Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Tunus ::::: Tunus Genel ::::: TUNUS – KARTACA: Hannibal'in Antik Kenti        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Tunus Tunus Genel 13 Mayıs 2018 25 Kasım 2009
30 Kasım 2009
3946 0 muratozsoy 

 TUNUS – KARTACA: Hannibal'in Antik Kenti
 (Gezi)

Hammamet'teki keşiflerimiz sırasında, yol bizi Kartacaland adlı bir eğlence merkezine doğru götürüveriyor. Gecenin karanlığında, birdenbire Hannibal'in devasa filleriyle burun buruna gelivermeyelim mi! Gerçi bunlar heykel ama yine de savaş fillerinin hoparlörden gelen çığlıkları ve karanlıktaki görüntüleri müthiş etkileyiciydi doğrusu. Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğu, Akdeniz ticareti nedeniyle giriştikleri müthiş rekabet sonucu Kartaca ile pek çok kez çatışmış.

 


Kartacalı Hannibal bir politikacı ve general. Tüm zamanların en büyük askeri dehalarından biri olarak kabul ediliyor. Sadece Büyük İskender gibi dehalarla kıyaslanabiliyor. Askeri tarihçilere göre, "Stratejinin Babası"dır. En büyük düşmanı olan Roma'nın bile, Hannibal'i ancak "Hannibal'in kendi taktikleri" ile yenebildiği görüşü genel kabul görür.

30 kadar savaş fili ve yaklaşık 30 bin askeriyle müthiş zorluklarla dolu, inanılmaz bir yol kat eder Hannibal; İber Yarımadası, Pireneler ve Alpler'i aşar, kuzey İtalya'ya girer ve önemli savaşlarda Roma ordusunu yener. Tarihin en ünlü savaşları arasında sayılan ve 17 yıl süren II. Pön Savaşı'dır bu.

Rivayet o ki, Kartacalılar diplomasiden daha iyi anlasalarmış, Roma'yı yıkabilirmiş Hannibal! "Olsa ile Bursa burada olsa, ne güzel kestane şekeri yerdik!.." sözü bir kez daha geçerliğini korur, "olsa"lar bir türlü gerçekleşmez ve Romalılar toparlanıp Kartaca'ya saldırır. İtalya'da bulunan Hannibal Kartaca'ya dönerek Romalılarla savaşır ve yenilir.

Hannibal Kartaca'dan kaçar, kimi saraylarda askeri danışmanlık yapar. Romalılara teslim edileceğini anlayınca, yüzüğünde taşıdığı zehri içerek yaşamına son verir. Tarihler MÖ 183 ya da MÖ 182'yi göstermektedir. Askeri deha 65 yaşlarında hayata gözlerini yumar. Nerede mi? Gebze'de!.. Hannibal'in savaş stratejilerinin Kurtuluş Savaşı'nda Yunanlılara karşı başarıyla kullanılmış olduğu söylenir. 1937'de Atatürk'ün isteği üzerine, Gebze'de Hannibal'in heykeli dikilir. Tunus'ta da 5 dinarlık banknotların üzerinde Hannibal'in resmine yer verilir.

Hannibal'in ölümünün ardından MÖ 146'da gerçekleşen III. Pön Savaşı'nda ise Roma ordusu Kartaca'da taş üzerinde taş, omuz üzerinde baş bırakmaz!

Filler... Hannibal... Alpler derken gözlerimize tarifi imkânsız bir ağırlık çöküyor. Sanki, Hannibal'in fillerini sırtımızda taşıyıp Alpler'den biz geçirmişiz!.. Oysa, tüm taşıdığımız bir bavul; onun da tekerlekleri vardı... Gözlerimiz kapanıyor, uykuya teslim oluyoruz...

Bir öküzün pöstekisi üzerine kurulan Kartaca!

Ertesi gün, başkent Tunus'a 18 km mesafedeki Kartaca antik kentini ziyaret ediyoruz. Kartaca'nın Tunus tarihindeki önemi çok büyük. Bu yüzden olsa gerek, Tunus milli futbol takımı da "Kartaca Kartalları" olarak anılıyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde de yer alıyor Kartaca.

Tunus'un kuzey kıyılarındayız ve Sicilya sadece 140 km ötemizde bulunuyor. Fenike dilinde Kart-Hadaşt Yeni-Kent anlamına geliyormuş. Adına bakmayın, MÖ 814'e tarihlendiğine göre, hani neredeyse 2.800 küsur yaşıyla Tunus'un en eski kentidir Kartaca. MÖ 146'da Romalılar kenti yağmalar. 700'lü yıllarda ise Araplar Tunus'u kurar, Kartaca işlevsiz kalır, bir kenara itiliverince kaderine küsüverir!




Efsane o ki, Fenike kenti Tyre'nin bir kralı, kralın da bir oğlu, bir de kızı vardır. Baba ölünce, oğlu Pygmalion Tyre kıral olur, kızı Elissa da amcasıyla evlenir. Amca dini liderdir. Hem tartışılmaz bir otoriteye sahiptir, hem de hazinesi altınla tıka basa doludur. Dini liderlikle krallık arasında müthiş bir rekabet başlar. Pygmalion altınlarına göz diktiği amcayı öldürünce çocuklar terk-i diyar eylemek zorunda kalırlar.

Deniz onları Libya kıyılarına atar. Libyalılar bu insanlara toprak verirler. Ne kadar mı? Bir öküzün pöstekisinin sığabileceği kadar! Fenikeli kraliçe Elissa pöstekiyi ince ince kestirtir, kesilen parçaları uç uca ekletip elde ettiği toprak üzerinde Kartaca'yı kurar! Kartaca'nın kuruluş efsanesi böyledir. Aradan 2.800 küsur yıl geçtiğinden "öküz pöstekisi üzerine kurulan Kartaca" efsanesinin ne kadarı gerçektir bilinmez! İlginçtir, bu efsanenin çok benzerini başka kentler için de duyduğumu anımsıyorum.

Yeni 10 Dinar'lık Tunus banknotlarında gördüğünüz gizemli kız işte efsanedeki Fenikeli kraliçe Elissa'dır. Kurduğu Kartaca "parıldıyan kent" olarak anılır, Batı Akdeniz'de 300 kent üzerinde hükümran olur. Romalı ünlü şair Vergilius Kraliçe Elissa'yı Aeneid adlı destanında anlatır.





Fenikelilerin tanrılara çocuk kurbanı!

Kartaca'da büyük bir nekropol bulunuyor. Bu sözcük "ölüler şehri" anlamına geliyor ve bölge pek çok mezara ev sahipliği yapıyor. Antik kent Kartaca'da dini yapılar, kuleler, amfitiyatro ve pazar yerleri bulunuyor. Kartaca, zamanının en büyük kentlerinden biriymiş. Rivayet o ki, sadece dönemin İskenderiye'si büyüklükte, Kartaca'yla yarışabilirmiş.

Antik kente girmemizle, gördüklerimiz karşısında şoke oluyoruz. Dizi dizi bebek lahitleriyle karşılaşıyoruz. Rivayet o ki, Fenikeliler ilk çocuklarını Tofet adlı tapınakta kurban ederlermiş. Kime kurban ediyorlar? Tanrı Baal Amon ile karısı ana tanrıça Tanit'e!..

Kurban edilecek çocukları boğuyorlar, yakıyorlar sonra da mezar taşlarının altına gömüyorlar. Bu mezar taşlarından Bardo Müzesi'nde de görmüştük. Tanit bereket tanrıçasıymış. Çok güçlü bir deniz imparatorluğu kurmayı başaran Fenikelilerin yaptığına bir bakar mısınız? Fenikeli din adamlarının ürettiği bu inanç sisteminin sonuçlarını aradan binlerce yıl geçtikten sonra ürpererek izliyoruz.

O dönemlerde anne, baba, akrabalar yeni doğmuş çocuğu kurban edilmek üzere nasıl da gururla tapınağa götürüyorlardı kim bilir? Tanrıları için, toplumları için müthiş onurlu bir iş yaptıklarını düşünüyorlardı mutlaka!.. Bu dehşet verici kurban törenleriyle Fenikeliler Tanrı Baal ile karısı ana tanrıçaya bir dirhem yaranabildiler mi, onu da bilemiyoruz! Dehşet içinde ayrılıyoruz bebek lahitleriyle dolu mezarlıktan.




Hamama giren terlermiş!

Kartaca'nın II. yüzyıla tarihlenen Antonius Hamamları da son derece etkileyici doğrusu. Hamamın soğukluk, ılıklık, sıcaklık bölümlerini inceliyoruz. Hamam o derece kapsamlı ki, iki bin yıl önce insanların yaşamını gözümüzün önüne getirmeye çalışıyoruz. Belli ki hamamlar yaşamın tam göbeğine oturmuşlar.

Varlığa darlık olmaz, dedikleri kadar varmış doğrusu. Yüzme havuzlarından yemek salonlarına, masaj odalarından mozaiklere kadar neler yokmuş ki Antonius hamamları içinde. Hali vakti ziyadesiyle yerinde olan Romalı ailelerin çocuklarına eğitim veren bir de okul bulunurmuş burada.




Hamamın berisinde beyaz bir yapı dikkatimizi çekiyor. Cumhurbaşkanlık konutu olduğunu öğreniyoruz. Konutun fotoğrafının çekilmemesini rica ediyor rehberimiz. Gerçi bu yasağın uygulanması da pek kolay olmasa gerek! Antik kentte çektiğimiz video ve fotoğrafların içine başkanlık konutu ucundan köşesinden bir şekilde girebiliyor aslında...

Kartaca'da deniz manzarası ve günbatımı öyle hoş ki... Zeytin, yasemin, hurma diyarı Tunus'un her köşesinin ayrı güzel olduğuna inancımız git gide pekişiyor...
























 Yazılan Yorumlar...
  Henüz Yorum Yazılmamıştır
 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.