|
Symi: Huzurun Zirvesindeki Küçük Ada... (Genel)
|
2007 yılının Eylül ayında Yunanistan'ın Kos ve Symi adalarında tatilimizi geçirmiştik. Kos adasını sizlerle paylaşmıştım. Bu yazının konusunu Symi adası oluşturuyor.
Symi adası benim için hayatımın hiçbir evresinde unutmayacağım muhteşem bir tatili ve bir gün mutlaka oraya yeniden gitme hayalimi ifade ediyor. Bir huzur adası. Bir doğa harikası. Yabancı Damat isimli dizinin bir bölümü de bu adada çekilmiş. Biz Symi adasına Kos adası üzerinden geçmiştik. Bodrum'dan tekne ile Kos adasına geçmiş, orada konakladıktan sonra arabalı vapur ile (bizim arabamız yoktu) Symi adasına yanlış hatırlamıyorsam 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında ulaşmıştık.
Symi adası çok düzenli bir ada. Tarihi dokusunu yitirmemiş küçücük bir yerleşim yeri. Ada içinde ulaşım için her yarım saatte bir kalkan otobüsler var. Otobüs ücreti 1 Euro idi. Evlerin tamamı dış görünüşü itibarıyla birer kiliseyi andırıyor. Adanın tarih koktuğunu hissediyorsunuz. Adanın tepesinde de bir kilise var. Çıkması biraz zahmetli ama adanın liman kısmının yukarıdan görünüşü için bu zahmete katlanmaya değiyor doğrusu.
Denizi ayrı bir güzel. Tertemiz. Masmaviliğe daldığınız her yerde balıklarla karşı karşıya gelmeniz kaçınılmaz. Adanın avlanma döneminde de çok bereketli olduğuna eminim.
Ada o kadar sessiz ki; kendi aramızda konuşurken diğer insanları rahatsız edeceğimizden korkuyorduk. İş hayatında stresle boğuşanlar için böyle bir sessizlik şart. Ancak ada huzurevi de değil tabi. Akşamları liman çevresine konuşlanan bir çok işletme var. Güzel müzikler sunan barlar var. Diğer bir ifade ile gündüz huzuru, gece enerji patlamasını aynı yerde yaşamak mümkün. Gündüz huzuru size yetmedi mi, geçin sahile, kıyıdan yürüyün, yakamoz da varsa cabası, kaldırın başınızı gökyüzüne, yıldızlar cümbüşünü seyredin. Rahatlama garantisi var bu adada. Bir büyü var.
Ada insanının geneli Türk-Yunan dostluğuna inanıyor ve bunun gerekliliğini de vurguluyor. Adada sünger çıkarılıyor, almanızı tavsiye ederim. Denizin dibinden çıkarıyorlar süngeri, kuruyken sertçe, ama ıslanınca çok emici. Üstelik de doğal. Adanın bence tek kusuru yeşilinin az olması. Keşke o da olsaydı diyor insan. Zaten resimlerden de anlaşılıyor, yemyeşil Ege sahillerinin Simi adasına ulaşamadığı.
Son olarak biraz da adanın tarihinden bahsedeyim. Antik çağlara kadar uzanıyormuş geçmişi. Homer, Strabon ve Heredot eserlerinde Symi adasının tarihine yer vermişler. Ada Roma ve Bizans dönemlerinde Rodos adasına bağlı imiş. Adayı 1309 yılında St. John şövalyeleri ve 1522 yılında da Osmanlı İmparatorluğu ele geçirmiş. Symi halkı Osmanlı'dan özel ayrıcalıklar elde etmeyi başarmış. Buna dini ve dilsel özgürlüğü örnek gösteriyorlar. Daha sonraları bu ayrıcalıklara ada balıkçılarına tüm imparatorluk sularında avlanabilme yetkisinin verilmesi eklenmiş. Ada halkı Yunanistan ile birlikte Osmanlı Devleti'ne karşı bağımsızlık mücadelesine giriştiyse de 1912 yılında İtalyan hakimiyeti altına girmiş. 1943 yılında İtalyan hakimiyeti sona ermiş ve 2. Dünya Savaşı'nda ada İngiliz bombardımanına maruz kalmış. 7 Mart 1948 tarihinde Yunanistan'a bağlanmış.
Biz adada Pedi Beach Hotel'de kaldık. Otel adanın çok güzel bir koyunda yer alıyor. Denize sıfır bir butik otel. Dağlar koyun uç kısmında birbirine oldukça yaklaşarak koya doğal liman özelliği kazandırmış ve ayrıca dalgakıran niteliği de görerek suyun göl gibi durgun olmasını sağlamış. Suyu biraz serin geldi bana ama harika idi. Otel çalışanları samimi insanlar. Ben yemeklerini beğenmiş ve bir de Yunan şarabı içmiştim, gideceklere de tavsiye ediyorum.
İyi seyahatler...
|
Yazılan Yorumlar... |
Sertap Yar (09 Mayıs 2011)
|
|
Güzel anlatımınız için çok teşekkürler.
|
hakangeziyor (27 Ekim 2010)
|
|
Gerçekten bu Avrupalıların şehirlerini koruma anlayışına hayranım. En ufak bir değerlerini bile nasıl da sakınıyorlar. Bu yunan adalarına gitmek farz oldu galiba :) Kaleminize sağlık...
|
NEŞE (26 Ekim 2010)
|
|
Symi benim de sevgilim...Bu adadaki turistik işletmelerde plastik sandalye yasak,sizler bu küçük noktadan hareketle adanın nasıl korunduğunu anlayabilirsiniz.Adanın arka tarafındaki Panormitis manastırı harika bir yer...Merkezden kalkan minibüsle ulaşmak çok kolay..Symi de restaurantlar da çok hoş,fiyatlar bizim yarı fiyatımız...Fotoğraf ustalarına çok renkli ev ve kiliseler ayrı bir zenginlik sunuyor.Datça dan da gidebilirsiniz.Anılarımı canlandırdınız ,çok teşekkürler.
|
Yorum yazmak isterseniz...
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.
|
|