Pekin gezimizin en önemli noktalarından birisi kuşkusuz Çin Seddi. Pek çoklarımızın hayallerinden de birisi. En azından benim için öyleydi. Bu yüzden de diğer önemli yerlerde olduğu gibi genel yazının içinde kaynayıp gitmemesi için ayrı bir yazı olarak yazılmasının uygun olacağını düşündüm. Her zamanki gibi kendi deneyimlerimi aktarırken, buraya gezmeye gelecek arkadaşlara genel bilgiler toplamayı da ihmal etmedim. Gezi ekibimiz toplu halde Çin Seddi ana kapısında…
Sabah otelden hareket saatimiz yine 08.00 oldu. İlerleyen günlerde çok daha erken bile yola çıktığımız oldu. Bugünkü programımızın ilk ayağında ünlü Çin Seddi ya da onların deyimiyle “Great Wall” yani “Büyük Duvar” var. Çince tam adı: Wan li chang cheng. Yani, “On bin Le Uzunluğundaki Büyük Duvar”. Le, o dönem Çinlilerin kullandığı uzunluk birimiymiş. Bir Le 500 metre olduğuna göre kaba bir hesapla en az 5.000 km olduğunu söyleyebiliriz. Gruptaki arkadaşların hepsi çok heyecanlı, ben onlardan da fazla heyecanlıyım. Nasıl olmaz ki, yıllardır gezginlerden dinlediğimiz, kitaplardan okuduğumuz “Dünyanın Ejderhası” olarak betimlenen efsanevi yerlerden birisini görmeye gidiyoruz ve bu benim yüreğimi kıpır kıpır ediyor. Gezimizi anlatmaya başlamadan önce her zaman olduğu gibi öncelikle kısa bir tarihi bilgi vermeye çalışalım.
Yukarıdaki haritada genel olarak ziyarete açık olan Çin Seddi noktalarını görebiliyorsunuz. (Kaynak: www.chinahighlights.com)…
Bu haritada Pekin’den duvarın farklı noktalarına mesafeler ve duvarlar arası mesafeler hakkında bazı verileri görebiliyorsunuz (Kaynak: www.chinahighlights.com)…
Her şeyden önce Çin Seddi dediğimiz yerin devasa ülkenin kuzeyinde yer aldığını söylemek lazım. Po-Hay Körfezi’nde deniz kıyısından başlayan duvar batıya doğru gidiyor. 10 farklı eyalet ve 15’den fazla şehirden geçen duvar batıda Jiuquan şehrine kadar devam ediyor. Çin Seddi’nin öyle kısa bir zamanda ya da bir hanedanlık döneminde başlayıp bitirildiğini düşünmeyin. Yapımı neredeyse 2000 yıldan fazla süren bu devasa duvarın inşasına yönelik ilk başlangıç MÖ. 256’ya kadar uzanıyor. Farklı beylikler döneminde sınırları korumak amacıyla parça parça inşa edilmeye başlanan savunma duvarları, MÖ.221 yılında tüm krallıkları birleştiren ve Qin Hanedanlığını kuran ilk imparator Qin Shi Huang ile birlikte devasa duvar mantığı ile ilerlemiş ve daha çok bugünkü Çin’in kuzeyinde inşa edilmiş. Pek çok tarihi olayda olduğu gibi yapılış amacının detayları farklılaşsa da ortak olan husus kuzeyden gelebilecek Moğol ve Türk saldırılarına karşı koymak için olduğu. Bunun yanında sınırları net bir şekilde belirlemek, birbirinden oldukça mesafeli olan bölgeleri birleştirmek ve savaşlarda esir düşenlere yapacakları bir iş bulmak da yazılanlar arasında. Bu dönemde yaklaşık 5.000 km lik bölümünün inşa edildiği söyleniyor. Qin Hanedanlığından sonra Han Hanedanlığı devreye giriyor ve Seddin uzunluğu 10.000 km’yi aşıyor. Ancak bugün bildiğimiz ve yaklaşık 7.300 km uzunluğunda olduğu kabul edilen (bazı kaynaklarda farklılık gösterebiliyor) Çin Seddi’nin inşası 1368-1644 yılları arasında hüküm sürmüş olan Ming Hanedanlığı döneminde yapılmış. Bugün ziyarete açık olan bölgelerin büyük bölümü de zaten bu dönemde inşa edilen yerler. Artık duvarın savunma amacı yanında dünyanın en önemli ticaret yollarından olan İpek Yolu’nun güvenliğinin sağlanması amacı da devreye giriyor. Zira ticaretin önemi daha da fazla anlaşılmış ve bu işten o dönem Çin’in büyük çıkarı var.
Duvarın en popüler ve kalabalık noktalarından birisi olan Badaling Bölgesi haritası (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Peki bugün farklı noktalarda ziyaret edilebilen Çin Seddi nasıl bir mimariye sahip derseniz, onu da anlatalım. Aslında Seti, sadece bir duvar olarak algılamamak lazım zira burası tüm yönleriyle bir askeri savunma sistemi olarak inşa edilmiş. Garnizon kasabaları, kuleler, sayısız geçiş noktaları ile onbinlerce askerin yaşadığı kilometrelerce uzanan bir yer hayal edin, o zaman nasıl bir şey olduğu daha kolay gözünüzün önüne gelecektir. Bilinenin aksine, tek bir duvardan oluşmayan Çin Seddi’nin genel olarak ortalama yüksekliği 6-7 metre, elbette bazı noktalarda bu rakam artabiliyor. Bilinen en yüksek yeri ise 14 metre. Genişlik ise genelde 4-5 metre arasında değişiyor ki üç, hatta dört atın dahi yan yana yürüyebildiği bir genişlik bu. Aynı zamanda nakliye ve diğer şeyler için arabalar da rahatlıkla kullanılabiliyormuş. Duvarların büyük çoğunluğunda tuğlalar, toprak ve küçük taşlarla dolu çuvallar kullanılmış ama sadece düşmanı yavaşlatmak amacıyla kil, kireç ve hatta ahşap gibi malzemeler kullanılarak yapılmış bölümleri de bulunuyor. Sarp dağların bulunduğu noktalarda buradaki kayalar kullanılırken düzlük alanlarda ise daha çok taş ve diğer malzemeler kullanılmış. Duvar boyunca her 200 metrede bir gözetleme kulesi, ortalama her 5km de bir de (bazı kaynaklar 9 km de bir diyor) Fener Kulesi bulunuyor. Fener Kuleleri genellikle dikdörtgen ya da kare şeklinde yapılıyormuş ve 2-3 katlı oluyormuş. En üst kat gözetleme yapılan bölge iken alt katlar askerlerin yatakhaneleri, hayvanların ahırlarının ve küçük cephaneliklerin olduğu yerlermiş. Fener kulelerinin en büyük fonksiyonu düşmanı gözlemek ve bunu ana karargaha bildirmekmiş. Nasıl mı? Ateşle elbette. Eğer düşman gündüz gözüyle tespit edilirse dumanla, yok gece vakti ise ateşle bir sonraki fener kulesine haber veriliyor ve bu durum silsile halinde devam ediyor. Hatta ateş, düşmanın sayısını da diğer kuleye bildirecek şekilde yakılıyor böylece karargâhın düşman hakkında daha detaylı bilgi sahibi olması sağlanıyormuş.
Badaling noktasından fotoğraflar (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Bu devasa duvarın inşasında kimler çalışmıştır diye aklınıza gelmiştir zira ben de bunu çok düşündüm. Döndükten sonra yaptığım araştırmalarda enteresan bilgilere ulaştım. Öncelikle esas insan gücü askerler olarak ortaya çıkıyor. Kesin bir rakam olmamakla birlikte tüm dönemler boyunca tahminen 300.000’den fazla askerin duvarın inşasında çalışmış olduğu kabul ediliyor. Daha sonra sırasıyla yerli halk ve çeşitli cezalara çarptırılmış olan suçlular geliyor. Qin Hanedanlığı döneminde saçları kazıtılan ve demir kelepçelere bağlanan suçluların en az 4 yıl inşaatta çalışması zorunluymuş. Bu uygulama benzer şekilde diğer hanedanlıklar döneminde devam etmiş. Sadece Qin Hanedanlığı döneminde 1 milyondan fazla insanın duvarın inşasında çalıştığı dikkate alındığında tüm dönemler boyunca milyonlarca insanın öyle ya da böyle inşaata katkı yaptığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Bu arada bazı kaynaklara göre Çin Seddi, dünyanın en büyük savunma duvarı yanında en büyük mezarı olarak da kabul ediliyor. Çok da mantıksız olmasa gerek. Kimi yorgunluktan, kimi açlık ve sefaletten kimisi de “bitsin bu işkence” diyerek kendi rızasıyla hayatına son vermiştir. Bunun yanında kendi büyüklüklerini tüm düşmanlarına ilan etmek için isyan edenleri ya da esir alınan düşman askerlerini de duvarın karanlıklarına gömmüş olmaları da büyük olasılık.
Duvarın bir diğer popüler noktalarından birisi olan Mutianyu Bölgesi haritası (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Elbette bu kadar devasa bir yapı söz konusu olduğunda bununla ilgili efsaneler ve hikayeler de eksik olmuyor. Bunlardan en meşhur olanı Qin Hanedanlığı döneminde yaşandığına inanılan efsane. Hikaye bu ya, işlediği bir suç nedeniyle askerler tarafından yakalanan Fan Qiliang duvarda çalışmak amacıyla gönderilir. Bir zaman sonra kendisinden hiçbir haber alamayan karısı Meng Jiang Nu onu bulmak amacıyla yollara düşer ve duvara ulaşır. Ancak geç kalmıştır zira kocası duvarın inşaatı sırasında ölmüştür. Meng Jiang Nu üzüntüden o kadar kahrolur ki, ağlaya ağlaya gözyaşıyla duvarı yıkar ve altından kocasının kemiklerini bulup çıkarır. Askerlerden izin alarak eşinin kemiklerini toplar ve sonra da evinin yakınlarına gömerek yasını tutmaya devam eder. İşte böyle… İnanıp inanmamak elbette size kalmış ama bu hikaye Çin halkı tarafından o kadar benimsenmiş ki Seddin bir yerine Meng Jiang Nu’nun heykeli yapılmış.
Mutianyu’dan bir kare (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Bu efsanelerden enteresan ve sonu hazin olan “Fener Kulesi Efsanesi”ni de anlatayım: Zhou Hanedanlığı döneminde Kral You’nun Bao Si adında güzeller güzeli bir karısı varmış. Kraliçe iyiymiş hoşmuş ama hiç kimse güldüğünü hatta gülümsediğini bile görmemiş. Kral pek çok kişiye danışmış ve bunlardan birisi Fener Kulesi’nin ateşe verilmesini, tebaaların yardıma çağrılmasını ve çıkacak kaosun kraliçenin hoşuna gidebileceğini ve gülümseyebileceğini söylemiş. Bu fikir kralın hoşuna gitmiş ve emri vermiş. Fener kulelerinin ateşleri yakılmış, kısa bir süre içinde binlerce insan düşman saldırısı zannettikleri ateşe doğru koşmuşlar. Ancak kendilerine şaka yapıldığını anlayınca homurdanarak yerlerine geri dönmüşler. Fakat şaka amacına ulaşmış ve ortaya çıkan kargaşa sonucunda kraliçe ilk defa gülümsemiş. Kral bu işten çok mutlu olmuş ve eğlenceler tertip edilmiş. Kısa bir süre sonra bu sefer gerçekten düşman askerleri duvarın yakınlarında tespit edilmiş ve Fener Kulesi yeniden ateşe verilmiş. Ama tebaalar yeniden komik duruma düşeceklerini düşündükleri için bu kez yardıma gelmemişler. Sonuç? Kral You düşman tarafından öldürülmüş ve hanedanlık sona ermiş. Sizin anlayacağınız bizim yalancı çoban hikayesi farklı versiyonlarda her yerde mevcut.
Mutianyu’dan bir kare (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Çin Seddi’ni ziyaret edebileceğiniz pek çok nokta var. Set, 10’dan fazla eyaleti kapsadığı için sadece Pekin’de değil, Gansu, Ningksia Özerk Bölgesi, Şensi, Tientsin, İç Moğolistan, Hebei gibi pek çok eyalet ve şehirde ziyaret edilebiliyor. 1500-1600’larda Ming Hanedanlığı döneminde inşa edildiği için Pekin civarında olan yaklaşık 573 km lik duvar çok daha popüler elbette. Aynı zamanda restorasyon açısından da çok şanslı oldukları için biraz Pekin civarındaki ziyaret noktalarından bahsedelim. Pekin’de duvarı ziyaret edebileceğiniz 12 farklı nokta var ancak bunlardan bazıları diğerlerinden oldukça popüler. Badaling, Mutianyu, Juyongguan ve Simatai en turistik yerler olarak biliniyor.
Badaling Bölgesi
Badaling bölgesi yüksek sezonda neredeyse adım atılmayacak kadar kalabalık olabiliyormuş. Pekin’den yaklaşık 70 km uzaklıkta olan Badaling duvarın en iyi korunmuş bölgelerinden birisi. Aynı zamanda teleferik imkanı da olduğu için çok tercih ediliyormuş. Badaling bölümünün toplam uzunluğu yaklaşık 12 km olmasına rağmen bunun ancak 3,8 km ziyaret edilebiliyor. Bu bölümde toplam 19 gözetleme kulesi de restore edilmiş. Kuzey ve güney diye iki kısma ayrılan Badaling’de güney kısımda sadece teleferik varken kuzey kısımda hem teleferik hem de “Pulley” adı verilen bir tür kızağa benzeyen raylı koltuklar da bulunuyor. Teleferik için tek yön 100 Yuan, gidiş-dönüş 140 Yuan öderken pulley içinse tek yön 80 Yuan, gidiş-dönüş 100 Yuan ödüyorsunuz. Peki buraya nasıl gelebiliriz derseniz bunun iki yolu var: Otobüs ya da tren.
Çin Seddinin nispeten daha az ziyaret edilen ama daha doğal görünümünde olan Simatai Bölgesi haritası (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Deshengmen-Badaling arasında çalışan 877 no’lu otobüs genelde ilk tercih oluyor. 2 numaralı metro hattının Jishuitan durağının Exit B2 çıkışına yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesinde kalkan otobüsün ücreti 12 Yuan. Otobüs hiçbir yerde durmadan doğrudan Badaling’e gidiyor ve yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor. Deshengmen’den son kalkış saati 12.30.
877 no’lu otobüs dışında diğer bir otobüs alternatifiniz ise 1 no’lu turist otobüsü. Tianamen Meydanı’nın güneyinde kalan Qianmen Ok Kulesi’nin oradan kalkan otobüsün ücreti 20 Yuan ve yaklaşık bir buçuk saat süren bu yolculukta size bir rehber eşlik ediyor. Guntiangou park yerinde duran otobüs her yarım saatte bir kalkıyor ve son gidiş saati 11.00.
“Ben otobüsleri beceremem, hem okuduğum kadarı ile turistleri kazıklamaya yönelik özellikle 877 no’lu sahte otobüsler de varmış” derseniz sizin için en ideal olanı trenle ulaşım. 8 ve 13 no’lu metro hatlarının durduğu Huoying istasyonuna çok yakın olan Huangtudian tren istasyonundan kalkan S2 no’lu tren sizi bir buçuk saatte Badaling tren istasyonuna götürüyor. 7 Yuan ücreti olan trenden indikten sonra 15-20 dakikalık kısa bir yürüyüş yaparak girişe ulaşabilirsiniz. Teleferik ile tren istasyonu arasında ücretsiz ulaşım imkanı da mevcut ama uzun kuyruklara hazır olmanız gerekiyor.Son olarak giriş ücretlerinden de bahsedelim. Yüksek sezonda giriş için 40 Yuan öderken düşük sezonda 35 Yuan ödüyorsunuz. Boyu 120 cm den kısa olanlar ise hiçbir şey ödemiyor. Enteresan bir fiyatlama olduğu kesin…
Simatai bölgesinden kareler (Kaynak: www.travelchinaguide.com)…
Mutianyu Bölgesi
Mutianyu Bölgesi de duvarın iyi korunmuş popüler noktalarından birisi. Pekin merkeze yaklaşık 65 km mesafede olan Mutianyu özellikle yüksek sezonda Badaling bölgesine göre daha tenha olduğu için tercih edilebilir. Mutianyu bölgesinin en önemli özelliklerinden birisi gözetleme kulelerinin teraslarla desteklenmesi ve süslenmesi olarak gösteriliyor. Özellikle manzara açısından da ziyaretçilerden tam puan aldığı kesin. Aynı zamanda restorasyon sırasında merdivenlerin eğimi daha makul düzeyde verildiği için tırmanması da nispeten daha kolay.
İlk defa Kuzey Qi Hanedanlığı zamanında inşa edilen, sonradan Ming Hanedanlığı döneminde ilave ve tahkimatlar yapılan duvarın bu bölgede ziyarete açık olan kısmı yaklaşık 5,4 km. Bu bölgede duvarın yüksekliği 7-8 metre civarında iken genişliği ise 4-5 metre. Duvarın her iki tarafında düşman saldırılarına karşı oluşturulmuş korkuluklar (parapet) bulunuyor. 23 farklı gözetleme kulesi hem duvarın üstünde hem de duvarın iki yanında paralel uzanan korkuluklarda yer alıyor. Özellikle 6 numaralı gözetleme kulesi Zhengguan Terası 40 metre uzunluğunda, 30 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğinde. Kuzey ve güney girişi olarak iki farklı ziyaret noktası olan Mutianyu’da hem teleferik hem de “Luge” adı verilen bir tür kızak var. Teleferik kuzey bölümüne hizmet ederken “luge” ise güney bölümünde yer alıyor. Teleferik ve “luge” ücreti tek yön 100 Yuan, gidiş dönüş 120 Yuan.
Ziyaret ettiğimiz Juyongguan Geçidi giriş noktası…
Peki Mutianyu bölgesine nasıl gelebiliriz derseniz onu da cevaplayalım. Dongzhimen otobüs garajından kalkan 916 Express otobüsü sizin aradığınız otobüs. Dongzhimen otobüs garajına ulaşım ise 2 ve 13 no’lu metro hatları ile ya da 3,106,107,123,131,132, 401,404,416, 418 no’lu otobüslerle yapılabilir. Otobüs ücreti 12 Yuan ve yolculuk yaklaşık 60-70 dakika sürüyor. Otobüsten indikten sonra h23, h24, h35 ya da h36 otobüsüyle Mutianyu kavşağına geliyor, burada indikten sonra yaklaşık 400-500 metre yürüdükten sonra gişelere ulaşıyorsunuz. Size biraz karışık gelmiş olabilir, o zaman kalabalıkları gözden kaçırmayın derim. Yetişkin ücreti 40 Yuan, geçerli pasaportla 60 yaş üzerinde olduğunu ispat edenler için ücret 20 Yuan. 120 cm den kısa olanlar yine ücretsiz.
Juyongguan Geçidi giriş noktasını geçtikten sonra duvarda çok az ilerlediğimizde gördüğümüz manzara bu. Otobüslerin de park ettiği çok büyük bir alanda ne ararsanız bulunuyor…
Simatai Bölgesi
Duvarın Simatai bölgesi, diğer popüler üç bölgeden bazı farklılıkları ile öne çıkıyor. Kısmen restorasyona uğradığı için daha orijinal halini görmenize imkân tanıması ve gece ziyareti yapabileceğiniz tek nokta olması en önemli sebepler. Simatai bölgesi aynı zamanda Gubei Su Şehri’ni de içine aldığından burayı da ziyaret ederek bir taşla iki kuş vurabilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gereken husus sadece duvarı ziyaret etmek isterseniz önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. 2012 yılında Times tarafından “dünyanın en güzel 25 manzarası”ndan birisi olarak seçilen Simatai, Ming Hanedanlığı döneminde inşa edilmiş. Mandarin Gölü tarafından doğu ve batı olarak iki kısma ayrılan Simatai’nin uzunluğu yaklaşık 5,4 km ve ziyaret sadece doğu tarafına yapılabiliyor. 34 Fener Kulesinden 10 tanesi ziyaret edilebiliyor. Merdivenler çok dik olmadığı için ziyaretçileri fazla yormuyor ancak 10 no’lu kuleye tırmanmak için yaklaşık 2-2,5 saate ihtiyacınız var. Çok fazla yorulmayayım derseniz teleferiğe binebilirsiniz. Teleferikten indikten sonra 5 no’lu ve 8 no’lu kulelere giden iki farklı yoldan birisi tercih edebilirsiniz. Teleferik ücreti tek yön 90 Yuan, gidiş-dönüş 160 Yuan. Gece turu yapmak isteyenler teleferik kullanmak zorunda ve sadece 5 ila 6. Kuleler arasında gezebiliyor.
Juyongguan Geçidi giriş noktasında birazcık yukarıya çıktığınızda restore edilmiş binalar ve hediyelik eşya dükkanlarını görebiliyorsunuz…
Simatai bölgesine ulaşmak için tek alternatif otobüs. Öncelikle tıpkı Mutianyu bölgesinde olduğu gibi Dongzhimen otobüs garajına geliyorsunuz. Buradan 980 (ücreti 15 Yuan) veya 980 Express (ücreti 17 Yuan) otobüslerine binerek Miyun Otobüs Garajında iniyorsunuz. Miyun’da Mİ 37, Mİ 50 ya da Mİ 51 otobüslerine 8 Yuan ödeyerek biniyor ve Gubei Su Şehri giriş bölümüne ulaşıyorsunuz. Simatai bölgesi giriş ücreti yetişkin için 40 Yuan, 120 cm den kısa olanlar yine ücretsiz.
Juyongguan Geçidi
Burayı sona bırakmamın sebebi Pekin gezimizde bizim ekip olarak bu noktada duvarı ziyaret etmiş olmamız. Juyongguan Geçidi, Badaling ve Mutianyu ile birlikte Çin Seddi’nin ziyarete açık olan en popüler üç noktasından birisi olarak kabul ediliyor. Pekin’den yaklaşık 60 km mesafede yer alan geçit Çin Seddi boyunca var olan üç geçitten ilki (Diğerleri Jiayuguan Geçidi ve Shanhaiguan Geçidi). Buradaki ziyaret noktası aynı zamanda tarihi geçitlerden birisi olduğu için sadece duvar değil aynı zamanda kuleler ve tapınaklarla birlikte pek çok farklı binayı da bünyesinde barındırıyor. Bilet gişesinden girdikten sonra sol tarafınızda kalan batı bölüm oldukça dik merdivenlerden oluşurken sağ taraftaki doğu bölümü ise nispeten yumuşak ve daha az yorucu. İki tarafı dağlarla çevrili bir vadide bulunan geçit yüzyıllar boyunca önemli ve stratejik bir askeri bölge olarak kullanılmış. İlk yapılışı MÖ 700’lere kadar gitse de Ming Hanedanlığı’nın ilk imparatoru Zhu Yuanzhang, duvara ilaveler yaptırmış ve geçidi yeniden inşa ettirmiş. Bugün gezilen bölüm ise 1992 ve 2000 yıllarında ciddi bir restorasyondan geçirilmiş.
Biz üç kafadar daha iyi fotoğraf çekeceğiz diye Seddin bu tarafındayız ama grubun tamamı yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz nispeten daha yumuşak tırmanışı olan bölgeye gittiler…
Juyongguan bölgesinde duvar, yaklaşık 4150 metre uzunluğunda dairesel bir döngü halinde inşa edilmiş. Burası geçiş kapılarından birisi olduğu için böyle inşa edildiği belirtiliyor. Yani çok zamanınız varsa bir noktadan başlayarak duvarın tamamını gezme şansınız var. Elbette zaman dışında “bacaklarınız” ve “nefesinizin” de buna uygun olması gerekiyor. Duvarın en geniş yeri 16,7 metre, en dar yeri ise 1,3 metre. Geçidin iki farklı kapısı var; güneydeki Nan Kapısı, kuzeydeki ise Bei Kapısı. Her iki kapıda da yüksek birer gözetleme kulesi bulunuyor. Giriş yaptıktan sonraki alan oldukça büyük. Otopark, alışveriş yapabileceğiniz dükkânlar, soluklanmak için oturabileceğiniz kafeler mevcut ancak yemek yenilebilecek bir yer bulunmuyor. Diğer turistik bölgelerin aksine Juyongguan’da maalesef teleferik yok, bu yüzden tek dayanak noktanız ayaklarınız.
Emre, Mesut ve Ben… Tepelerde nispeten düzlük bir yer bulduğumuzda fotoğraf çektirmek ayağına soluklandığımız sayısız anlardan sadece bir tanesi…
Biz normal olarak tur otobüsü ile geldik ama kendi başlarına burayı ziyaret edecekler için bazı küçük bilgileri aktarayım. 13. Metro hattındaki Longze İstasyonuna varınca, Shahe İstasyonu yönüne giden Chang 19, Chang 21, Chang 58, Zhuan 53, 519 ya da 878 no’lu otobüslere biniyorsunuz. Shahe’de indikten sonra Chang 68 no’lu otobüs sizi Juyongguan’a götürüyor. Aslında trenle de gelmek mümkün ama o kadar fazla aktarma var ki hem çok uzun sürüyor hem de oldukça karmaşık olduğu için burada yazmaya gerek duymuyorum. Giriş ücreti yüksek sezonda yetişkin 45 Yuan, düşük sezonda ise 40 Yuan. 120 cm altını söylemeye gerek duymuyorum artık.
Rastladığımız İsveç’li ana-kız bize durmadan seddin etrafında tur atıyorlarmış gibi geldi. Deli her yerde deli gördüğünüz gibi…
Pazar sabahı olmasına rağmen yollar inanılmaz kalabalık. Bizde de büyükşehirlerde hafta içi ciddi bir trafik olur ama hafta sonları, hele de Pazar günleri rahat yolculuk yapabilirsiniz. Ama burada maalesef imkansız. Mola verdiğimiz alternatif Çin tıbbı yeri, Çin Seddi yolunun hemen hemen yarısında idi ve 30 km lik yolu neredeyse bir saatte alabildik. Juyongguan Geçidi’ne vardığımızda saatler 11’e geliyordu. Biz kuzey kapısından giriş yaptıktan sonra büyükçe bir park yerine vardık. Onlarca otobüs müşterilerinin duvarı gezip geri gelmelerini bekliyorlardı. Daha önce de bahsettiğim gibi yetişkin giriş ücreti 45 Yuan. Rehberimiz Said ve Summer biz beklerken giriş işlemlerini hallettiler ve kendimizi içeriye atabildik.
Kan ter içinde çıkmaya devam ediyoruz, acayip yorgunuz, her tarafımızdan ter fışkırıyor ama manzara da çok güzel be kardeşim…
Bu noktada duvara iki farklı yönden çıkabiliyor, kondisyonunuz iyi ve zamanınız da varsa yaklaşık 4 km mesafeyi tam olarak turlayabiliyorsunuz. Girişten geçtikten sonra sırtınızı giriş kapısına verdiğinizde sağ tarafta kalan bölüm biraz daha uygun ve makul bir çıkış gibi görünüyor. Sol tarafta ise oldukça dik bir yokuş var ve “sakın buraya gelmeyin” der gibi sesleniyor bize. Ama günün bu saatinde güneşi dikkate aldığımızda fotoğraf açısından daha uygun olan yer daha dik olan sol taraf. En azından amatör olarak fotoğrafçılıkla ilgilenen dostumuz Emre bize öyle söyledi. Seddi gezmek için 1,5 saatimiz vardı ve bütün grup sağ taraftaki makul bölgeye giderken ben, Emre ve Mesut sol taraftan ilerledik. Daha birkaç dakika ilerlemiştik ki büyük hata yaptığımızı anladım ama bu saatten sonra geriye dönmek bize yakışmaz dedik ve başladık tırmanmaya.
Nispeten tenha sayılabilecek bir yolculuk olsa da böyle minik ve şirin yolcularla da karşılaştık. Yerim sizi…
Her şeyden önce 1,5 saatlik kısıtlı zamanımız olduğu için iniş-çıkış dengesini iyi ayarlamak gerekiyordu. 50 dakikanın sonunda zirve olduğunu düşündüğümüz yerden sadece 100-150 basamak uzaktaydık. “Düşündüğümüz” kelimesini bilinçli olarak kullanıyorum zira bir önceki gözetleme Kulesine doğru tırmanırken de onu son nokta olarak tahmin ediyorduk. Gerçi tırmanırken yolda karşılaştığımız İsveç’li anne-kız bu sefer son olduğunu tahmin ettiğimiz noktanın son olduğunu sonradan teyit etti. Kan ter içinde kalarak, sırılsıklam vaziyette ve dilimiz dışarıda son noktayı koyduk. İyi ki uyarıları dikkate alarak yanımda yedek bir atlet getirmişim diye kendi kendimle gurur duydum. Yukarıya doğru çıkarken sık sık fotoğraf molası vermeyi ihmal etmedik ama bu molaların tek başına fotoğraf sevdamızdan olmadığını anlamışsınızdır zaten. Zaten hangi normal koşullarda mantıklı bir insan yaklaşık 80-85 katlık bir binaya merdivenle çıkar ki? Kolumdaki spor saati tüm zamanların kat çıkma rekorunu kırdığımı söylüyordu. Zaten kolay kolay da bir daha bu mesafelere ulaşacağımı zannetmiyorum. Bizim çıktığımız nokta grubun geri kalanının tercih ettiği karşı tarafta bulunan zirveden çok daha yüksekti. Peki buna değer mi diye sorarsanız “evet” derim. Bulunduğumuz noktada nereden bakarsanız bakın harika bir manzara vardı. Upuzun uzanmış yemyeşil dağlar, gerdanlık gibi süzülen duvar, aşağıda gittikçe küçülen otobüsler ve insanlarla her şey çok güzel görünüyordu. Vaktimiz olsaydı bu kadar yorgunluğa rağmen zirveye çıkar mıydın diye sorarsanız buna verebileceğim cevap net: Kesinlikle evet…
Bu da Gökhan’ın kamerasından bizim çıktığımız sol taraftaki dik bölümün fotoğrafı. Böyle bakınca insan daha bir ürküyor. Biraz daha zamanımız olsaydı zirveye kadar çıkacaktık ama…
50 dakikalık tırmanma süresi içinde İki gözetleme kulesi boyunca yürüdüğümüze göre demek 400 m. yürümüşüz zira daha önce de belirttiğim gibi iki gözetleme kulesi arası 200 metre. Basamaklar standart yükseklikte değil, bazı noktalarda neredeyse yarım metreyi bulduğu oluyor. Duvar kenarlarında tutunabileceğiniz demir parmaklıklar var. Bu demir parmaklıklara tırmanmadan ziyade inerken daha fazla ihtiyaç duyuyorsunuz. Olay sadece çıkmak değil, orada zaten terliyor ve yoruluyorsunuz. Bu işin birde inişi var ki esas en büyük sıkıntılardan birisi o. Zira ayak ve özellikle de dizlere olan baskı belirli bir yerden sonra bacakları mahvediyor. O kadar dik noktalardan iniyorsunuz ki yan taraftaki demir korkulukları tutma ihtiyacı duyuyorsunuz. İndikten sonra bir süre daha ayaklarımın titrediğini hissettim. Gelmeden önce okuduğum gezgin yazılarında duvar boyunca seyyar satıcılardan bahsediliyordu ama biz bir tanesine bile rastlamadık. Sonradan öğrendiğime göre Çin hükümeti bu konuda bazı önlemler almış. Yolculuğun her aşamasında o zamanın koşullarında böyle bir yapı nasıl inşa edilebilir diye aklınızdan geçiyor. Bence duvar hakkında anlatılanların pek çoğu doğru: Ancak “korku” insanlara böyle fantastik bir şeyi inşa ettirebilir. Yukarıya doğru tırmandıkça rüzgarın hızı yavaş yavaş artıyor oysa aşağıda hava çok sıcaktı. İlerledikçe, gökyüzü sanki bizi merdivenlerin sonunda bekliyormuş, elimizi uzattığımızda değecekmiş gibi hissediyorsunuz.
Her 200 metrede bir bulunan Fener Kulelerinden ilki. Restore edilen bu yapılar geçmişte düşman saldırılarına karşı diğer kuleleri haberdar etmek için kullanılmış…
Çıkışı zaten biliyoruz da iniş daha zor be kardeşim. Dizlerimde derman kalmadı desem vallahi yalan söylemiş olmam…
Planladığımız saatte zirveye kısa bir mesafe kalmışken dönmek zorunda kaldık ve iniş yolunda biz çıkarken aşağıya inen anne-kızı bu sefer tırmanırken gördük. “Manyak bunlar”, “kafayı yemişler kesin” yorumlarımızı eksik etmedik elbette. Burası öyle enteresan bir yer ki Çin seddine çıkmak sadece ülkeye gelen turistler için değil aynı zamanda Çinliler için de oldukça önemli bir husus. Bu konuda söylenmiş pek çok söz varmış ama en ünlüsü “Çin seddine çıkmayan tam anlamıyla adam olamaz” tarzı bir şey. Bugünün restore edilmiş ve hatta kısmen yumuşatılmış duvarını birkaç yüz yıl öncesinde düşünüyorum da çok da haksız sayılmazlar bence. Buraya gelirken yanınıza mutlaka yedek atlet, hatta tişört-gömlek getirmenizi tavsiye ederim. Su olmazsa olmazınız, daha uzun vakit geçirecekseniz birkaç küçük atıştırmalık da şart.
Yine Gökhan’ın kamerasından Juyongguan Geçidi…
Hediyelik eşya satan dükkanlardan birisi…
Gezimizi tamamladıktan sonra en alt tarafta bulunan kafenin oraya indik. Daha önceden inenler olduğu gibi henüz gelmeyenler de vardı. Zaten 1,5 saatlik bir zamanda buradan ayrılmak mümkün değil. Rehberle bu konuyu konuştuğumda gülerek bizlere ona göre zaman tanıdıklarını, zaten her seferinde aynı şeyi yaşadıklarını anlattı. Grubun geri kalanını beklerken aynı zamanda hediyelik eşya satanların stantlarını inceliyorum. Bütün turistik yerlerde olduğu gibi burada da fiyatlar normalin en az iki katı. O anda alternatifiniz olmadığı için pazarlık imkanınız bu tip yerlerde daha kısıtlı oluyor. Grup toplandıktan sonra topluca Çin Seddi Hatıra fotoğrafımızı çektirdik ve bu muhteşem deneyimi tamamlayıp hareket ettiğimizde saatler 13’ü geçiyordu. Elbette size buraya mutlaka gelin demeyeceğim, zira Pekin’e kadar gelip bunu yapmayacak bir insan olamaz. Sadece buraya daha fazla zaman ayırma opsiyonunuz varsa bunu mutlaka kullanmanızı söyleyebilirim.
Seyahatle kalın…