Geçtiğimiz yazımda evimizden çıkıp,İstanbul aktarmamız ve tabiki Ljubjana'da geçen harika 24 saatimizi anlatmış,yazımı Bled kasabasına geldiğimiz anlarda bitirmiştim.3 Günlük tatilimizin son 2 günü Bled'de geçti.Cuma saat 14.00 gibi harika geçen yolculuğumuz Bled kasabasında son bulmuştu.Otobüslerin kalkma noktası otelimize çok yakın sayılırdı.Bled çok küçük bir kasaba,11.000 nüfusu var ama hiç apartman dairesi yok.Herkes müstakil evlerinde oturuyor.Kasabanın bitişinde ise Bled gölü bulunuyor.Gölün çevresi yaklaşık 6 km.Ortasında bir ada ve bu adada harika bir kilisesi var.Otellerin olduğu merkezi canlı birde bu merkezin tam karşısı olan BLED kalesi ve kilisesisinin olduğu ve bizim kaldığımız Villa Preseren otelin bulunduğu alan canlı.Gölün en güzel yanı çevresi 360 derece yürüyüş yoluyla kaplı.Bu yol zaman zaman göle sıfır ve oturma bankları olan kısım,zaman zaman da yine göle sıfır ama dahaa doğal,ağaçların üstünü örttüğü harika bir ortamdan oluşuyor.Balıkçılar bu harika kısımlarda sotelenmişler:)Bisikletle gölün çevresini dolaşmak bizim için Bled'in en keyifli aktivetisiydi.
İşte bizim otelimiz,merkezin tam karşısında yürüyerek 500 mt. mesafedeki Villa Preseren( Adres: Veslaška promenada 14, 4260 Bled, Slovenya )
isimli 6 odalı bir butik oteldi,daha doğrusu bir villaydı.250 yıllık bu güzel villa,alt katı restorant-cafe olarak çalışıyor,üst katlarında 8 adet odası var.Odaların isimleri var biz,Kale anlamına gelen Grad isimli odada kaldık.Harika bir göl manzaramız vardı.Otel zaten göle 10 mt uzaklıkta ve harika bir verandası var.Yazın Vila Preseren'i hayal edemiyorum,insanlar saatlerce o manzarada otururlar sanırım.
- Vila PRESEREN
- Vila Preseren manzara
Biz otobüs noktasından yürüyerek Vila Preseren'i bulduk.Arka tarafta olan giriş kapısı kapalı ve kilitliydi.Ön tarafa dolaştık ve restoranttan girdik.Öğrendik ki burda resepsion yok, Check-in ve check-out lar restorandaki garsonlar tarafından,restoranda yapılıyor:) Bizi hemen odamıza yerleştirdiler ve Bled maceramız başladı....
LÜKS KUYUMCUDA BİSİKLET KİRALAMA.......
Odamız çok genişti,güzel ve geniş bir banyosu,girişte bir vesiyeri ve yatak odasını içeren 3 bölümden oluşuyordu.Göl manzaramız çok güzeldi ve tam karşımızda Golf hotel ve arka tepede,şu an sadece çim olan kayak pisti vardı.Bled için cuma,cumartesi hava güzel,pazar yağmurluydu.Accuwheather'a göre cmt sağnak yağmur olabilirdi.Cuma günü 13 derece güneşli havada otelimizden çıkıp ilk planımız olan bisiklet gezimiz için bisiklet kiralamaya gittik.En yakında jelovice hotel ve bir kuyumcuda bisiklet kiralandığını öğrendik.Yolumuz üstünde ART CAFE yanında olan bu kuyumcudan bisikletlerimizi aldık.Saat başı 3.5 euro bir bisiklet kirasıydı.Çok şık takım elbiseli kuyumcunun harika mücevherler arasından bisikletleri çıkarması çok ilginçti.Hemen bisikletlerle Promade(yürüyüş)yoluna çıktık.Golf hotel tarafına geçip ada çevresinde bir tam tur atıp Vila Preseren'de bitircektik.Bu yol üstünde bulunan yemek yerlerimiz olacak Osteria Peglez ve Vila Ajda'yı da görme şansımız olucaktı.Zaman zaman göle sıfır,zaman zaman da göle biraz tepeden bakarak yolun yarısına yani meşhur adamıza ve kiliseye ulaştık.Yol üstünde mevsim gereği dökülen yapraklar,renkler yani sonbahar tüm güzelliklerini bize sunuyordu.Balık tutan avcıların ise techizatları inanılazdı.İnsanın yanlarına oturup avlarına katılma arzusu geliyordu.Aslında planımızda adanın çevresinden dönmek olsada biz yarıdan geri döndük.Gitmek istediğimiz ilk yer olan Osteria peglez'i geçmiştik ve rezervasyon yapmak istediğimiz için geri dönmemiz lazımdı.Mekanda yol kenarı güzel bir masa ayırtıp otele doğru pedal çevirmeye devam ettik.
Bisikletleri bırakıp otele dönerken Elif kestane kokusuna dayanamadı ve yine kestane aldık.Göl yanında olan banklardanbirine oturduk ve hemen Ördek ve Kuğuların tacizi başladı.Hepsi önümüzde yemek için toplanmıştı.Harika bir manzaraydı,en güzeli de Kuğu nun elimden kestane yemesiydi.Serce,ördek ve kuğu arkadaşlarımızla 1 saate yakın harika manzara eşliğinde oturup havayı kararttık artık otelimize dönüp dinlenme vaktiydi ve öylede yaptık.
Güzel bir dinlenmeden sonra akşam yemeği için otelimizden çıktık.Bled aydınlatma konusunda çok çalışmış,hem tarihi ve doğa harikası mekanların aydınlatması hemde sokaklar ve göl kenarı yürüyüş yollarının aydınlatılması çok güzel.Yer yer zifiri karanlık yer yer sarı ışık yer yer beyaz ışık kombini.Hepside çok güzeldi.1o dk.lık yürüyüşten sonra lokantamıza gelmiştik.Sayın hocam Arkutbay'ın kendingez deki yazındaki mekanları seçmiş ve en ekonomik ve en vasatı dediği OSTERİA PEGLEZ'den başlayıp,daha iyilere sonra gidelim demiştik.(Cesta Svobode 19a, Bled 4260, Slovenia )
İçersi bence harika dekore edilmiş,sıcacık bir restorant.Sanki evindeymiş gibi hissediyorsun.Tava,tencere ve tabaklar yer yer çelik,porselen ve döküm,renk renk şekil şekil.Yemekler ise ben deniz ürünlü makarna(sadece karidesli),eşimse fajita yedi.Yediğim en güzel deniz ürünlü makarnaydı bayıldım.Karideslerde zerre kabuk yoktu.Eşimde fajitayı beğendi ama Fridays daha güzel diye de eklemeyi unutmadı.
- OSTERİA PEGLEZ
Yemek sonrası gelen karışık tatlılar güzeldi, ev yapımı 2 bardak şarap ve kolalarla birikte 2 kişi 33 euro fiyat bize bu kaliteye çok uygun geldi.
Yemek sonrası akşam için BLED'DE güzel bir casino mevcut,şansımızı denedik güzel bir ortamdı tabi tadını kaçırmadan:) Biz Vila Preseren'de capuccino içmeyi düşünüp otele döndük ve kahvelerle gecemizi tamamladık.Ertesi gün yağış olmazsa şunları yaparız hayalleri ile yattık.
BEKLENEN OLDU:) YAĞIŞ...
Öncelikle şunu söyliyim,tüm gün yağdı hemde hiç durmadan,genelde otelde kaldık cafede ama yağmurun bu kadar güzel manzara oluşturcağını ve yağmurda yürümenin bu kadar güzel olucağı hiç aklıma gelmemişti. Şimdi Cumartesi günü sabahına dönelim.
Sabahki yağmur morali bozsada günü kaybetmeyi düşünmüyorduk.Şemsiye ve yağmurluklarımız hazırdı. Ayrıca LJUBLJANA ve BLED'de birer gün güneşli sıcak havada gezmek 3 günlük tatilde bu sezonda fazlasıyla iyiydi.Kahvaltı için yine restorant kısmına geçtik ve göl manzaralı masaya oturduk. Oteldeki samimi ve kaliteli hava kahvaltıya da yansımıştı.Klasik otel kahvaltısı değil,menüdeki kahvaltılardan birini seçebiliceğimizi söylediler. Sonrası için kahve ve portakal suyu da kahvaltımıza dahildi.Ben Amerikan kahvaltısı Elif de tost içerikli kahvaltı istedik.Çok güzeldi.1 saat kahvaltı sonrası odamıza gidip hazırlıklara başladık:)Malum dışarda şiddetli sayılcak yağmur vardı ve Bled'i gezicektik.
Önce şehrin otobüs durağı kısmına çıkıp hem pazar günkü transferi öğrenmek hemde gostına pucul isimli lokantayı akşam yemeği için teftiş etmeye karar verdik.tranfer için otobüs olursa Bled-Kranj-havalimanı en kısa yol ve 30 euro 2 kişi tututyordu.Birde 2 saatten fazla yolculuk.Taksi ise 50 euro ve 15 dakika olunca taksiye karar verdik ve restoranta bakmaya devam ettik.Daha pub tarzı ve gençlere hitap eden mekandı.Ama güzele benziyordu,biz Bled oteller kısmına gidip okarina'da yer ayırtmayı düşündüğümüz için es geçtik.Yağmur altında ağaç altlarından yürümek çok güzeldi.Park hotel yanıda,casino nun karşısında homedecort diye bir hediyelik eşya dükkanına girdik.Sadece magnet ve süs eşa rafımız için küçük bişeyler bakıyorduk ama o dükkanın yüzde 80 ini almak istedik.Hiç görmediğimiz el yapımı harika şeyalar vardı.Yer sorunu yüzünden bakıp bakıp alamadık:)Yaklaşık 3 saat yağmur demeden Bled'in altına üstüne getirdik ve odamıza geldik.Duş ve kurulandıktan sonra filmi kopardık:)Kuru eşyamız olmadığı için pijamalarla Vila Preseren restorantında otel terliklerimizle oturmaya kahve içip ipad de film izlemeye başladık.Uzun süre film-kitap-kahve keyfi arasına cremescnhitte ve çilekli pastayı da sığdırıp akşamı bulduk.
- VİLA PRESEREN
- CREMESCİNETTE
Akşam rezervasyon yaptırdığımız Okarina'ya bizi ertesi gün havaalanına bırkakıcak Sandy isimli erkek şöförümüz bıraktı.Çok sıcak kanlı olan bu adam Kemer ve İstanbul'u görmüş.Sanıyorum bu mevsim Bled'teki tek taksi şöförü olabilir çünkü heryerde kendi kişiel kartı asılı duruyordu:)okarina-www.okarina.com
Paul Mccarthy'nin de yemek yediği Okarina aslında bir hint lokantası.Küçük olması ve bence ambiansı Osteria peglez'e göre zayıf olması kötü yanlarıydı ama yemekleri cidden nefisti.Mantar çorbamın kasesi ekmekle kapatılmıştı,bizde kebapçılarım getirdiği lavaş nasıl sıcak olur şişer benımde çorbam öyleydi işte.Burda da ARKUTBAY hocamın tavsiyesi ile deniz ürünlü makarna yedim ama bence çok curcuna vardı.Kabuksuz ve temizdi ama lezzet karmaşası gibiydi.Eşimse kırmızı köz biber ve sarımsaklı ekmek yiyen komşu masaya dayanamadı ve aç olmadığı için bunu yedi ve memnun kaldı.
Paul Mccarty'nin burda yemek yemesine rağmen bizdeki gibi fotoğraf veya tamboy maketlerinin olmaması bize görmüş geçirmiş insanlar tabi demek geçirdi,sonra fark ettik ki restoranın girişinde kendi el yazısıyla imzası ve sonra dışarda Okarina aydınlatmasında da kopyası vardı.Resim koymamışlar adamlar restoranın logosuna dahil etmişler:)
- OKARİNA
Yemek bitmiş yine Sandy bizi almış ve Vila Preseren'e bırakmıştı.Orda içilen Lasko biranın ardından odaya uykuya gidilme vakti.Artık ertesi gün sabah 11 de alana transfer ve dönüş vardı.
Bled benim umut ettiğim,Elif'in ise hiç tahmin etmediği kadar güzeldi.Tadı damağımızda kaldı,Çünkü adaya gidemedik,doğal olarak Pletna adı verilen teknelere binemedik,Şatoya çıkamadık,balık tutamadık ama bu ilk tanışmaydı mutlaka tekrar görüşüp bunları yapmak,Vila Ajda'da yemek yemek için dönücez.
Not:Kürek sporunun önde gelen merkezi Bled'e bu spor dışında golf,kayak ve kızak içinde gelenler çok sayıdaymış.