Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: İsviçre ::::: İsviçre Genel ::::: Alplerin Alpleri 6 (Montana)        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
İsviçre İsviçre Genel 31 Mayıs 2011 13 Haziran 2005
22 Haziran 2005
8895 11 Ferudun Babacan 

 Alplerin Alpleri 6 (Montana)
 (Genel)

Engin Dedi ki Bu gün kızlar dağa çıksın. Aman dedim, Allah korusun. Bizde dağa çıkanlar malum. Şimdi herkes seferber nasıl indireceğiz diye. Yok dedi, öyle değil. Dağda gezip eğlenecekler. Ben de zannettim ki O dağ bir milli park. Herkes gezip eğleniyor. Meğerse yalnız gezeceklermiş, Bunu da dağdan dönünce öğrendim. Valla bizde dağa kaldırmak diye bir olay var, Aman Allah korusun.



Kışın elbette çığ oluyormuş Alplerde, Ama kendilerince ve tecrübelerine dayanarak ciddi tedbirler almışlar. Yani Bedavaya gitmek yok, İsviçre'de. Orman deyince maalesef akla yangınlar geliyor, Ve bununla ilgili türkülerimiz; Yangın olur, biz yangına gideriz ne demek? Yani peşin peşin yangını kabul etmişiz bir kere. Yangın olacak!

Neyse bu iki genç kız, arka çantalarına yeteri kadar yiyecek ve içecekleri alarak, Sion yakınlarında, bu yere geldiler. Biz bırakıp ayrıldık. Allah'a emanet. Sanki Su akar güldür güldür, Gel beni güldür bir hali var, Alplerin.



Alplerin serin sularında yıkanan bir köpek. Hemen aklıma bir şiirim geldi; Bir kuşu tanırsanız kimseye kuş beyinli diyemezsiniz, Bir köpeği tanırsanız kimseye itin teki diyemezsiniz, İnsanları tanırsanız, kimseye insan diyemezsiniz.



Kızlar Sion'a yakın Alplerde volta atarken, Tek başlarına; Biz de İbrahim'den tek tek şarkısı eşliğinde, Aşağıda gördüğünüz Sion parkında, Uygun bir yere park ettik.



Parktaki çiçeklerin güzelliğine bakar mısın? Hanım duymasın, Parkta daha nice çiçekler vardı? Mini mini, Midi midi, Maksi maksi! Şu manzara ile ''Bana her şey hatırlatıyor'' ne gider be!

İşte Ergenekon Destanı'nın başladığı yer! Elbette, bundan çok daha güzel parklar vardır. Ama Bu manzara bana, Bayrağımızı, Birbirimizi yiyip bitirdiğimiz güzel memleket Türkiye'mizi hatırlattı. Yıllarca birbirimizi yemekten, Hala doyamadık. Hâlbuki ''gel kardeşim elini ver bana''yı yazmış bir milletin torunlarıyız, biz. İnşallah bir gün doyarız. Ulan ne enerjiymiş be. Nükleer santral olsa bir gün biterdi!



Bu şarabı neden koydum? Güzel kardeşim Engin dedi ki Gel seni bir yere götüreceğim. Sion yakınlarında ama Alplerin tepesinde bir lokantaya götürdü. Şarapları ile meşhurdur. Valla benim sevaplarım fazla olduğu için Allah günahlarımızı affetsin, umarım bu nedenle site kapanmaz, Arada bir alırım! Orada içtiğim, beyaz şarap; Şarap mıydı? Zeytinyağı mı? Hala anlamış değilim. Ve tadı damağımda. Henüz öyle bir lezzette şaraba da rastlayamadım. Bu arada Ömer Hayyam'ı saygı ve rahmetle anıyor, Şerefe diyorum. Şarap sonsuz hayat kaynağıdır, iç; Gençlik sevincinin pınarıdır, iç; Gamı yakar eritir ateş gibi, Sağlık sularından şifalıdır, iç.



Engin dedi ki Ver elini Montana. Kayak yok ama çok eğlence var. Düştük yola. Bizdeki trafik işaretleri bazen yetersiz. Bizzat ben yaşadım. Aracı solladım, bir de baktım karşımda koca bir TIR; O an aklıma, ''Oynatmaya az kaldı doktorum nerede'' geldi! Gördüğünüz gibi ''Yıkılmadım, ayaktayım, dertlerimle baş başayım'' Özellikle İsviçre'de, İdare diyor ki Aman kimse ölmesin. Zaten şurada üç kişiyiz! Bakın seyyar, trafik lambası koymuşlar. Bir günde koca TIR, taşıdığı işaret; buradan gidiniz!



Sanki Marmaris, Bodrum. Çam havası. Ve çam balı. Bol oksijen, ulan burada kesin karbondioksit oranı düşüktür!



Montana, çıkışı. Burada mola verdik. Hani deriz ya tası toprağı topla buraya gel! Aynen öyle yapmışlar. Aile'nin özel at taşıyıcısı var. Atıyorlar atı arkaya, hop buraya. Ve miniklerin en çok sevdiği at; Midilli.



Hani bu yalan makinesi var ya. Palavra! At'ın üstüne tanımam bu konuda. Abi'cim, Samimi hissetmese babası olsa dinlemez atar. Ve Atı idare eden, eşini daha iyi idare eder.



At'ım var demekle yetmiyor, bu iş. Bakarsan bağ, Bakmazsan dağ olur. Bakman lazım, Tımar, Serinletmen lazım. Sevmen lazım, Havuç ve şekeri ihmal etmemen lazım.



İşte bir Midilli daha. At ve çocuk. İkisi de samimiyetin timsali. Ulan yoksa Samimiyet testi olarak atı mı kullansak acaba?

Ogün pikniğe gelenlerin yemek yediği yer. Bir gerçek var ki Gelir seviyesi, Kişi başı düşen milli gelir yüksekliği, Paydan eşit dağılım insanları daha mutlu, daha medeni yapıyor. Ve mutlu insanlar...



O kadar güzel organize olmuşlar ki Akla gelebilecek her şeyi düşünmüşler. İşte hakem aracı.



İşte iki bayan. Genelde her sporda bayan erkek ayrımı vardır. Fiziki yapılardan dolayı. Belki de tek spordur, binicilik sporu. Ne atların cinsiyeti, Ne de binicilerin cinsiyeti. Asla cinsiyet ayrımı olmadan yapılan spor. Evlatlarınızın eşlerini idare etmesini istiyorsanız, Mutlaka bu spora gönderin.



İşte milli binicilerden ve Türkiye Şampiyonu; Serra Önkal!



İsviçre'de devenin ne işi var? Rahmetli Barış Manço, acaba burada mı besteledi? ''İşte hendek, işte deve'' yi. Ben ne zaman deve görsem, Arabistan Çölleri gelmez aklıma. Güzel Memleketim gelir, ''Deveye sormuşlar, boynun neye eğri'' halleri... İsviçre'de beyaz deve bile var! Alplerde deve olur mu? Olur, olur, Bal gibi olur!



Pasta, Börek, Çörek, Ve de kek! En sevdiğim şey; Keklenmektir, nedense.



Aslında birayı çok sevmem. Aşırı sıcak havalarda ve de kokoreç yanında. Ama biraz reklâma girecek gibi Bu ''Heineken'' de bir şey var.



Bunu görünce, Çocukluğumu hatırladım, birden. Dünyanın en samimi, en coşkulu vatandaşları; Romanlar. Her birinin hayatı roman ki Romanlar deniyor, Onlara. Adama sormuşlar; Roman mısın? Hayır, demiş, roman değilim. Bir masalım, bu fani dünyada.



Bir Woswos kaç beygir? İşte o beygirlerden biri. Biri canlı, Biri cansız. Hangisi daha sevimli? Hayvanı seven, İnsanı sever. Peki İnsanı sevmeyen, Hayvanı sever mi?



Veriş alış yeri Ve satıcı; Dövmeli. Sanki döverim sizi, der gibi.



Kızılderililerin kullandıkları silahlar. Ki bu Kızılderililerin öyle tanıtılmıştır ki Adamın derisini yüzerler. Acaba kim kimin derisini yüzmüş? Kızılderililer mi? Onları Vatanlarından edenler mi? Baltalı İlah Zagor, Seni özledik! Ugg...



İşte bir Kızılderili Çadırı. O an aklıma; ''Çadırımın üstüne şıp deye damladı'' geliyor;



Bu çocuk öyle gösteriler yaptı ki Aklıma o an Cüneyt geldi;



Şu gölün kenarında oturan, İki aşık olmayı kim istemez? Aş; mideyi, Aşk; ruhu doyurur. Cennet böyle bir yer mi acaba?



Size bir sır vericem; Ben hayatımda hiç balık tutmadım, eşim hariç!



Montana'da yok yok! Bu da dağa tırmanma parkuru. Ki bizler, tırmanıp dururken yerimizde, Minikler bile gitmekte, zirveye!



Bu da top oyunu. Herkese bir eğlence var. Yok yok! Buradan terörist çıkar mı?



Ben duran toplara çok iyi vururum diyenler. Üç atış, yirmi beş. Oysa Ankaralı Namık diyor ki Arabada beş, evde onbeş.



Ben kayarım, arkadaş. Sadece kaymaktan anlarım. Oysa En güzel kaymak; Afyon kaymağı değil mi?



Canlı konser. Ne hikmetse, Canlı balık, Canlı müzik, Canlı gösteri, Canlı bakan gözler hep güzel. Allah hepimizi korusun, canlı bombalardan.



Ben duran toplardan hoşlanmıyorum, Durmayan toplara daha iyi vururum diyenler; Tenis! Ama masasından.



Bu resim bana, Çuvalın iki yere geçebileceğini hatırlatıyor; Ayağa, Başa!



Atlı karınca dönüyor, Dönüyor...



İşte İsviçre gençleri. Geleceğimizin teminatı gençler. Onların da 23 Nisan, 19 Mayıs gibi Bayramları var mı acaba?



Alın size mini golf! Kimi bunu sever, Kimi de bunu;



Zodyak bir bot. Kardak krizi geliyor, aklıma. Bizler Kardak'la uğraşırken, Yunanlı kardeşlerimizle, Elalem ise işin zevkinde.



İşte benim. En sevdiğim vasıta. Belki de şeytan icadı denmesinden. Hele doğada baş başa bisiklet ile. Ama bisikletler, İsviçre Ordusu'nun İkinci Dünya Savaşı'ndan. Alıyorsun, biniyorsun, gezip geliyorsun. Ne para soran var, Ne de kimlik alan!



Ve dönüşe geçtik, Montana'dan Sion'a doğru. Yolun sağında atlar, Ve genelde genç kızlar.



İşte Montana Ve de GrenonGölü Yaklaşık 1500 metrede Alplerde küçük ama Bir o kadar sevimli.



Mecbur kalmadıkça hayatta yemem. Ama Marka! Keşke bizler de bu gibi markalar yaratabilse idik? Ki bizim gıdalarımız çok daha doğal beslenme. Donald'ın yeri yerine, Ahmet'in yeri. Mehmet'in yeri diyebilse idik! Neden olmasın?



Sion Tren İstasyonu. İsviçre'de pahalı olduğu söylendi. Montana'da da en sevdiğim şey; Oradaki kahve fiyatı ile Şehirde nerdeyse aynı. Bizde ise Abicim uçurumlar, var! Aramızda engeller var, engeller. Geçenlerde beş yıldızlı bir otele gittim, Bir Türk Kahvesi içeyim dedim; 10 TL Turistik deyince, aklımıza kazık mı geliyor, nedir?



Şöyle Sion'dan trene binip gezmek isterdim ama nasip olmadı. İnşallah bir başka sefere.



Uluslar arası dolaşım maalesef pahalı. İngilizcesi roaming olan bu teknik ve ticari konu; Sanki aslanın bağırması gibi. Kükretiyor, mübarek!

Şimdi sorarım size, Bu ülkeden terörist çıkar mı?



Hoşgörü mizah ile başlar.









 Yazılan Yorumlar...
Erdin İVGİN
(05 Ağustos 2012)

Güzel haberlerim var... Ferudun Babacan yeni yazılarıyla aramızda olacak. Mail aracılığıyla kendisinin iyi olduğunu ve üretmeye devam ettiğini öğrendim.
Ayrıca kendisine bir blog açmış ve arada bir orada yazıyor. Yeni yazılarını okumak isteyenler
http://fbabacan.blogspot.com blog sitesi ne uğrayabilirler.

(NOT: Sonradan iki blogu olduğunu farkettim. http://gezemiyorum.blogspot.com/

Erdin İVGİN
(03 Ağustos 2012)

Marmaristen herkese merhabalar. Siteye sadece günde bir kere göz gezdirip çıkarken Ferudun Beyin yorumunu görünce bir fırsat yaratarak yorum yazmaya karar verdim.
Eski bir dostu gördüğünüzde her işi (yada tatili) bırakırsınız mutlaka muhabbet edersiniz ya işte öyle oldu. Haklısınız Neşe Hanım, hem Ferudun beyin yorumlarını hemde keyifle okuduğumuz yazılarını özledik.

NEŞE
(02 Ağustos 2012)

Ferudun bey,nerelerdesiniz,yazılarınıza hasret kaldık,birdenbire yok oldunuz ortadan ama neyse ki bugün sizin yorumunuzu gördüm ve çok sevindim...Yazılarınızı bekliyorum....HOŞGELDİNİZ.....

Ferudun Babacan
(02 Ağustos 2012)

Setenay Hanım,
Hayatımda belki de en güzel yorumlardan birisi, sizinki oldu.Hem de hiç beklemediğim bir anda.Oldukça sıcak, samimi ve içten.Tam bir Sökeli gibi.ferudunbabacan@yahoo.com mailinizi beklerim:))

Setenay Süzer
(02 Ağustos 2012)

Ferudun Bey Merhaba,
Bir hafta önce rastladığım Gezialeminin, kısa zamanda tiryakisi oldum,çünkü her gün 1-2 saatimin çok keyifli geçmesini sağlıyor.Okuma konusunu olarak gezdiğim ülkelerden en çok keyif aldıklarımdan seçiyorum.İsviçre benim de favori ülkem ,ilk 1985 te eşimle daha sonra 2 kez arkadaş grubumla son olarak 2008 de oğlumla giderek, bu yeryüzü cenneti ülkenin hemen her bölgesini görmüş oldum.Bu gün bakalım İsviçre bir başkasının gözüyle nasıl anlatılmış diyerek yazı serinize başladığımda sizinle tanışmış oldum .Başlangıçta bocaladım, daldan dala atlamalarınızla dağıldım, toparlandım derken sıradışı,espirili anlatımınızın keyfine varınca serinin tümünü oku Montanaya vardım.Bu arada bazen gülmekten gözümden yaşlar geldi.Yazınızın bence encan alıcı cümlesi -İsviçre ile alakalı değil ne yazıkki- Sökeli Köfteci Arif oldu.Şu an Gebze de yaşayan ama doğma büyüme Sökeli biri olarak kim bu Arif diye önce bilemedim ,tanımayınca kanıma dokunda acele , Güzelçamlıda yazlığında olan eczacı kuzenimi arayıp sorduğumda Baklavacı Arif i bilmiyormusun sonradan oğlu köfte ilave etti dükkana, ama akşama kalmıyor yanına bir tepsi lorlu baklava bir tepside cevizli yapıyor tükenince dükkanı kapıyorlar cevabını aldım merakımı giderdim.Haftaya kısmetse bizde Güzelçamlıdayız tabiiki Arife gitmek şart oldu.Ferudun Bey sayenizde İsviçrenin o muhteşem dağlarının medeniyetin nimetleriyle bezedikleri şehirlerinin, evlerinin, petunyalı,sakız sardunyalı balkonlarının güzelliklerini,hem de kahkahalarla gülerek yeniden yaşadım Sonsuz teşekkürler ederim. Yüreğinize,kaleminize sağlık.Selamlarımla

Ferudun Babacan
(01 Haziran 2011)

Erdin Bey,
Çocuklar için harika bir yer.
Tavsiye ederim.
Yorum için çok teşekkürler...

Ferudun Babacan
(01 Haziran 2011)

Hakan Bey,
Bir imkan daha olsa ilk göreceğim yer.
Tavsiye ederim.
Yorum için teşekkürler...

Erdin İVGİN
(31 Mayıs 2011)

Ferudun Bey, keyifli anlatım tarzınızla yine bize güzel zaman geçirttiniz. Yazınızı okuyup fotoğraflarınıza bakınca çoluk çocuk mutlaka bu ülkeye gitmek gerekir diye düşünmeye başladım. Teşekkürler.

hakangeziyor
(31 Mayıs 2011)

Ferudun Bey, bu güzel kayak merkezini kendinize has uslubunuzla ne de hoş anlattınız. Görmedim ama cıvıl cıvıl, hareketli bir yer olduğu muhakkak. "Mini mini"lere aman dikkat :)...
Kaleminize sağlık...

Ferudun Babacan
(31 Mayıs 2011)

Neşe Hanım,
Sitede epey yazım var ama bir sıra dahilinde koyuyorlar,yayına.Kaymak,Afyon Kaymağı, Dondurmam Kaymak velhasıl bir şeyde kaymak varsa orada lezzet vardır.
Yorum için çok teşekkürler...

NEŞE
(31 Mayıs 2011)

Nöbetçi yorumcunuzdan sevgiler..Arayı açtınız,merak ettik sizi..Ne güzel bir tatil günü geçirdiniz..Crans Montana dünyanın en önemli kayak merkezlerinden,anlaşılan yazın da boş değil ortalık.Ergenekon ve çuval kavramlarını aklımın ucuna bile getirmiyorum,düşünmesi bile tehlikeli,Silivri Kadıköy e kaç kilometre ki..?Beyaz şarap,buz gibi ,afiyet şeker olsun !

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.