Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Türkiye ::::: Ankara ::::: Polatlı - Düşmanın Durdurulduğu Yer / Sirihisar/Pessinus - Kybele’nin Bilinmeyen Tapınağı        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Türkiye Ankara 05 Şubat 2015 01 Haziran 2014
02 Haziran 2014
6934 0 aykutguzer 

 Polatlı - Düşmanın Durdurulduğu Yer / Sirihisar/Pessinus - Kybele’nin Bilinmeyen Tapınağı
 (Gezi)

Polatlı - Düşmanın Durdurulduğu Yer

Başkentin merkezdekiler haricinde en büyük ilçesi olan ve ekonomik  açıdan hızla büyüyen Polatlı, Ankara'nın Eskişehir, Bursa, İzmir ve Antalya gibi büyük illerle bağlantısını sağlayan ana yol üzerinde bulunduğu  için, hemen herkesin birçok kez içinden geçtiği ama her nedense gezip  görmeyi ihmal ettiği bir Ankara toprağıdır. Polatlı, Kurtuluş Savaşımızın  en önemli tanığıdır. Bu savaşın en önemli muharebesi olan Sakarya  Meydan Savaşı bugünkü Polatlı'nın topraklarında yapılmış olup bu destanın  anıları gene bu topraklarda yaşama ve yaşatılmaya devam etmektedir.

Polatlı'ya gelmeden, yolda Malıköy ve Alagöz tabelalarını göreceksiniz.  Kurtuluş Savaşı'nda, İnebolu'da eli öpülesi Şerife Bacı ve onun  organize ettiği kadınlarımızın idaresindeki kağnı arabaları ile taşınan  top mermisi, makineli tüfek, elbise gibi tüm teçhizat kar, kış demeden  Ankara'ya oradan da Malıköy üzerinden cepheye ulaştırılırdı. Bu  fedakâr kadınlarımız top mermileri ıslanmasın diye sırtlarındaki hırkayı  mermilerin üzerine örttüler. Sırtında taşıdığı minik yavrusu üşüttü, hastalandı  ve öldü. Bu sahneyi Anıtkabir'de iç salonun köşesindeki tabloda  görebilirsiniz.


Malıköy çok önemli bir müze. Genelkurmay Başkanlığı ve Devlet  Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü işbirliğiyle müze olarak düzenlenen  tarihi istasyon binası Sakarya Meydan Savaşı'nda revir, lojistik  destek merkezi ve askeri uçak pisti olarak kullanılmış. İstasyon binası ve  eklerinde sergilenen tarihi eşyalar kadar bahçede bulunan bir lokomotif  ve iki uçak da dikkat çekiyor.


Kurtuluş Savaşı'nda asil Türk halkının aralarında para toplayarak  İtalya'dan aldığı savaş uçaklarının bir tanesi Sivrihisar girişindedir. İkincisi  ise Malıköy'dedir. Bu uçakları uçuran kahraman Türk pilotları karşısında  saygı ile eğilirim. Sunay Akın, yıllar sonra Türk Uçak Sanayi'ni  kuran Vecihi Hürkuş'u bize tanıttı. Koskoca uçağı Üsküdar'da bir marangoz  imalathanesinde, imkânsızlıklar içinde, binbir zorlukla nasıl yapıp  uçurduğunu bizlerle paylaştı.


Malıköy'den sonra ana yola çıkmadan, köprünün altından Alagöz'e  devam edin. Atatürk ve arkadaşlarının Sakarya Savaşı'nda Başkomutanlık  Karargâhı olarak kullandığı evi mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.  Türkoğlu Ali Ağa'ya ait iki katlı çiftlik evi, bugün Anıtkabir Komutanlığına  bağlı bir müze olarak yaşatılmakta ve müzede, Büyük Önder  Atatürk'e ait orijinal eşyalar sergilenmektedir. Yol biraz bozuktur ve yolda  çok sayıda kamyon bulunmaktadır, dikkatli olunuz. Vaktiniz varsa  Malıköy İlkokulu'nun kibar ve ilgili öğretmenleriyle tanışın. Ben ilkokul  çocuklarımıza Türkiye haritası götürdüm, çok sevindiler.  Polatlı'ya geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken iki yer var. Önce,  ilçe merkezindeki, savaşta hayatını kaybeden 5713 şehidin temsili mezarlarının  bulunduğu Polatlı Şehitliği'ni ziyaret edin.


  

Sakarya Şehitliği - Polatlı  

Daha sonra da Şehitler Tepesi'nde yapılan Sakarya Şehitleri Anıtı'na çıkın. Ankara Eskişehir  yolundan da görülebilen dev anıtın çıkışındaki iki sıralı sütunlar  savaşın gidişatını simgelemektedir. Başlangıçtaki dik merdivenler ve  kısa sütunlar, savaş lehimize dönerken üst kotlara doğru rahatlamakta,  sütunlar ise yükselmektedir. Askerler çok güzel düzenlediler müzeyi.  Müzeyi gezdiren asker kendini çok iyi yetiştirmiş. Onunla sohbet edin;  "Nasılsın, nerelisin, tezkereye kaç gün var?.." diye sorun. Size güzelce anlatsın.

 

Duatepe - Polatlı  

Sonra Polatlı'dan Eskişehir yönüne doğru devam edin; hemen sağdaki  Duatepe Şehitliği Anıtı'na doğru yönelin. 5 kilometrelik yol yokuştur.  Hava yağışlıysa yola hiç girmeyin. Duatepe'ye vardığınızda burasının savaşın  kaderinin değiştiği yer ve düşmandan geri alınan ilk mevzi olarak  tarihe geçtiğini hatırlayın.

Sakarya Meydan Muharebesi'nin tanığı olan Halide Edip Adıvar,  "Türk'ün Ateşle İmtihanı"nda şunları yazar: "Mustafa Kemal Paşa'nın  muharebeyi idare ettiği siperlere girdiğimde; 'Gelin hanımefendi, harp  ediyoruz, Duatepe'ye hücum ediyoruz.' dedi. Biraz sonra Duatepe alınmıştı.  Üstünde bir tek Türk Askeri'nin güneşin altında, elinde bayrakla  ayakta durduğunu gördüm. İşte o an, Türk'ün makûs talihinin artık değiştiğini  hissettim."


Duatepe'nin zirvesindeki muhteşem anıt, Atatürk'ün silah arkadaşları  İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak ile birlikte Türk kadınını temsilen Halide  Edip Adıvar'ı canlandırıyor.


Duatepe'den sonra yolun karşı tarafındaki Kartaltepe'ye giderek Yunan  ordusunun geldiği son noktayı işaret eden, yaklaşık 25 metre yüksekliğindeki  Mehmetçik Anıtı'yla fotoğraf çektirin. Mehmetçik elini kaldırmış  "Dur Yunanlı! Senin Anadolu'da ne işin var?" demektedir.  İngiliz Yunanlı'ya Anadolu'yu vaat etmiş, silah vermiş; "Git Anadolu'yu  işgal et, zaten senin sayılır." demiştir. İngiliz, Anadolu'yu, Yunanlılara verip  Fransızlar'ı devre dışı bırakarak Musul ve Kerkük petrollerini ele geçirmeyi  planlıyordu.


Tarihe meraklı iseniz Gordion'u da mutlaka ziyaret ediniz. Gordion  hemen Polatlı çıkışında, Duatepe yönünde sizi beklemektedir. Müzenin  yanı sıra, efsanelerle tarihe geçen Kral Midas'ın Tümülüsü'nü ve Friglerin  başkenti Gordion'un kalıntılarını görünüz. Hepsini bir saatte tamamlayabilirsiniz  bu ziyaretlerin. Ama en iyisi, Frigleri okuyup bir başka  hafta sonu tekrar gitmenizdir Gordion'a. Yaz mevsimini beklemeden,  kalabalığa kalmadan...



Sirihisar/Pessinus - Kybele'nin Bilinmeyen Tapınağı


Bir Sivrihisar/Pessinus yazısı yazmak istiyordum. "Yalnız yolculuk  yapmayayım." diye düşündüm. "Timur, sen Pessinus'u gördün mü?" diye  sordum, görmemiş. "Beraber gidelim mi?" dedim. "Olur." dedi. Pazartesi  sabahı Pessinus ve Seyitgazi'ye gitmek için sözleşmiştik. Beni sonradan  aradı ve işim var dedi "Aykut Ağabey, benim Salı günü annemle işim varmış."  dedi. Ben de Timur'un çok kısa sürede seyahate hazırlanabildiğini  bildiğim için, "O halde, bugün yola çıkalım." dedim. Geçen ay iki saatte  hazırlanıp Endonezya, Doğu Timur adalarına gitmişti. Ben bir saat sonra  Timur'u evinden aldım.


Frig İmparatorluğu'nun başkenti Gordion'u geçtik. Gordion'u İmparator  Gordios kurdu. Frigler M.Ö. 900'lerde Balkanlar'dan geldiler ve  Hititler'i yendiler.


Gordion ardından Friglerin dini merkezi olan Pessinus şehrini ziyaret  ettik. Pessinus İtalya'daki Vatikan gibi rahiplerin idare ettiği dini bir  merkez, şehir. Ana tanrıça Kibele'ye adanan mabed kapalıydı. Bekçinin  oğlunun bir gün önce, sünnet düğünü varmış, bekçiyi bulamadık. Kibele  Tapınağ'ının duvarlarını, belediye sarayını dışarıdan görebildik.


Daha sonra Yazılıkaya'ya devam ettik. Oradan Çifteler Kasabasına ulaştık.  Saat 15:00 oldu, ben acıktım. "Burada bir çorba içelim." dedim. Kasabanın  gençlerine, "Buranın en iyi lokantası neresi?" diye sordum. "Yeşil  Bursa 2 Lokantası" diye tarif ettiler. Lokantanın garsonu Ahmet geldi.  Gelen garsona, "Bize soğuk su al bakayım yeğenim." dedim. Masamızı,  arabayı soğuk su ile doldurduk. Yemek olarak pilav ve kavurma yedik.  İzmir köfte de varmış ama saat 11'de bitmiş. Kavurmayı aylardır yememiştim,  özlemişim. Çok güzeldi. Ahmet bana bir büyük porsiyon  verdi. Bu arada benim gözüme sütlaçlar ilişti. Mis gibi sütlaç, süt kokuyordu,  çok taze idi.


Sonra Han Kasabası yoluna girdik. Sora sora Yazılıkaya'yı bulduk.  Ama restorasyon başlamıştı. O güzelim 17 metreye 16,5 metre boyutlarında,  üstünde Frig yazıları olan, dağa dantel gibi örülen kocaman kayanın  önü tahta iskelelerle örtülmüştü. Restorasyon bir, iki sene daha  devam edebilirmiş. O sırada hiç kimse çalışmıyordu. Yazılıkaya halkın  verdiği bir isim. Bu dev eserin kaya yüzünde Frigce yazılar var. Bu sebepten  Yazılıkaya demişler. Kayanın yanında yine kayalara oyulmuş bulunuyor.  Yazılıkaya'nın küçük bir modelini Ankara Anadolu Medeniyetleri  Müzesi'nde görebilirsiniz.


Timur, "Aykut Ağabey, bari Seyitgazi'ye yetişelim." dedi. Yol üzerinde  dev sütunlu Frig yapılarında durduk, kaleler geçtik ve çok şükür İç  Anadolu Bölgesinin en güzel Seyitgazi külliyesine ulaştık. Aman benim  gibi şehir merkezine girince geçmeyin. Yolun solunda girişte medrese,  hamam var. Etnografya Müzesi'ne ulaştığınızda bütün bu yapılardan  geri gideceksiniz. Soldaki hamamı görünce sağa dönün. Devam edin,  ileride yokuş çıkacaksınız. Tekrar sağ yapın. Külliyeyi bir tepe üstünde  göreceksiniz.


Bir Alevi Külliyesi. Selçuklu mezarları, bir de kilise kalıntısı  var. Yapı topluluğu kasabayı tepeden gören etkili bir yere yapıldığı  için güzel bir görünüşü var. Timur, "Karanlık başlamadan Eskişehir'e  ulaşalım diye fazla oyalanmayalım." dedi. Bu sefer Seyitgazi üzerinden  Eskişehir'e devam ettik. Çiftelerden sonra Han Kasabası yolu bozuktu.  Seyitgazi-Eskişehir yolu ise iyi asfalt bir yol.  

Haydi, iyi yolculuklar...  













 Yazılan Yorumlar...
  Henüz Yorum Yazılmamıştır
 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.