11 Ülke 10 Başkent: Arabayla Avrupa Turu 9. Bölüm - KÖLN - FRANKFURT | |
Brüksel’ den Frankfurt’a Bugün önce Köln’ü gezip ardından Frankfurt’a gideceğiz. Brüksel’le Köln arası 220 km. Sınır kontrolü yok. Yol Hollanda’ dan geçip sonra Almanya ‘ya giriyor. Yollar iyi. Alman tarafında yol çalışmaları olsa da trafik akıcı. Yol kenarlarında 1 km. arayla acil durum telefonları ve park yerleri var. İşaretlemeler mükemmel. 50.935153,6.956053 koordinatıyla 2.30 saate Köln Galeria AVM’ nin kapalı otoparkına geliyoruz. Çık çık ancak 8. katta boş bir yer bulabiliyorum. Park yerinin önündeki Hohe Str. den dümdüz 750 m. yürüyünce katedrale çıkılıyor. Bu cadde Köln’ün piyasa caddelerinden biri. Birçok mağaza var. Vitrinleri seyrederek 1996 yılında Dünya Kültür Mirası listesine alınan Köln’ün simgesi Kölner Domm’a (Köln Katedrali) geldik. Geçekten muhteşem bir yapıt. “Yapının inşaatına 1248 yılında başlanılmış ve 632 yıllık bir süreci takiben, 1880 yılında tamamlanmıştır. Çanlar 1842 yılında takılmıştır. Katedralde dördü büyük, 10 çan bulunmaktadır. Yapının “Aziz Piyer” ve “Meryem” isimli ana kuleleri, 157 metre yüksekliktedir. Bu ölçüler ile dünyanın en büyük gotik katedrallerinin başında gelmektedir. Yapının içinde, çok değerli sanat eserleri bulunmaktadır. Bunların başında 1350 metrekarelik vitraylar gelmektedir. Bu vitrayların çoğunda İncil’den alınma hikayeler betimlenmiştir. II. Dünya savaşı sırasında katedral, şehirde bombalanmayan nadir yapılardan birisidir. Çünkü gerek dini ve tarihi önemi ve gerekse pilotların, yön tayininde kullanmaları nedeniyle, katedral bombalanmamıştır. Almanya’nın en çok ziyaret edilen tarihi yapısıdır. Günde 20 bin, yılda, yaklaşık 5 ile 6 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Şehre gelen herkesin görmesi için, şehir tren istasyonu bile, katedralin yanına yapılmıştır.”(alıntıdır) Katedralin hemen arkasında Hohenzollern Köprüsü var. Köprünün korkuluklarında her renk ve boyda kilitler asılı. Hem de yüzlerce. Üzerlerinde başta Almanca, İngilizce olmak üzere (hatta Türkçe de gördüm birkaç tane) "seni seviyorum.....", "sana aşığım....", "benimle evlenir misin?" türü yazılar ve isimler var. Seyretmesi zevkli Bu bölgeyi gezdikten sonra Hohe Strasse’ nin doğu ucunda Schildergasse caddesine sapıyoruz. Burası, her saat geçen yaklaşık 15 bin kişilik nüfus yoğunluğu ile, Avrupa’nın en işlek alışveriş caddesiymiş. Biz de katılınca on beş bin dört oluyor. Köln’e doyamadık. Daha gezilecek çok yeri var. İkinciye gelinecek şehirler listesine alarak, 190 km. uzaktaki Frankfurt’a doğru yola çıkıyoruz. 50.105165,8.663019 koordinatıyla Frankfurt Hauptbahnhof yanındaki park yerine geliyoruz. Park yerinde büyük bir inşaat başlamış. Yan tarafta katlı otoparkı görüyorum. Oraya giderken yol üzerine park etmiş araçlar arasında uygun bir yer görünce arabayı yanaştırıyorum. Etraftaki araçlara bakıyorum park bileti var mı diye, yok. Parkomat da göremeyince arabayı oraya bırakıyor, bavulları alıp hemen yakındaki otele gidiyoruz. Frankfurt’ta kaldığımız Hotel Excelsior merkez tren istasyonunun ve bir çok Türk işyerinin de bulunduğu Münchener caddesinin yakınında. 2 kişilik odanın geceliği 70 euro. Konumu ve olanakları iyi. Otoparkı yok. Frankfurt’ta sadece bir gece kalacağımız için, kısa bir dinlenmenin ardından şehir turuna çıkıyoruz. Münchener Caddesinde yürüyoruz. Alim Market, Kuaför Fahri, Vakıfbank, İş Bankası, Türk Kitapevi… ilk anda gözümüze çarpan iş yerleri. Sanki Türkiye’ deyiz. Köftecide karnımızı doyurduktan sonra caddenin sonundaki Willy Brand Meydanına çıkıyoruz. Burada Eurotower binasını görüp, bina solumuzda kalacak şekilde binanın yanından tramvay yolunu izleyerek yürüyoruz. Pauls Meydanı’na geliyoruz. Burada St. Paul Kilisesi’ ni (Paulskirche), Kilisenin hemen yanında yer alan tepesindeki mitolojik kadın figürü ile Birleşme Anıtını (Memorial of Unity), kilisenin arka tarafında duvara bitişik olan Nazi Terör Kurbanları Anıtı’nı görüyoruz. Meydanın hemen sağında ileride Frankfurt'un belki de en güzel ve en turistik yeri olan Römerberg' var. Ortaçağ'dan beri şehrin idari merkezi olarak önem kazanan meydan aynı zamanda pek çok festivale ve eğlenceye de ev sahipliği yapıyormuş. Meydanın bir tarafında "Römer" yani Romalılar olarak adlandırılan şirin, basamaklı çatılıları ile üç binadan oluşan belediye binası bulunuyor. Römer'in tam karşı tarafında ise birbirine bitişik olarak ortaçağ mimarisinde inşa edilmiş altı farklı renkli ev bulunuyor. Çok güzel görünüyor. Meydanın tam ortasında ise bir elinde terazi bir elinde kılıç bulunan Adalet Çeşmesi (Gerechtigkeitsbrunnen) var. Römer meydanından Main nehrine doğru değil de ters yöne 420 m. kadar yürürseniz, Frankfurt'un hatta belki de Almanya'nın en meşhur alışveriş caddelerinden birisi olarak gösterilen Zeil'e çıkarsın. Aradığınız veya aramadığınız tüm mağazalar bu cadde üzerinde. Müzik yapanlar, dilenenler, evsizler de burada. Hanımlar mağazaları gezerken biz de cadde üzerindeki etkinlikleri yakından izliyoruz!.. Saat epey geç oldu. Değişik yollardan otele dönüyoruz. Biz Frankfurt’ta sadece bir gece konakladığımız için toplu taşıma kullanmadık. Gördüğüm bilet makinelerinde Türkçe dil seçeneği vardı. Gezdiğimiz yerlerde tramvay hatları da gördük. İster yürüyerek, ister toplu taşımayla gezilebilecek bir kent Frankfurt. Son olarak, Münchener Caddesi ve onun paralelindeki Kaiserstrasse arasındaki sokaklarda gece hayatının yoğun olduğunu söyleyebilirim. Yarın ‘Romantik Yol’ u izleyerek Münih’e gideceğiz. |