Gezi Alemi

e-Posta:    Şifre:     Kaydol | Şifremi Unuttum
 
Gezi Alemi ::::: İtalya ::::: Napoli ::::: O Sole Mio: Sorrento, Napoli, Amalfi ve Sicilya...        
Ülke Şehir Ekleme Düzenleme Gezi Tarihleri Okunma Yorum Yazan 
İtalya Napoli 07 Ocak 2011 14 Nisan 2008
27 Nisan 2008
15533 7 NEŞE 

 O Sole Mio: Sorrento, Napoli, Amalfi ve Sicilya...
 (Genel)

Seyahatimiz ödül puanla biriktirdiğimiz Roma uçuşu ile başladı. Bir araba kiralama firmasından yaptırdığımız İstanbul'dan 2 haftalık otomobil rezervasyonumuz %30 indirimli oldu (kredi kartının uçuş puanları ve sadık müşteri indirimi var) Orta sınıf bir arabaya iki hafta için 360 € ödedik. Roma'yı bir çok kez gördüğümüz için arabayı teslim alıp hemen Napoli oyoyoluna çıktık. Hava ılk ve güneşli tam seyahat havası. Napoli çevre yolundan transit geçerek virajlı yollarla yarımadanın ucundaki Sorrento'ya ulaştık. İki ay öncesinden yer ayırttığımız Villa Anna pansiyonu son derece temiz, limon ağaçlı bir bahçenin içinde. Arabamızı güvenli bahçeye park ettik ve 3 gün hiç dokunmadık.
Sorrento, falez kayalıkların üzerine kurulmuş ufak bir kasaba zaten arabaya gerek yok. Öğleden sonra şehri dolaştık, akşam Pizzeria Aurora'daki yemekten sonra şehrin ana meydanındaki Bar Fauna'da grappa ve kahveleri devirdik. Burası şehrin en işlek yeri, aynı zamanda da görmek ve görülmek istenenlerin uğradığı merkezi kabul ediliyor.

Ertesi gün ilk istikamet tren istasyonu. Napoli'ye 3.20 € vererek tren ile gitmek akılcı bir iş çünkü yollar dar, park yeri yok, hırsızlık çok. Napoli dar sokakları, barok sarayları her köşede bağıran satıcıları, kırık su boruları, kaçak elektrik kabloları, her çeşitten tv antenleri ile çok renkli bir şehir. Şehrin bütün kaldırımları seyyar satıcıların işgali altında, bu konuda belediye ile mafya her zaman çekişme halinde imiş. Ünlü tatlıcı Scaturchio 100 yıllık tecrübesi ile Baba tatlısı (Dolce di BABA) ve portakal ve badem kremalı katmer hazırlıyor, denenmesi gerek. Turumuzu Santa Lucia rıhtımında akşam gezintisi ile bitirerek tren ile Sorrento'ya döndük.
Ertesi gün iki kişi gidiş dönüş 54 € ödeyerek Jet Foil ile Capri Adasına gittik. Limandan asıl kasabaya funiküler ile çıkılıyor ana meydan minicik tablo gibi bir yer bütün sokaklar oraya çıkıyor. Yaya olarak adanın arkasındaki Augustus bahçeleri ve meşhur Faraglione kayalıkları görülmeye değer. Dönmeden önce meydandaki Grand Caffe'de oturup şık butikleri, geçen güzel insanları izlemek büyük zevk, garsonlar genel müdür tarzı ve kıyafeti ile servise hazırlar. Sorrento falezlerinden yukarı şehire çıkmak, inmek kadar kolay olmadığı için tabii bu sefer otobüs ile çıktık. Lüks Capri hiç bir zaman unutulmayacak.
Sorrento'dan hareketle çok dar, virajlı yollardan Positano ve Amalfi'yi gezerek ve aynı zamanda Salerno'dan da geçerek antik Yunan şehri Paestum'a vardık. Geçmişi 3000 yıl öncesine dayanan bu Yunan kolonisi Magna Grecia (Büyük Yunanistan) fikri ile kurulmuş. Devasa DOR tapınakları bizleri büyüledi, çevredeki erguvan ağaçları ile birlikte nefis bir görüntü idi. Sorrento- Sicilya arasını bir günde almak istemediğimiz için yolda Sapri balıkçı kasabasında bir gece kaldık. Gezimizin en ucuz yemeğini de burada yedik: Şarap, balık tava, kılıç balığı ızgara, kalamar ve iki kahve hepsi 25 €...

Sicilya'ya geçişte ferbot biletimizi oto yol üzerindeki Rorarno Agip benzincisinden alarak (Gidiş geliş 42 €) Villa San Giovanni limanından yarım saatlik yolculak ile Messina boğazını geçtik. Sanılanın aksine Sicilya büyük yatırımlar ile günümüze gelmiş Tünel; Viadükt sistemli en pahalı karayolu geçişleri ile dağların delikdeşik edildiği bir ada. Burada otoyola ücret ödenmiyor ve herşeyin KDV'si daha düşük olduğu için ana kıtaya nazaran hayat daha ucuz. Hedefimiz 7 gece kalacağımız Palermo'ya 70 Km uzaklıktaki Cefalu Kasabası. Bütün Sicilya'da olduğu gibi Kuzey Afrikadan gelen araplar buraya da uygarlık, güzel yemekler, anıtsal eserler bırakmışlar. Daha sonra gelen Normanlar bütün camileri kiliseye çevirip Bizans etkisiyle mozaikler ile süslemişler. Cefalu katedrali de Apsiste yer alan muhteşem Pantakrator İsa (evrenin yaratıcısı İsa) mozaiği ile bu etkiyi güçlendiriyor. Katedralin önündeki meydan canlı ve renkli, fiyatlar ise turistik yani çok ucuz değil.
Palermo'ya gidiş yine Napoli yolculuğunda olduğu gibi trenle gerçekleşti. Böyle şehirlerde park yeri hep problem oluyor. Tren bir kişi 4.80 €, yol yaklaşık 50 dakika sürüyor. Palermo yine Arap ve Norman etkisinde, önceden cami olan katedral oldukça anıtsal. Şehrin popüler yerlerinden Capella Palatina, Pretoria çeşmesi Antakyalı amiral Georgio'nun yaptırdığı Santa Maria Dell Amiraglio'yu gezdik. Şehir merkezi Quattro Canti'nin dört yanında 17. yüzyılda yapılan iç bükey cepheli dört Barok saray var. Önlerinde dört mevsimi sembolize eden dört heykel yer alıyor. Tam köşe başına da 5 kişilik bir çingene orkestrası yerleşmiş, latin havalar çalıyor, ben dahil herkes dans ediyor. İşte Palermo'nun bir yüzü bu ama bir meydan ilerde mafya ile savaşta ölenler anısına dikilen anıtta bir başka gerçek. Öğle yemeği şehrin en eski pazar yeri (Bizim balık pazarı gibi) Vucciria'da yer alan sadece beş masalı La Vecchia trattoria da TOTO (TOTO nun eski aş evi ) da koca bir kayık tabakta iki kişilik sardalyalı spagetti (Pasta con sarde) önden biraz atıştırmalık ve şarap 40 €, kahveler şirketten.

Palermo'nun tepesindeki Mon Reale Katedrali ve mozaikleri bir başka günün tüm sabahını doldurdu. Mozaikler Bizans sanatının etkisini olanca gücü ile yansıtıyordu. Öğlen de Palermo'nun 10 km batısındaki sayfiyesi Mondello'da idik. Burası 1930'larda su ve elektrik işinde çalışan Belçikalı mühendislerin villalar yapması ile gelişmiş çok güzel plajları olan bir balıkçı köyü. Yemek, en kalabalık lokanta olan Da Calogero'da şarap, midye, deniz kestanesi, mini kalamar tava ve iki kahve 39 €.
Meşhur Etna'ya tek başımıza çıkamayacağımızı düşünerek tur aldık. Otobüs sabahın köründe Cefalu'dan hareket etti. 11 civarında Etna'nın eteklerinde 1000 m seviyede büfelerin ve park yerlerinin olduğu yere ulaşıldı. İsteyenler, bizde dahil olmak üzere, extra ücret ödeyerek yukarıya çıkmaya hazırlandık. Üşümemek için 5 €'ya anorak kiralamak gerekli çünkü yukarısı buz gibi soğuk ve yürüyüş için mutlaka uygun ayakkabı giyilmeli. Bu malzemeleri ayakkabı dahil yukarıda kiralamak da mümkün. 20 kişilik guruplar halinde teleferik ile belli bir noktaya ulaştıkdan sonra Unimog (Özel Arazi kamyonu) lar ile zirveye çıktık. Daha sonra yarım saat sürecek bir yürüyüş ile en yakın kraterlere ulaştık ve gaz çıkışlarını izledik. Kapkara bir lav tabakası üzerinden 3000 m yükseklikten tüm Sirakuza körfezini izlemek mümkün oldu. Öğleden sonra ise Taormina'nın güneşi ile ısındık, güzellikleri ile keyiflendik. Tur satın almamız iyi oldu çünkü Etna'ya çıkış bireysel olarak zor olabilirdi.

Bir başka gün hedefimiz adanın tam ortasındaki, yine tepelerin üzerindeki Enna kasabası idi. Gezildi, görüldü ve ardından Piazza Armerina kasabası yakınlarındaki Roma devrine ait villayı gezdik. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan villayı Romalı yüksek dereceli yerel bir bürokrat yaptırmış. Afrika'dan vahşi hayvan ve köle getirtip nüfuzunu kullanarak bunları başkente satıyor ve çok zengin oluyor, tabii bize hiç yabancı olmayan bir durum... Salonlar, havuzlar, hamamlar, odaların tümü çok renkli ilginç motif ve konulu döşeme mozaikleri ile süslü, ayaklar üzerinden geçen bir yürüme yolu ile yüksekten izleniyor, tepeyi de bir cam çatı ile örtmüşler. Mevsim çok uygundu, yazın 40 derecede burayı gezmek imkansız olmalı, camın altı çok sıcak olur herhalde..
Son durak Caltagirone oldu. Yine tepeler ve virajlarla bu seramik kasabasına geldik. Her köşede seramik dükkanları var. Ana meydanı üst mahalledeki kiliseye bağlayan 142 basamaklı merdiven bile renkli seramikler ile kaplanmış, kasabanın art Nouveau stilindeki parkı da çok güzel. 7 günlük Sicilya gezimizi bitirerek aynı şekilde feribot ile ana kıtaya geçip çizmenin topuğuna doğru Taranto limanın da bir gece geçirdik. Hafta sonu akşam şehir renkli ve cıvıl cıvıldı. Son gecemiz Roma'ya 115 Km uzaklıktaki Montecassino'da idi. Burada ikinci dünya savaşında binlerce kişi ölmüş. Amerikalı gruplar dikkatle geziyorlardı, sabah tepedeki muhteşem manastırı gezerek Roma'ya geldik, arabamazı teslim ettik ve uçağımızla İstanbul'a geldik. Bu seyahatte tahminen 3000 km yol yaptık, hiç bir sorunla karşılaşmadık ve çok güzel şeyler yaşadık.

Başka gezilerde görüşmek üzere...









 Yazılan Yorumlar...
mertolito
(15 Kasım 2012)

nasibe bacıma burdan isteklerimi inşalah italya da bir koca bulmasını dilerim. nurgül bacıma zayıflamasını dilerim

ardalito
(15 Kasım 2012)

birgün okuyup mastırımı italya gibi bir ülkede yapmayı la ....allah nasip edsin en hayırlısıylan......italya bekle ardalito geliyor :D:D

songul0215@hotmail.com
(15 Kasım 2012)

italya görünmesi gereken bir ülke diye düşünüyorum

NEŞE
(01 Mart 2012)

Halil bey,siz de bu isteği uyandırabildimse ne mutlu bana...Güzel gezdim ve gezdiklerimi dostlarla paylaşmak istedim...Çok teşekkürler..

halil ibrahim çalık
(01 Mart 2012)

gezerken lütfen benide götürün

NEŞE
(08 Ocak 2011)

İtalya yı çok seviyorum,her yıl gitsem yine bıkmam..Milyonlarca yıl önce bu sevgi bana 4 yıllık bir kursun ardından İtalyancamı kazandırmıştı...Hiç pişman değilim..Ayrıca Sicilya bence İtalya nın ta kendisidir ....

hakangeziyor
(08 Ocak 2011)

Hocam, yine herkesin çok tercih etmediği farklı rotalarda keyifli bir gezi olmuş. Güney İtalyanın ucuzluğu benim de çok dikkatimi çekmişti. Napolinin eb meşhur pizzacılarından olan Sorbilloda bile üç kişi tıka basa doymuş ve içeceklerle beraber 30 Euro civarı ödemiştik. Palermoda daha da ucuzdu.

Keyifli anlatımınız için kaleminize sağlık...

 Yorum yazmak isterseniz...
 
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.