyor olmalı.

 

 

Ne yenir, ne içilir

Valla ! orada bulunduğum 7-8 saatlik süre içinde bilinen şeylerin dışında Karlovy Vary'e özgü bir yemek yemedim. Onun için'' şunu deneyin, bundan mutlaka tatmalısınız diye önereceğim bir şey yok.'' Yalnız oraya has- gerçekten oraya mı has emin değilim- bizdeki kağıt helvaya benzer bir yiyecekleri var. Vanilyalı, fındıklı ve çukolatalı; alıp tadına baktım; fena değil...



Ünlü Becherovka Likörü
 


Ne içilir sorusuna gelince ; bu konuda seçenek çok. Becherovka'dan yukarıda söz etmiştim.

 

Çekler birayla özdeşleşmiş bir halk. Dünyada kişi başına en çok bira tüketen ülkelerden biri. Dolayısı ile her damağa uygun biraları var. Size denediğim ve beğendiğim 4 tanesinin adını yazayım. Budveiser, Pilsener Urquell,Krusovice ve Herold. Herold esmer bir bira. Budveiser'i ben USA birası sanırdım meğer ki Çek birasıymış. Krusovice ise en hoşuma gideni.

 

Bu arada sindirim sisteminizde sorun varsa doğal olarak kaplıca suyu içmenizi de öneririm. Yalnız bu suyu içerken, en yakın tuvaletin nerede olduğunu da belirleyin; hayrınıza olur...

 

Onun için Barok ve art nouveau mimari tarzı binalarıyla böylesine düzenli, böylesine temiz, muhteşem doğasıyla insanı sarıp sarmalayan çok az kent vardır.


Bir kaç yararlı bilgi

Karlovy Vary'e turla gelmediyseniz ve Prag'dan geleceksiniz, Prag merkez istasyonundan kalkan trenlerle ya da otobüsle buraya ulaşabilirsiniz. Tren hem pahalı(yaklaşık 9 €) hem yavaş(3.50 dk). Otobüs ise yaklaşık 5 euro edeyerek 2 saat 30 dakika. Ayrıca Prag'dan buraya düzenlenen özel turlara da katılabilirsiniz. Yemek, yolculuk, rehberlik ve ulaşım dahil hediyesi 60 eurodan başlıyor.



...Oturmuş d bir türkü tutturmuşum...
 


Yok ben buraya hava yolu ile geleceğim diyorsanız buraya yakın bir hava alanı var. Tatil için kışı yeğleyenler, önce Prag'a, sonra da aktarma yapıp Olsova Vrata hava alanını kulllanarak buraya geliyorlar. Araştırdım; yazın Antalya'dan buraya Çek Havayolları doğrudan uçuş yapıyormuş.

 

Restoranlar pahalı değil. Bizim kesemize uygun. Her ne kadar yemek bedelimiz tur şirketince ödense de, yemek listesindeki fiyatlar fiyatlar uygundu.

 

 


Market Colonnade ve Gerilerde Heykel

 

 

Kristal avize ya da taşıyamayacağınız kadar ağır bir şey satın aldıysanız. Aldıklarınızı, her türlü taşıma ve gümrük işlemleri dahil evinize kadar gertiriyorar. Pazarlık yaparken bu hizmeti de fiyata dahil ettirmeye çalışın. Onun için Türklerin  çalıştırdığı magazaları yeğleyin ...

 



Karlovy Vary Tipik Bir Bina
 
Çekler henüz euro kullanımıyor (laf aramızda iyi de ediyolar). Para birimleri Çek Kronu. 1 euro 27.8 ÇK.(Temmuz 2014). Harcayacağınız kadar euro bozdurun; yoksa kalan kronları ne yapacağım derdine düşüyorsunuz.

 

Bazı yerler euro da kabul ediyor. Kredi kartı kullanımı yaygın.

 

Karlov Vary,  gerçek dünyadan ayrılıp tam kafa dinlenecek bir yer. Benim gibi günlük tur yapmayacaksanız size bir kaç gün kalmanızı öneririm. Bir yandan kaplıcalardan yararlanırken öte yandan okur, yazar ya da ormanda uzun yürüyüşlere çıkarsınız. Eve ve işinize yenilenmiş bir olarak dönersiniz.

 

Kaplıca suyu olmayan kalınabilecek oteller 30 eurodan başlıyor (kişi başı değil oda fiyatı). İnternetten araştırırsanız daha uygun fiyatlı olanları da bulabilirsiniz. Ancak kaplıcalardan faydalanmak istiyorsanız; kaplıcası olan bir otelde kalmanız gerek. O zaman da fiyat artıyor.

 

 


Ünlü Markalar Bu Caddede
 

Yukarıda Karlov Vary'de gezilecek yerlerle ilgili öneride bulunmayacağımı, orayı yaşamanız gerektiğinden söz etmiştim. Ama yazının sonuna geldiğimd size gezeceğiniz en azından benim ziyaret ettiğim bir kaç yerin adının  vermenin daha uygun olduğunu düşündüm.

 

 

Church of St.Mary Magdelena Churc: 1737 yılında hizmete giren bu barok biçemli kilisenin mimarı K.I.Dientzenhofer. Küçük ama bembeyaz duvarları ile şirin bir kilise, gezebilirsiniz.

Colonnade'ye bir kaç dakika uzaklıkta.


   
Church of St. Mary Magdelena   -   Geride Market Colonnade
 


Jan Becher Müzesi: Becherovka Likörünün üretildiği fabrika. Fabrikada girişi yaklaşık 3 euro olan ve Becherovka'nın geçmişinin sergilendiği bir de müze var.


Moser Glass Museum: Burası Karlıvy Vary'nin cam eşya, porselen,mucevherat satın alabileceğiniz önemli bir alış veriş merkezi ve müzesi. Müzeye girmek için yaklaşık 2 euro ödemeniz gerekli.


St. Peter ve St. Paul Kilisesi: Klasik Rus mimarisi tarzında yapılmış kilisenin kubbeleri altın kaplama. Kilisenin hemen yakınında kiliselerle arası pek iyi olmayan ve komünizmin babası sayılan Karl Marx'ın heykeli var. Bana İlginç geldi doğrusu. Aslında şaşırmamak gerekir. Rehberimizin söylediğine göre Çek halkının % 60' ateist, % 20'si deist geri kalanı da katolik ve protestanmış. Böyle olunca sonucu olağan karşılamak gerekiyor.

 


Heykel üstündeki 3 dinin sembollerine dikkat! Haç,Hilal ve Davut Yıldızı
 


İnsanı, bir süreliğine de olsa zaman ve mekan duygusundan çekip çıkaran, düzenli ve güzel binaları,tertemiz sokakları ve eşsiz doğasıyla adeta şevkatli bir ana gibi kucaklayan Karlovy Vary gibi çok az kent vardır dünyada sanırım. Karlovy Vary sadece ben mi etkiledi?



Karlovy Vary'de Tipik Bir Otel
 

Bu soruyu gruptaki bir çok kişiye ve İstanbul'a döndüğümde ise Karlovy Vary'i daha önce görmüş olanlara sordum.

-''Karlovy Vary hakkında ne düşünüyorsunuz?''

Soruyu yönelltiğim kişilerin hemen hepsi neredeyse oy birliği ile aynı yanıtı verdiler.

-''Şu ana kadar gördüğümüz en güzel kent.''

Bu yanıtlardan sonra, rahatlıkla Salzburg'un üstüne gönül rahatlığı ile bir ''kuma'' getirdiğimi söyleyebilirim.



Kristal Cenneti


 

 



Hediyelikler
 


 



Kentten Bir Görüntü


 


Knize Vaclav I Çeşmesi: Sıcaklık 65 derece
 


 



12 Kaplıca Çeşmesinden Biri

 


 


 Yazılan Yorumlar...
Engin D
(30 Eylül 2014)
Yaşar Bey yazınızı bir çırpıda okudum. Gezmeye gidecekler içinde oldukça faydalı olacak. Ben Karlovy Vary görmesemde güzel bir şehre benziyor.
Setenay Süzer
(27 Eylül 2014)
Salzburg konusunda haklısınız Yaşar Bey,benim de en etkilendiğim, müvecher şehirlerden biri,daha önceki yıllar 3 kez gitme şansım oldu hemen her yerini gezip gördüm ilk gidişim 1991 deydi 3 yıl önce gördüğümde, sanki bir kaldırım taşı dahi değişmemiş öylesi korunup kollanan şehirler elbette görenlerde derin izler bırakır.Bir defasında çevresindeki Salzkammer göller yöresini de otobüs turuyla gördüm ve tadı damağında kaldı bir Sonbahar hafta sonunu denk getirip,Salzburg merkezli 3-4 gün konakla o muhteşem gölleri köyleri görmeyi çok istiyorum.Karlovy Vary de Praga gidenlerin kaçırmaması gereken bir başka mücevher.Günü birlik değil de bir hafta kaplıcalarından faydalanmak ne büyük lüks olur hayali bile güzel.Paylaşımınız için çok teşekkürler
Erdin İVGİN
(24 Eylül 2014)
Yaşar Bey kaleminize sağlık, keyifle okudum yazınızı.

"Gördüğünüz kentler içinde en sevdiğiniz kent neresi ?" sorusunun cevabı sizin de belittiğiniz gibi kişiseldir. Mantıklı bir açıklaması da olması gerekmez. Duygular devreye girer, anılar devreye girer, hatta yediğiniz yemekler içtiğiniz içecekler devreye girer öyle cevap veririsiniz.

Bu sorunun cevabı zamana da bağlı gençken verdiğiniz cevap ile belli bir olgunluğa eriştiğinizde verdiğiniz cevap değişir.

Kentler değişir. Değişime göre farlı cevaplar verirsiniz.
O şehir değişmese bile şehir herkese farklı bir yönünü gösterir.

Benim en sevdiğim şehir olmasa da Salzburg gerçekten de güzel bir şehir.