’ın başkentindeyiz. Eski evlerin yapıldığı pembe renkli kumlu taşlar nedeniyle Jaipur " Pembe Kent” de deniyor.
Jaipur’da, Jantar Mantar gibi
ilginç bir adı olan, eski bir astroloji merkezine gidiyoruz. Buradaki güneş
saatinin, gerçek zamanı üç saniye farkla verebildiği rivayet ediliyor. Tam
Jantar Mantar’dan içeri giriyorduk ki, bir “Yasak,
kardeşim!”ci dikiliyor karşımıza. İzinlerimizi gösteriyoruz. Bakıyor
bakıyor, “Bunlar yetmez!” diyor. Eski
eserlerle ilgili bir başka merciden, bir izin belgesi daha almamız
gerekiyormuş. İyi, güzel de, güneş de batmak üzere! Son derece “Jantar mantar” bir durum! Şansımıza
bakın ki, astroloji merkezi açık havada kurulmuş. Hemen, otobüsümüzün üstüne
çıkıp zum yaparak çekiyor kameraman arkadaşlarımız Jantar Mantar’ı...
O denli renkli ki insanların giysileri Jaipur’da, yoldan geçen
insanları, kıyafetine bakıp “Bu Fenerli,
şu Cimbom!” diye takımlara ayırıyoruz. Sanki, sürekli bir bayram yaşanıyor
kentte! Şiva Tanrısı kılığına girmiş
dilencilere bile rastlıyoruz sokaklarda. Trafik ise, İstanbul’a rahmet okutacak
derecede. Kamyonlar, develer, arkasında iki kişilik koltuğu olan
bisiklet-taksiler ve inekler öylesine bir hengâme oluşturuyorlar ki, yollarda
saatlerce sıkışıp hareket edemiyorsunuz.
Rakamlara bakılırsa, Hindistan’daki ineklerin sayısı iki yüz milyonu bulmuş. Adım başı ineklerle burun buruna gelmemizden de belli zaten bu durum. İneklere ek olarak sokakta ya da parkta yürürken domuzdan sincaba,
papağandan tavus kuşuna, akbabadan kobra ve piton yılanına, firavun faresinden file
kadar her an bin bir çeşit hayvanla da karşılaşabiliyor insan Jaipur’da!
Jaipur’da lapislazuli
taşlarını işleyen ve kente bu kıymetli taşı tanıtan bir ailenin
konuğu oluyoruz. Dükkân sahibi Ali usta, Afganistan, Şili ve Rusya'da çıkarılan lapisi işleyip bu taşın tanınmadığı yıllarda, karatı elli
rupi gibi komik bir fiyata satmak istediklerini ama bunu bile başaramadıklarını
anlattı uzun uzun. Sonunda satış işini dilencilere devretmişler, yüz tane lapis
taşını beş rupi gibi komiğin de
ötesinde bir paraya sattırmışlar! O dönemlerde, beyaz lapis varmış ellerinde.
On beş yıldan beri de mavi lapis işlerlermiş. Ama artık, ‘lacivert’ diye de anılan lapis taşı tanınmış ve fiyatlar da
inanılmaz ölçüde fırlamış tabii!
Lapis atölyesindekilerle vedalaşıp Jaipur’un ünlü Hava Mahal’ini yani “Rüzgarlı Saray”ını çekmeye gidiyoruz.
Ardından, Jaipur’un kuzeyindeki, Aravali tepelerine kurulmuş Amber Sarayı’na yöneliyoruz. Son olarak
da duvarlardaki binlerce küçük aynadan dolayı “Aynalı Mekân” anlamına gelen Şiş Mahal’i çekiyoruz.