Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Hollanda ::::: Rotterdam ::::: Lale Zamanı Hollanda:2 (Kinderdijk Yel değirmenleri Parkı)        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Hollanda Rotterdam 08 Nisan 2013 23 Nisan 2009
23 Nisan 2009
16640 2 Setenay Süzer 

 Lale Zamanı Hollanda:2 (Kinderdijk Yel değirmenleri Parkı)
 (Genel)

Yıllar önce Gebze'den bir eczacı arkadaşım, eşiyle birlikte, uzun zaman önce Hollanda'ya yerleşmiş dostlarını ziyaret için Nisan ayında gitmişler ve onların rehberliğinde bir hafta bu güzel ülkenin hemen her yerini gezmişlerdi. Dönüşte, gezi sırasında çok iyi anlatımla çektikleri video bandını ben de büyük beğeni ile seyretmiş, Hollanda'ya bir daha gidersem Kinderdijk, Keukenhof ve Bloemencorso'yu gezi programıma almaya karar vermiştim. Keukenhof lale bahçesini, organize turlarla gittiğim her iki gezide, tur programında olmadığından, birlikte gittiğim arkadaşlarımla gruptan ayrılıp, yerel tur Lindbergh ile gezip görmüştük ama Bleomencorso ve Kinderdijk için gün kalmamıştı. 2009 Hollanda gezi programımızın ikinci gününde, Hollanda'nın en büyük sanayi ve dev liman kenti olan Rotterdam'ın 16 km doğusundaki, 19 yel değirmeni barındıran 1997 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmış Kinderdijk vardı.


Amsterdam'dan Kinderdijk'e direkt olarak otobüs ya da trenle ulaşım yok. Ayrıca, yerel tur şirketlerinin programlarına da alınmamış. Ya araba kiralayıp gidilecek (ki bu yol, alışkın olan için en mantıklısı)  ya da önce trenle Rotterdam'a, oradan metro, daha sonra otobüs veya nehir gemisi ile ulaşım tercih edilecek. Eşimin, yurtdışı gezilerinde araba kullanırken çevrenin güzelliğini yeterince göremediği şikayetiyle, kiralık araba kullanma ihtimalini baştan siliyoruz. O nedenle tren-metro-tramvay-nehir gemisi ile hangi saatlerde, nasıl gidilir sorularına yanıt için gezi öncesi internet- tripAdvisor'dan gidenlerin önerilerini okumakla işe başladım. Yazılanlar içinde bana göre en mantıklısı olan 'Rotterdam'a geldikten sonra, Kinderdijk'e Nehir gemisi ile gidin, otobüsle dönün' önerisini seçtim ve gezi sonunda gerçekten iyi ki böyle yaptık, isabetli karar vermişiz diye düşündük. Uyguladığımız gidiş planımız şöyleydi;

 

Lale zamanı yol güzergahları...
 
Hollanda'da tren yolculukları çok keyifli...
 
 
1- Amsterdam-Rotterdam central istasyonlar arası yolculuk, çok sık aralıklarla kalkan trenlerin tipine göre 40 ya da 60 dakika sürüyor. Yol güzergâhında kilometrelerce uzanan lale, sümbül tarlalarının doyumsuz seyri sayesinde, zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Ücret, kişi başı gidiş dönüş o tarihte  24 EU idi. 2013 yılında  32.60 EU olmuş.

2-Rotterdam central istasyondan, metro hattına geçilecek. Rotterdam metro hatları A-B-C-D-E harfleri ile belirlenmiş. Dönüşte de bilet gerekeceğinden iki kişilik dört bilet alınmalı. İstasyondan,  Kinderdijk'e gidecek gemi iskelesinin bulunduğu meydana gitmek için, D hattının De Akkers yönlü metrosuna binilerek, üçüncü durak olan Leuvenhaven'de inilecek. Dışarı çıkıldığında az ilerleyip  büyük bir meydanın trafik ışıklarına gelince karşı sağda bütün haşmeti ve estetik görünümü ile  Erasmus köprüsü, solda dikilitaş gibi yükselen, II.Dünya savaşında ölen denizciler anısına yapılan anıt görülüyor. Anıta doğru ilerleyip meydanı geçince, üzerinde, "Boat Excursions Rotterdam-Kinderdijk Nehalennia" yazılı büyük sarı levhayı önünüze alıp, 300 m sola döndüğünüzde nehir gemisi iskelesi kolayca bulunuyor.

3- Nehalennia vapur biletini, kalkış saatini beklemeden gider gitmez almakta yarar var. 31 Mart-6 Ekim arası Pazartesi hariç, hergün, sabah 10.45 ve öğleden sonra 14.15 de olmak üzere 2 sefer yapılıyor. Gidiş dönüş, 14 EU ücretli, toplam 3 saatlik bir tur. Yolculuk, gidiş ve dönüşte birer saat  sürüyor, Kinderdijke bırakılan bir saatlik zaman hiç yeterli değil. O nedenle biz, 14.15 saatindeki kalkış için, tek yön satışı başlangıçta kabul etmeyen biletçiye 'Kinderdijkte bir saat bize yetmeyecek gün batımını görmek istiyoruz, daha sonra  otobüsle  döneceğiz'  diyerek, yarı ücretli gidiş bileti aldık. Tek yön gidişin bir başka yararı, nehirde giderken Rotterdam'ın o bölgesi yeterince tanınmış olunuyor, aynı manzarayı dönüşte tekrar görmek sıkıcı olabilir.

 

II.Dünya savaşında ölen denizciler anıtı...
 
 
Roterdam,Kinderdijk vapur iskelesi...
 
 
Kinderdijk  gezi  günü, erken yaptığımız sabah kahvaltı sonrası 2 saat kadar otelden 15-  20 dakikalık yürüme mesafesindeki, Amsterdam için önerilen yürüyüş rotaları olan, Jordaan bölgesindeki   kanallar boyunca uzanan caddeler Herengracht, Keizersgracht ve Prinsengracht'taki tarihi Amsterdam evlerini, ünlü kanal evlerini seyrederek, keyifli fotoğraflar çektik. Anne Frank evi önünde henüz açılış saati olmamasına rağmen kuyruk oluşmuştu. Bekleme lüksümüz olmadığından  müze-evi ziyaret edemedik. Saat 10.30 da Rotterdam'a gitmek üzere trenle yolculuğumuz başladı.

Rotterdam Central istasyona gelince bir süre civarında dolaştık. Diğer büyük şehirlerden farkı olmayan caddelerde vakit öldürmemek ve bir an önce bilet işini halletmek için metro ile Erasmus köprü civarına gelerek iskeleyi kolayca bulduk. Geminin kalkış saatine kadar köprünün ve denizci anıtının yakın plan fotoğraflarını çekerek vakit geçirdik. Nehalennia gemisi, bizim Boğaz gezintisi yapan vapurlara benzer yapıda, güvertesinde oturmak için masalar konmuş, iç kısmında şık kafeteryası bulunan bir gemi. Kalkışta 15-20 dakika kadar, Rotterdam şehir manzarasının, altından  geçtiğimiz köprülerin, nehir kenarında sıralanmış modern şık ve görkemli binaların fotoğraflarını çektikten sonra eşimin yanına geldiğimde yandaki üç masada oturan, sayıları 15 kadar yaşları 13-14 gibi görünen kızlı erkekli çocukların, Türkçe konuştukları haberini alınca merakla yanlarına gidip kim olduklarını sordum. İzmir St.Joseph lisesi bünyesinde Özel Güzelbahçe Piri Reis ilköğretim okulu  öğrencileriymiş. 23 Nisan tatilinde biri Fransız, üç bayan öğretmen eşliğinde 9 günlük Belçika- Hollanda gezisi yapmak için buradalarmış. Gezi programları harikaydı, ertesi gün Keukenhof parkına gideceklerdi. Geçen yıllarda Yunanistan ve İtalya gezileri yapmışlar.(merak edip 2013 te neresi var diye baktığımda, yine Nisan ayı ara tatilinde Adım adım İsviçre gezisi planlanmış) Özel okul olacaksa böyle olmalı, bayıldım okulun bu ilerici, geniş vizyonuna.

 

Rotterdam Erasmus Köprüsü...
 
Kinderdijk gemisinde İzmir'li Türk öğrenciler...
 
 
Kinderdijk, Güney Hollanda eyaletinde, Rotterdamın 16 km Doğu'sunda Ren nehrinin Kuzey denize dökülmeden önce ayrıldığı kollarından biri olan Lek ırmağı ile Noord ırmağının birleşimindeki polderde yer alan, inşa edildikleri 1740 yılından günümüze kadar korunabilmiş 19 yel değirmenine sahip, küçük bir kasaba. Hollanda ulusal kültürün simgesi olmuş yel değirmenlerinin kullanılması, tahıl öğütme amaçlı olarak 1200 yılların başında başlamış, zamanla bu değirmenlerden daha fazla yarar sağlanacağını akıl etmişler. Topraklarının önemli kısmının deniz seviyesinin altında (Felemenkçe Nederland adı 'alçaktaki ülke') olması sebebiyle, tarih boyunca sık sık yaşanan sel baskınları Hollanda'nın en önemli sorunu olmuştur. Çözüm için deniz ve nehir kıyılarına yapılan setlerle ve 13. yüzyılda da Ren nehri deltasında "weteringen" adlı su kanallarının açılması ile sorunu gidermeye çalışmışlar ancak kanallarda biriken kum nedeni ile suların kabarmasıyla yine taşkınlar olmaya başlamış ve polderlerin kurutulması için yel değirmenlerini su pompalamada kullanmaya başlamışlar. Kanallarda biriken sular nehirlere aktarılmış, bu sayede taşkınlar önlenmiş, kurutulan araziler yerleşime ve tarıma açılmış, böylelikle ülkeye %2.5 oranında toprak kazandırılmış. 1953 yılı başında yaşanan çok büyük sel felaketinden sonra mevcut korunma sistemlerinin yeterli olmadığı anlaşılmış, Deltaworks  adı ile Dünya'nın su işleri ile ilgili en büyük projesi yaratılmış.

 

‎Kinderdijk Haritası...
 
 
‎Kinderdijk yürüyüş yolu başlangıcı ve Türk öğrenciler...
 
Günümüzde Hollanda tarihi anıt vakfına kayıtlı 1170 adet yel değirmeni bulunmaktadır. Bu değirmenlerin korunması ve bakımları genelde emekli olmuş kişilerin gönüllü çalıştıkları vakıflarca sağlanmaktadır. Ayrıca zengin aileler, sanayi kurumları bağışları ile maddi olarak desteklemektedir. Hollanda vergi idaresi bu vakıflara hizmet edenlere yüklü miktar vergi iadesi imkânı sunmaktadır. Bu bilinçli çalışmaların sonucunda ülkenin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere devri sağlanmış oluyor. (Darısı, dünyanın en zengin kültürel mirasına sahip ülkemizin başına diyelim). Ayın belli günlerinde bu değirmenler halka açılarak, faal oldukları zamanlarda yaptıkları hizmetler anlatılıp, özellikle okul öğrencilerine ve ülkeye gelen turistlere gösterilmektedir. Kinderdijk (Felemenkçe "çocuğun seti") adının güzel bir hikâyesi de var. Söylenceye göre, 1421 de meydana gelen St.Elizabeth taşkınında bu bölgede setle ayrılmış iki polderden biri sular altında kalmış, diğeri zarar görmemiş. Korkunç fırtına dinince adamın biri, kurtarılacak bir şeyler kaldı mı diye setin yanına gelmiş ve yavaş yavaş yaklaşmakta olan bir beşik görmüş. Setin yanına gelen beşikte bir kedi oraya buraya sıçrayarak beşiği su üzerinde dengede tutmaya çalışıyormuş. Beşiği yakaladığında çok daha büyük sürprizle karşılaşmış, içinde bir de bebek uyuyormuş. Bu öykü daha sonra "The Cat and Cradle" adıyla kitap haline getirilmiş.

Gemiden inip, Kinderdijk Yel değirmenleri parkına adım attığımızda turizm bürosu, cafeler, hediyelik eşya dükkanları yanında, bölgeyi dolaşmak için isteyenlere kiralık bisiklet ve at temin edenleri, Nisan-Ekim arası 4.5 EU ücretle kanalları dolaşan botların kalkış iskelesini gördük. Parka giriş ücretsiz, yıl içinde her gün gün boyu açık, ancak hava kararınca ışıklar yanmadığından ortam karanlık oluyormuş. Sadece her yıl Eylül'ün ikinci haftası Kinderdijk'in etkinlik haftasında bütün değirmenler gece de ışıklandırılıyormuş (aklınızda olsun).

 

 
Kinderdijik yeldeğirmenleri...
 
 
Botla daha sonra dolaşırız, önce yaya olarak gezelim deyip heyecanla yürümeye başladık. Masmavi gökyüzü, beyaz bulut kümeleri ile "hoş geldiniz! bu müthiş görselliğe sahip ortamda istediğiniz gibi fotoğraflar çekin" der gibi keyfimize keyif katmıştı. Eşimle birlikte bir saat kadar çekimler yapa yapa dolaştık ve bölgenin yarısına kadar geldik, çoğu kimse kiraladıkları bisikletle ya da atla gezinti yapıyordu. Yolda ara ara dinlenme amaçlı banklar konulmuş, birinde akordeonla çok güzel ezgiler çalan bir bey oturmuştu. Eşim, "ben daha ileri gitmeyeceğim, burada bu güzel müziği dinlemek istiyorum sen istersen devam et" deyince, değirmenlerin sonuna kadar görmeden dönersem eksik kalacak deyip ben yola devam ettim. Havanın güzelliğinin ve ilkbahar'ın coşkusunun da etkisi vardır mutlaka ama bu benzersiz ortamın müthiş pozitif enerjini varlığını, bu kadar yoğun şekilde çok az yerde hissettim. Her hafta zevkle okuduğum Hürriyet Seyahat ekinde, Rio de Janerio'da yaşayanlar kadar gidenler de benzer mutluluğu yaşarmış diye okumuştum. Sebebi, yörede dünyanın en zengin ametist yataklarının varlığına bağlanmış. Burada böyle bir olay var mı bilmiyorum ama değirmenlerin sonuna kadar yaya olarak gidip, 3 saat kadar durmadan mutlulukla gezip fotoğraflar çekerken, yorulmak aklıma gelmedi. Değirmenlerin biri müze gibi ayrılmış içine giriliyordu, iki kez göreyim diye niyetlendim, önündeki kuyruk çok fazlaydı, onun için müzeyi göremedim.

 

‎Kinderdijk yolunun sonundaki yel değirmenleri...
 
 
‎Kinderdijk yel değirmenleri...
 
 
‎Kinderdijk gezinti botu...
 
 
Eşimin yanına geldiğimde saat 5.5 olmuştu. Hadi artık botla gezinti yapalım deyip geri geldiğimizde son botun çoktan hareket ettiğini öğrendik. Ne yazık son sefer saat 5 te imiş, başlangıçta saatlere bakmamakla hata etmişiz, benim sınırsız gezi ve fotoğraf tutkum yüzünden bu güzel etkinliği kaçırdık. Ne yapalım kısmet değilmiş deyip şık cafelerden birinde dinlenmeye geçtik. Orada otururken beklediğimiz gün batımı ve ardında mavi saat gelmek bilmedi, hemen hemen bir saat daha beklemek gerekiyordu, dönüşü otobüsle yapacaktık, onun da son seferini kaçırmayalım düşüncesiyle dönüş yolculuğuna başladık. Parkın girişinin karşı sırasındaki duraktan, Rotterdam Zuidplein metro istasyonuna götüren otobüse bindik. Önde oturmamız işe yaradı çünkü otobüs kasabanın içine girdi, çok güzel çiçekli evlere, sokaklara, havuzlu meydanlara sahip bu şirin beldeyi güzelce seyredebildik. 45 dakika süren yolculuktan sonra Zuidplein metro istasyonuna vardık. D hattının central station yönlü metrosu ile istasyona, oradan Amsterdam treni ile saat 9 gibi otelimize döndük. Ertesi gün Alkamaar'a gitmek için erken kalkacağımızdan, Kinderdijk gün batımını beklemeden vakitli döndüğümüz iyi olmuş, zira gün içinde nasıl yorulduğumuzu, yatınca anladım.

 

‎Kinderijk'in dinlendirici doğal atmosferi...
 
 
Hollanda deyince ilk akla gelen tarihi yel değirmenlerinin en yoğun olduğu, Hollanda'ya geldiğinizi tam olarak hissettiren Kinderdijk özel bölgesini, bu güzel ülkeye yolu düşen bütün gezi severlerin görmesini öneririm.
 
Gelecek sunum olan Keukenhof Lale bahçesinde buluşmak üzere hoşçakalın...


 











 Yazılan Yorumlar...
Setenay Süzer
(24 Nisan 2013)

Sevgili Neşe hanım,
Aktarma konusunda haklısınız,sizin usul araba kiralamayı bir kez denesek sonrası alışıp rahat ederiz.Önümüzdeki gezilerde kısmet olur umarı.Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim sizden de yeni yazılar bekleriz.

NEŞE
(12 Nisan 2013)

İşte keyif diye ben buna derim...Gidiş biraz fazla aktarmalı oldu ama bence her dakikasına değdi...İzmir den gelen güzel öğrencilerle gurur duydum,genç yaşta ne güzel bilgiler-görgüler ediniyorlar...15 Yıl önce gezdiğim bu güzel yerleri sizden okurken aynı derecede keyif aldım,çok teşekkürler..

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.