Çyao sinyoralarrrrr... Bu satırları size Bologna da hoş bir evden yazıyorum, Venedikte ki Marco nun ki gibi çıkmadı şükür, onun tam aksi burası aşırı düzenli temiz ve derli toplu...Sahibinin tikli olduğu evdeki bardakların yerleşim şeklinden bile anlaşılıyor o kadar yani...
Sabah Bologna aktarmalı Napoli yolculuğum, tren istasyonunda beraber sabahladığım arkadaşım Karim in ısrarlı mailleri sonucu (Ha bu arada sakın yanlış anlamayın, Bologna ya davet eden arkadaşlada aramızda herhangi bir durum yok, insanlar nasıl bu kadar rahat anlamıyorum ya da benim şansıma mı bilemiyorum). Bologna da mola vermeme sebep oldu. İner inmez biletimi ertesi güne değiştirdim kiiii her şeyde bir hayır vardır sözünü bir kez daha tasdik ederek.. Şöyle ki; eğer bugün Napoli ye devam etseydim.. 2.sınıf vagonda gidecektim, haa şunu da belirteyim bunların 2. Sınıf trenleri bizim THY gibi. Amaaa yarına aldığım için 1.sınıftaki boşluktan yararlandım veee çay kahve ikramının olduğu vagona geçtim nasıl ama?? Vallahülazim kızlar ben bu tatile çok bi rahat geniş olarak çıktım ondan mıdır, şans kısmet midir bilmiyorum ama her şey o kadar rast gitti ki ve benden yana ELEMTERE FİŞ KEM GÖZLERE ŞİŞŞŞŞŞ...
Bologna çok güzel, çok keyifli mis gibi bir kasaba, öğleden sonrayı da Sienayı gezip tadını çıkararak geçirdim.. Herkese tavsiye ederim...
NAPOLİ + CAPRİ
Napoli havalimanındayım... Havalimanı yazınca bile içim burkuluyo ulan.. Bu geri dönüş demek, off offf uçağım yarın sat 12:50 ama şu an Cuma gece 23:31, peki ben niye şimdiden havaalanındayım... Azcık okuyun da öğrenin be??
Şu ana kadar bi Roma dan bi de Bologna dan ayrılırken içim burkuldu, hep kalsam hiç gitmesem duygusuyla çıktım .. 3 numaralı İstanbul hatırası defterimi de ilk sayfasına "GRATZYE PER TUTTO..SONO MOLTO FELİÇE" yazarak karime bıraktım.. Kendisi 1-2 aya İstanbula gelecek iş için, artık ben onu nasıl ağırlayacam bilemiyorum.. Olmadı bize götürür, babamla yatırırım onu oh mis gibi bakalım artık kısmet...
Anam bacılar o filmlerdeki hani meşhurrr İtalyan mafyaları varya aha anam onların evi Napoli.. Yahu bu şehir tam bir kaos derbe de yani öyle böyle değil..Sokaklar leş gibi, çöpler bi yandan sidik kokuları bi yandan.. İstasyon şimdiye kadar gördüklerimin en büyüğü, bizim Atatürk havalimanı kadar nerdeyse ama anam istasyondan bi çıkıyorsun tekrar içeri kaçasın geliyor.. Veee evet itiraf ediyorum bir haftadır ilk kez burada korktum vallaha babama bile dedim he.. Anam bizim laleli ortamına dan diye düştüğünüzü düşünün.. Kapıdan bi çıkıyon 20 tane taksici üstüne atlıyo, no no no diyosun yok anam biri bavulunu tutuyo, biri kolunu hadi onları atlatıyosun bi adım sonra zenciler ama öyle böyle değiller anam sanki harleme geldim oluyosun.. Tekrar geri girdim istasyona, ulan dedim ben burada kalmam bu gece, hemen tuvalete indim üst baş değiştirdim.. Bavul emanete ben bir harita alma peşine... Çıktım Napoli sokaklarına yarabbel alemin, cidden Napoli italyanın yüz karası, 3. büyük şehri ama yok anam yani.. Burası adalara gitmek için bir atlama noktası olabilir ancak o kadar başka bi cacık olmaz...
Buranın olayı şuymuş; şehrin %80i mafyanın. Onlar diyo ki bizim bölgelerimize özel itimam göstereceksin, devlet baba da hayır bizim için her yer aynı diyor.. Benim bölgem dışında bi yere bişe yapamazsın yıkar yakarım diyor kiii bazı sokaklarda bu açıkça görülüyor.. Bu çekişmede dolayısıyla olanlar ben gibi gelen yabancılara ve gariban halka oluyor.. 3 tane meşhur müzesi, 2 meydanı bir de kalesi var.. Tüm bunları gezmek te sadece 1 saat inanın.. Zenciler her yerde, her sokakta bir pazarları var.. Her şehirde aynı bizdeki gibi 10 ayrı market modeli vardı buradakiler feci ötesi, paketteki bir şeyi alırken bile almayasın geliyor, bir carrefour güven verdi gerisi yalan.. Ha şu var, Napoli diğer her yere ama her yere göre korkunç ucuz kızlar.. Nasıl ama ? Şöyle ki?? Mesela Venedik, Roma ya da Floransa da bir tişört 50 eurodan başlıyor, burada yemin billah aynısı 7 euro .. Roma da adidasın outletine gittim mesela, her hafta bir standa indirim yapıyolarmış, benim şansıma erkek haftası geldi.. Outlet ama fiyatlar tl ye çevirdiğimizde yine bizdekilerden farklı, ha ne var o modeller bize ne zaman gelir acaba bu benim için önemli bi durum tabi...
Neyse Napoli ye dönem, buradaki adidass abi yok böyle bişe size anlatamam cennete düşmüş gibi oldum, allahım bütün dükkanları alabilirim, anam herifler camlara kocaman %90 indirim asmış yok böyle bişey.. Ulan dedim bunu bi şekilde sormam lazım ama nasıl olcak bu iş, çıkardım sözlüğümü parçaladım İngilizcemi kasadaki kıza sordum, ne bu indirim diye.. Napoli deki halk en fakir halk onlar için özel birde başka yerden destekleniyoruz burada dediii ahaa dedim mafyaaa...
Gelelim yemek konusuna, pizzanın doğum yeri NAPOLİ vee buranın 2 meşhur pizzacısı var.. Biri ilk pizzanın yapıldığı fırın, bunu da araştırmış öğrenmiştim gelmeden tabisi. Sora sora onu buldum. ye dua et sev filminde de görülen pizzacı, anam yer bulup oturmayı geç pizzanı yiyebileceğin bir köşe bulursan şanslı günündesin demektir.. Yarım saat bekledim ama değdi mi değdi be anam.. Of yani pizza işte budur diyosun.. Veee hemen belirtiyorum... Hani Pisa ucuz falan demiştim ya anam yalan oldu, diğer bütün şehirlerde pizzayı dilim olarak almak istersen (kii dilimden kastım bizim orta boy pizzaların yarısı) o 3-6 euro arasında değişiyoduuu. Burada anam 1 dilim pizza + cola 2 euro, kötümü hayır asla değil 10 numara, geberene kadar ye yani.. zaten birini yiyon aklın ötekinde kalıyo oda buda derken pizzaya doymak için Napoli diyorum başkada bir şey demiyorum...
Yedim çıktım baktım bi otobüs durağında 14:10 kapri motoru diye ilan var, oo dedim süpere dedim where is pronto?? Yetişmek için koş babam koş.. Atladım katamarana vardım capriye... Jet sosye de capriye bayılıyomuşşş, sosyetenin adasıymışşş, kı.... kenarları töbe yarabbim töbee, resimleri göreceksiniz.. Ada ulan işte bildiğin ada, manzarası süpermiş ulan en tepeye de çıksan, ki çıktım, bi denizi görüyon lacivert bi deniz yani başka bişe yok.. Bu arada catamaranda mısırlı bir çiftle sohbet ettik, biraz turla gelmişler, 50 euro. Bakın şimdi benle aynı saatte gidiyolar, aynı saatte dönecekler ve 50 euro, ben git gel yol parası 40 ödedim.. Ulan 10 euro niye fazladan veriyonuz be mallar, bi rehber adada sizin görüp gezemeyeceğiniz ne verecek size böyle mallık yok kardeşim..
İndik neyse baktım tekne turları, amca dedim 2 saatlik olana al beni.. atladık tekneye adanın etrafını turlamaya. Ana capriye götürüyo, mağara falan etrafı gezip getiriyo... ee ada işte deniz mağaralar millet şakır şukur resim çekiyo, bi delik görüyolar aaaa oooo çek babam çek, bende hatıra olsun diye çektim bir iki tane... Bi mağaraya getirdiler, kimse yüzmüyo anam bana bastı dedim "ben var yüzmek" iki İngiliz karı da çıktı, kaptan okey dedi.. Buradan girin, arkadan alalım sizi.. İyi dedim, zaten burundayız, karşısı da görünüyo hopp çıkarız tekne gelene kadarda yüzerim. Anam demez olaydım, atlamaz olaydım, Venedik sokaklarından sonra bu mağarayı da yüzerek geçtim ya daha bana kolostrofobinin K si uğramaz anam.. O görünen burnun ucundaki delikten size yemin olsun 45 dakkada çıktık.. Yüz babam yüz, tutuncak yer yok, biraz yukarı zıplasan kafan değecek, anam ışığı görüyon dışarıdaki tekneleri görüyon ama yüz yüz yol bitmiyo.. Ben orda gitmedim ya bugün daha kolay kolay gitmem.. Limon kokulu adaymış ha si.... diyesi geliyo insanın, ne kokusu ne limonu be, bizim bodrumda sokaklarda dökülüyo limonlarda kokuları evlere siniyo.. Ah bizim salak insanımız ahhhh..
Tur bitti limana geri geldik.. İngiliz kızlarla ekiplerindekilerle azcık kaynaşır gibi olduyduk, kız dediki "you not foto why??" Ee dedim, "because not beatifull", oooo no no dedi.. Anam dedim yanındaki bilgisayarın mı, yes dedi getir dedim.. Oturduk limana, telefonumdaki kaş resimlerimi attım karının laptopa, sen dedim bu resimlere bak bu da benim mail adresim.. Gel ben sana resim çekilcek yerler gösterem. Başladım adayı gezmeye, vallaha da bi bok yok billaha da bi bok yok.. Bi sophia loren in evi millet görecem diye sırada, ulan bizim o güzel Bozcaada var ya bin basar.. Anlamı var en azından, bi dükkanında balık güzel bi yerinde dibek kahvesi bi yerinde şarabı abi bunlarda bi halt yok.. Haa bi şu var karim capriye gidersin pasta pizza yeme sakın, midyelerle yapılan bi pilavı var dediydi, onu dene.. Sahiden de restoranların önünden geçerken baktım herkes onu yiyo, pilavın içinde midye kabukları falan, ulan dedim dene bi nolcakk.. haa burada yine bi parantez açıyorum (karim bunu ye diyince ne var içinde dedim pancetta yok dimi.. güldü aval .. yok yok dedi, deniz ürünü sadece, onu yermisin, yemediğiniz var mı yok anam dedim denizden babam çıksa yerim.. ay tabi bide bunun anlamını anlattım ona yoruldum anam yoruldum heeee) oturdum bi yere verdim siparişimi ..
Of diyorum size anam offff...Ölmeden herkes yemeli, babacımın kulaklarını çınlata çınlata yedim ama ne yemek anam o ne yemekkk içinde ahtapot bacağı, midye, yengeç, kalamar, istakoz ne ararsanız var, yok yok ama sarımsakla sotelenmiş o pilavla anlatamam size.. Ha bakın şunu diyebilirim, benim için capri adası =işte bu yemek oldu.. Onun dışında bide haa gittim capriyi de gördüm demek okadar. Haaa unutmadan birdeee o meşhur yakışıklı İtalyan erkekleri var ya bacılar, ahanda onların hepsi burada roma-flolaransa-venedik ora bura boşş, renki eskaprin ayakkabıları tiril tiril uçuşan pastel renklerdeki keten gömlekler ve beyaz şortlarıyla hepsi burada, insanın baktıkça bakası geliyo.. Tekneden gelip alan kayıkçılar bile aman allahım oluyosunn vucutlar atlas okyanusu gibi yüz yüz bitmez.. İlgili arkadaşlara bildirilir.. Erkek güzeli görmek istiyorsanız istikamet CAPRİ.
Saat 8 de döndüm istasyona, anam sabah otellere bi göz attıydım, okey 3 yıldızlı oteller çok ucuzlar falan ama her birinin camından balkonundan bir zenci sarkıyo.. Yok kızım dedim sen değiştir üstünü, al valizini doğru havalimanına. Allah sizi inandırsın kız ben istasyondan çıkar çıkmaz bir gök gürültüsü, bir şimşek çakmasın mı ulannn dedim İtalya ağlıyon mu len gidişime, üzülme yakın zamanda yine gelecem ben. Hahahaha ama ne yağmur otobüse gidene kadar donuma kadar ıslandım. Alana geldim çömdüm, üstümü değiştirdim saçımı başımı yaptım.. Size yazıyorum işte.. Burada sabahçıyım. Yan masamda bi davar var, öküz iki prizi de işgal etmiş, birinde laptopu birinde telefonu ben kaldım açıkta.. Ona sinir oluyorum şuanda..
Vee anlayacağınız tatil bitti.. Tatil den çok benim için süper bi deneyim oldu.. Bununla ilgili duygu düşünce ve görüşlerimi de SONSÖZ yazımla paylaşacağım sizinle...
Napoli Havalimanından Öperekten...