Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: Çin ::::: Pekin ::::: Başkent Pekin'de Bir Kaç Gün...        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
Çin Pekin 05 Mayıs 2011 18 Nisan 2009
25 Nisan 2009
13637 4 yelkovankuslari 

 Başkent Pekin'de Bir Kaç Gün...
 (Genel)

Dünyanın en kalabalık ülkesi ve oranın başkenti Pekin'deyiz. 2009 yılının Nisan ayı, bahar havasında, ekstra rüzgar ve 5 gün pekin. Pekin tam bir metropol şehir. Gökdelenler, çok büyük alışveriş merkezleri, kalabalık ve bunlar arasında kalmış tarihi tiananmen meydanı ve yasak şehir.

Tiananmen meydanı Pekin'in tam ortasında yer alıyor ve burası dünyanın en büyük şehir meydanı özelliğini taşıyor. Meydanın tarihine baktığımızda ise 1989 yılında meydanda yapılan gösterinin Çin ordusu ve polisi tarafından kanlı bastırılmasını görüyoruz ve Çinlilerin pek hatırlamadığı bu olayları düşünerek meydanı dolaşıyoruz.
Ve Yasak Şehir... Tiananmen Meydanı'nın yanı başında bulunuyor. Son İmparator filminin çekildiği yer burası aynı zamanda. Dünyanın ayakta kalan en büyük saraylarından biri. Aslında oldukça büyük bir saray olmasına rağmen büyüklüğü içindekilerden ziyade çok geniş bir alana kurulmuş olmasından kaynaklanıyor. Wikipedia'da sarayın 720.000 metrekarelik bir alana kurulduğu yazıyor. Saraya "Yasak Şehir" denmesinin nedeni buraya imparatorun izin vermediği kimsenin girememesi. Ama sadece saraya da değil. Kademeli yasaklar söz konusu imiş burada. Yani bu sarayın merkezinde imparator bulunuyor ve dışa doğru yapılar ve avlularla çevrelene çevrelene saray büyüyor. Merkezin hemen dışındaki alana imparatorun en güvendikleri, bir dışına daha az güvendikleri kişiler yerleştiriliyormuş.

Çinliler Mao Zedong'a büyük saygı gösteriyorlar. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucu ve önderlerinden olan Mao için yazılabilecek çok şey var ama başka bir platformun ilgi alanına girer. Yasak Şehir'in girişinde Mao'nun büyük bir resmi var. Sarayın yapımı yaklaşık 25 yıl sürmüş ve 1400'lü yılların başında tamamlanmış. Oldukça görkemli bir yapı olmakla birlikte yeterince bakım yapılmadığını gözlemlemiştik biz. Çin mimarisini yansıtan çatılarında boya dökülmeleri ve yıpranmışlık rahatça göze çarpıyordu. Bir diğer gözlemlediğimiz şey ise Çinlilerin de tarihi yerlerine çok ilgili olmalarıydı. Çok fazla Çinli turist vardı sarayı gezen.
Çin kültüründe önemli bir yeri olan ejder heykellerine rastladık birçok yerde. Ayrıca büyük bir tane de kabartmalı merdiven vardı. Taş oymacılığı ile ejderli yol yapmışlar. Sonra sarayın çeşitli yerlerinde dev kaselere rastladık. Bu dev kaselerin içine su dolduruluyormuş olası bir yangına karşı.

Sarayın belli yerlerinde değişik müzik aletleri var. Hani bizim müzik kutuları vardır ya. Üstünde demir çıkıntılar olan (dikenli gibi) bir silindir, biz müzik kutusunu kurdukça döner ve metal bir çubuğa çarptıkça o dikenler titreşim çıkarır ve bu titreşimler ard arda gelince de müzik oluşur. Gözümüzde canlandırmak zor ama benzer mantıkla işleyen şatafatlı müzik aletleri gördük burada. Bir noktadan sonra gördüğümüz her şey aynı gelmeye başlıyor. Pek çok ağaç var. Ama en dikkat çekeni ölü ağaçtı. Yani ben ölü ağaç diyorum. Nisan ayında bir tane yaprağı dahi olmayan, sadece ayakta duran, bir iskelet. Belki de canlıdır, çok kurcalamadım. Burada en büyük hatamız sarayı ve tarihini anlatan bir katalog edinmememiz olmuştu. Türkiye'den de Pekin'den de rahatlıkla bulabilirmişiz bunu.
Sarayın çıkış kapısı da büyük bir kule gibi. İşlemeleri ile dikkat çekiyor. Çıkınca ise etrafında büyük bir su kanalının olduğunu görüyoruz. Zamanında bu kanal sarayın savunulması için kazılmış. 6 metre derinliğindeymiş.

Yasak şehiri gezmek için yaz dönemi 60 Yuan, kış dönemi içinse 40 Yuan ödemeniz gerekiyor. Hazine Odası ve Saatler Galerisi içinse ilave 10 Yuan istiyorlar. 60 Yuan yaklaşık 6,5 € yapıyor. 120 santimetreden kısa çocuklar ise ücretsiz.

Yazlık Saray Pekin'in kuzey batısında kent merkezine yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan Yazlık Saray bir diğer gezi noktamızdı. Burası Çin hanedanının adından da anlaşılacağı üzere yaz mevsiminde konakladıkları saraymış. Yaklaşık 5,5 milyon metrekarelik bir alana inşa edilen saray, dünyanın en büyük kraliyet bahçesi olma unvanını taşıyormuş. 1800'lü yılların ortasında inşası tamamlanmış. Büyük bir gölün (Kunming Gölü) çevresinde yapılanmış saray. Arazi büyük olmasına karşın içinde çok fazla bir yapı yok. Saraya ve çevreye oldukça hakim bir tepe ve birkaç yerleşim yerinden ibaret.
Göl kenarında yürüyüş yapmak mümkün. İlginç olan şey, göl doğal bir göl değil. Saray için oluşturulmuş. Üzerinde ejderimsi aslan heykelcikleri ile dolu bir köprüden geçerek göl üzerinde bulunan küçük bir adaya ulaşılıyor. Ada üzerinde bir kapı ve Ejder Kral Tapınağı var. Tapınağın içinde turistik ürünler satılıyor. Ada Uzun Ömür Tepesi'ni tam karşıdan görüyor.

Köprüden anakaraya geri dönüp Uzun Ömür Tepesi'ne doğru yürürken karşımıza Jade Billow Hall çıkıyor. Türkçe'ye çeviremedim açıkçası. Gölün çevresi çok büyük olduğundan, yorulup her yere de girememiştik. Hapishane olarak kullanıldığını bildiğim bu mekanın önünde bir resim çektirip yolumuza devam ettik.

Göl kenarından Uzun Ömür Tepesi'ne yürümeye koyulduk. Bu tepe sarayın en etkileyici yapıları arasında. Güzergah üzerinde güzel yapılar vardı. Tepeye buradan çıkılıyor. Ben Uzun Ömür Tepesi diye çevirdim. Adı Longevity Hill. Bu uzun ömür falan Çinlilerin çok kullandığı söz öbeklerinden. Bu tepedeki yapılar İngilizce birçok kaynağa göre Jin Hükümdarlığı döneminde imparator Wanyan Liang'ın imparatorluğun başkentini Pekin'e taşıması ile birlikte inşa edilmiş. Çin mimarisini hissedebileceğimiz merdivenlerden çıktıkça Saray alanı yavaş yavaş ufkumuzda belirmeye başlıyor.
Tepede gözetleme kulesi gibi bir yapı var. Ama en tepede değil. Onu da geçiyoruz ve budist tapınağına ulaşıyoruz. Budist tapınakları gördükten sonra yol bizi çıkış kapısına yönlendiriyor.

Son olarak ejder figürlerine burada da rastladığımızı belirteyim. Yazlık sarayın tamamını kapsayan bir gezi için alacağınız kombine bilete yaz döneminde 60 Yuan, kış döneminde ise 50 Yuan ödüyorsunuz. Bunun dışında bazı yerler için tek tek biletler de alabiliyorsunuz. Pekin Hayvanat Bahçesi Çin'e kadar gidip de Çin'in en önemli simgelerinden biri olan pandaları görmeden olmazdı. Biz de atladık gittik hayvanat bahçesine. Pandaların bölümü de dahil hayvanat bahçesi giriş ücreti 20 Yuan.

Hayvanat bahçesi çok büyük bir alana konuşlanmış. Gez gez bitmiyor. Zaten biz de tamamını gezemedik. Eksik kaldı, içimizde kaldı. Vikipedia'da kapladığı alanın 89 hektar olduğu yazıyor. Yani yaklaşık 1 milyon metrekarelik bir yeri kaplıyor. 14.500 tane hayvana ev sahipliği yapıyormuş. İçinde büyük de bir göl var.
Biz özellikle pandalar için gelmiştik. Panda Pekin'de her pazarda her dükkanda muhakkak var. Olimpiyatlarda da sembol olmuştu. BBC Türkçe'nin haberine göre pandalar 1950 yılında Çin'in milli hazinesi olarak kabul edilmeye başlanmış. Hayvanat bahçesinde pandaların bulunduğu yere geçmeden önce pandalar hakkında bilgi veren bir salona geçiyoruz. Orada yazılarda pandaların insan yerleşimiyle birlikte daha yüksek yerlere çekildiklerinden, bir ayı türü olduklarından vs. bahsediliyor ve tabi bambu ile beslendiklerinden, otçul olduklarından. Pandalar sevimlilikleriyle uzaktan da olsa gönlümüzü fethettiler. Sadece onlar için dahi görülmeli diyoruz.

Kuş Yuvası, Pekin Olimpiyat Stadyumu 2008 yılı olimpiyatları için yapılan Pekin Olimpiyat Stadı, muhteşem mimarisi ile Pekin'deki bir diğer ziyaret noktamız oldu. Giriş ücreti 50 Yuan. 100.000 kişilik Olimpiyat Stadyumu google.maps'ten hoş görünüyor.
Görüleceği üzere bir kuş yuvasını andırdığı için de Bird Nest (Kuş Yuvası) Stadyumu olarak biliniyor Pekin Ulusal Stadyumu. Olimpiyatlardan sonra Pekin'in önemli turizm merkezlerinden biri haline gelmiş. Sabah 9.00 akşam 17.30 arası stadı gezmek mümkün. Oldukça da kalabalık oluyor...

Pekin'de gezilecek bir başka yer de bizdekine benzer bitpazarları. Buralarda pazarlık usulü geçerli. Size malın ederinin en az 5 misli fiyat veriyorlar, başlıyorsunuz pazarlık etmeye. Sizin de çok düşük fiyat vermeniz gerekiyor ki; ortalama bir fiyatta buluşabilesiniz. Özellikle çok uygun fiyata kravat ve şal almanız mümkün. Ancak hangi Çinli'ye sorsak ürününün ipek olduğunu söylediyse de elbette değildi. İpek olmasa da hala kullandığım birçok kravatı oradan üstelik de çok uygun fiyatlara (Türkiye'de 40-80 TL arasında satılanlar burada 10 TL'ye pazarlıkla alınabiliyor) satın aldım.
Pekin'de insanlar çok sempatik ve güler yüzlü. Ancak çoğu kendisini göz yapısından dolayı çirkin buluyormuş. Ama hepsi kendi yaşlarından çok daha genç gösteriyorlar orası kesin. Yağsız ve tuzsuz yemenin sonucu olsa gerek.

Ulaşım konusunda şunu söylemek mümkün; metro hattı Pekin'in her yanını kaplamış. 2008 yılında olimpiyatların da Pekin'de yapılması sonrasında İngilizce yönlendirme tabelalarının arttığı söylendi. Herhangi bir yere gitmekte hiç zorluk çekmedik. Anonslar önce Çince sonra İngilizce yapılıyordu. Ulaşım için taksi de kullanılabilir çünkü oldukça ucuz. Yalnız taksi şoförlerinin İngilizce bilmediğini unutmayın.

Pekin'de geleneksel Çin mimarisini görmek çok mümkün değildi. Bu mimari artık tarihi eserlerde kalmış daha çok. İnsanlar (orta ve üst gelir düzeyinde olanlar) uzun bloklardan oluşan apartmanlarda oturuyorlar genellikle. Keza iş merkezleri de büyük binalarda toplanmış. Düşük gelirli insanların ise bizdeki gecekondu tarzında geleneksel Çin yerleşim birimi olan Hutonglarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını gördük. Yaklaşık 700 yıllık bir mazisi varmış bu yerleşim birimlerinin. Olimpiyatlar başlamadan önce turistik mekanların çevresinde çok fazla hutong olması nedeni ve de bunların görüntü kirliliği yarattığı gerekçesi ile hükümet tarafından bir çok yerleşim birimi kaldırılmış.
Alışveriş merkezleri Pekin'in her yerinde. Hem alışveriş yapmak, hem de değişik yemekler tatmak, değişik mağazalar, lokantalar görmek isteyen için Pekin'deki adres bence "Wangfujing". Biz Pekin'de metro hattı üzerinde olan Fu Cheng Men'de kaldık. Konaklama için merkezilik açısından bu muhiti önerebilirim. Kravat ve şal almak için Yong'anli metro durağında inip Silk Market'e gitmek en iyisi. Fazla silk (ipek) bulunmuyor o ayrı. Ama gerçek ipek için de fiyatlar Türkiye'dekinden çok farklı değil. Teknolojik ürünler açısından Pekin ucuz bir yer değil. Önceden ucuzmuş ama fiyatlar dünya seviyesine çıkmış. Ucuz ürünler için Pekin yerine Hong Kong öneriliyor.

Çin Düğünü Pekin'e gelme sebebimiz arkadaşımızın düğününe icabet etmekti. Bu da bize Çin'de bir düğünü gözlemleme imkanı tanıdı. Düğün geleneksel bir Çin restoranında gerçekleştirildi. Bir gün önceden prova için mekana gidildi. Ve düğün günü bizdeki gibi süslenmiş bir araba ile geldi yeni çift. Gelirken konfeti benzeri şeyler patlatıldı. Damadın babası kapıda misafirleri karşılamaya hazırdı.

Düğün bizim düğünler gibi oynamalı değildi. Yemeli içmeli kısmı ise aynıydı. Bir konuşmacı aldı mikrofonu eline, saatlerce sunum yaptı. Merasimde neler yaşanacağını vs. anlattı misafirlere. Sonra Çin kültüründe oldukça önemli olduğunu öğrendiğimiz şekilsel tören başladı.
Çin geleneklerine göre her iki tarafın da kayınvalide ve kayınbabalarının gelin ve damadı çocukları olarak kabul etmeleri gerekiyordu. Bunun için de gelin ve damat tarafından anne ve babalara yeşil çay ikramında bulunuluyormuş, bu nedenle bir tepsi içinde 4 bardak yeşil çay geldi.

Damat ilk yeşil çayı kayınbabasına verdikten sonra, ona "baba" anlamına gelen "BA" kelimesi ile hitap etti. Sonra kayınvalidesine sıra geldi. Kayınvalide de çayı içti, ardından damat da "anne" anlamına gelen "MA" kelimesini kullandı. Aynı tören bu kez gelin tarafından damadın anne ve babası için tekrarlandı.

Akabinde her iki tarafın anne ve babası karşılıklı olarak çocuklarına hediye verdiler ve gelin ve damat birbirlerine şarap içirdiler. Sonra yüzükler geleneksel Çin kıyafeti giymiş kızlar tarafından getirildi ve takıldı. Yüzüklerin takılmasından sonra ilginç bir törene geçildi. Üst üste konularak piramit haline getirilmiş şarap kadehlerine gelin ve damat tarafından şarap dolduruldu. Daha sonra ise üstünde birçok mum olan bir şamdan geldi ve yeni çift bu mumları el ele teker teker yaktılar. Sonrasında ise düğün pastası geldi.
Pastanın kesiminin sonrasında önce damat, sonra gelin, sonra bizim kayınbaba, sonra onların kayınbaba mikrofonu aldılar ve birer konuşma yaptılar. Çinli gelin ve kayınbabanın verdikleri son mesajlar oldukça güzeldi: "Bol bol yiyin, bol bol için, bol bol eğlenin."

İyi seyahatler...








 Yazılan Yorumlar...
evrim
(21 Ağustos 2014)

merhaba, çin de, günlük turların rezervasyonlarını önceden mi yapmak uygundur, yoksa daha ucuza oraya ulaşınca yapılabilir mi?

NEŞE
(10 Mayıs 2011)

Bu düğün benim için de ilginç oldu doğrusu,ilginç gelenekler öğrendik..Sizin tarif ettğiniz "mekanik müzik aletleri" Çin de binlerce yıldır yapılan bir iş,çok eski çağlarda dış dünyaya hediye gönderilen müzik kutularını batı hep örnek almış...Çok teşekkürler..

hakangeziyor
(05 Mayıs 2011)

Görmediğim yerleri okumaktan daha büyük keyif aldığımı söyleyebilirim. Çin ve civarı sanki bana hiç göremeyecekmişim gibi gelen uzak yerler. Onurcum, sayende küçük bir gezinti yaptık.
Kalemine sağlık...

Ferudun Babacan
(05 Mayıs 2011)

İnsan gitmiş gibi oluyor.
Budizm;elin işaret parmağı ile gösterdiğin dizin mi oluyor?
Allah bize de gitmeyi nasip eder.
Emeğine sağlık.

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.