Ülke |
Şehir |
Ekleme |
Düzenleme |
Gezi Tarihleri |
Okunma |
Yorum |
Yazan |
Yunanistan
|
Kos |
30 Ocak 2011 |
|
26 Eylül 2009 27 Eylül 2009 |
8174 |
6 |
NEŞE |
|
|
Yalıkavak'tan Kos'a Pupa Yelken... (Genel)
|
Henüz uyku sersemiyiz ama biran evvel demir almak için heyecan içindeyiz. Teknenin kıç üstündeki oturma alanımız çok rahat, kahvaltı hazırlığı, çay-kahve derken demir almak zamanı geldi, denizcilerin söylediği gibi: BİSMİLLAH VİRA! Yalıkavak Marinadan çıkıyoruz yola...
Eylül sonuna göre hava harika, deniz harika, dostlar harika daha ne isteriz? Bu seyri yıllardır arzuladık, iş-güç, emeklilik derken sonunda kırk yıllık dost üç aile olarak, sevdiğimiz bir başka dostumuzun 27 mt. boyundaki, ahşap, klasik, iki direkli, güzeller güzeli yelkenli teknesindeyiz...
Tekneyi kullanmadığı bir dönemde, üç personeli ile birlikte bize sunan dostumuz sayesinde bir hayalimiz daha gerçek olacak. Üç kamaramız var, hepsi ikişer yataklı, bol dolaplı, banyolu ve klimalı, anlaşılan bu seyir keyifli olacak. Eşlerimiz de kırk yıllık denizci, hepsi sıra ile bu güzel teknede dümen tutma hayali içindeler. Kuzeyden hafif bir rüzgarla, doğuya yöneliyoruz, yelken açma hazırlığı hepimizi keyiflendiriyor. Gümüşlük açıklarında sancak tarafında meşhur Kardak kayalıklarını, iskele tarafında da teknemizle yarışan bir yunus sürüsünü izliyoruz. Gümüşlük-Akyarlar sırtları bembeyaz site betonları ile kale duvarlarını andırıyor, çok kötü bir görünüm, tepeden sahile inmeye asansörleri bile var!
Artık serene Yunan bayrağı çekme zamanı geldi, komşunun karasularına giriyoruz. Hedefimiz bu gece KOS adasında kalmak.Yelken+Rüzgar ikilisi yakıttan tasarrufla bize 10-12 mil yaptırıyor, teknemiz bir kuğu gibi kayıp gidiyor Ege'nin lacivert sularında. KOS kalesi ve surlar göründü, eski iç limana bağlıyacağız tekneyi, şehrin merkezinde olmak açısından avantajlıyız. İç liman her iki yandan sur ve kulelerle çevrili ama Bodrum kalesi gibi heybetli değil, alçak bedenli surlar bunlar...
Limana girebilmek için yelkenler indiriliyor, motorlar devrede ve KOS'un en güzel rıhtımına kıçtankara oluyoruz. Her iki yanımızda Bodrum'a günübirlik yolcu taşıyan büyük tekneler var. Gümrük işlemleri sürerken bizler de karaya çıkma hazırlığı içindeyiz. Dersimi çalıştım nereleri gezeceğimizi biliyorum...
KOS, Miken çağından beri yerleşilen bir ada, Troya savaşlarına da katılıyor, birkaç deprem adayı perişan ediyor. 13. yüzyılda Haçlılar işgal ediyor, depremlerden arta kalan antik yapı parçaları ile 1314'de şövalyeler kaleyi inşa ediyorlar. 1522'de Türkler,150 gemi ve 18.000 askerle surlara dayanınca, şövalyeler Rodos'a kaçıyor, Kanuni devrinde de Rodos'tan Malta'ya sürülüyorlar. Adadaki antik tapınaklar, her yerde olduğu gibi, Hıristiyanlığın kabulü ile kiliseye çevriliyor. Antik Agora'nın yanı başında dev bir çınar ağacı var, uzmanlara göre 500-700 yıllık ama Hipocrates bu ağacın altında ders verirdi diyorlar...
Sevgili Doktor Baba M.Ö 5. yüzyılda yaşadığına göre bu işte 2000 yıllık bir yanılma olmalı. Hippocrates, KOS'da doğdu ve yaşadı. Özellikle temiz hava +bol gıda +bol su teorisine dayanan öğretisini şehrin 4-5 km. dışındaki sağlık tanrısına adanmış Askleipion tapınağı ve çevresinde yayıyor ve tedavilerini gerçekleştiriyordu. Şimdi oraya gidiyoruz. Kalenin hemen yanından mavi renkli mini-trene bindik, yolculuk KOS sokaklarından geçerek, Yunan şarkıları dinleyerek 20 dakika sürdü (Adam başı 3 €). Mini trenimiz Türk mahallesinden de geçerek kısa bir tırmanışla biraz yükseldi ve etrafı çevrili tapınak alanında bizi indirdi. Ohhh, deniz-derya ayak altında, karşı kıyıda Bodrum kale-sitelerle ufkumuzda...
Bugün günlerden Pazar ve giriş bedava, hava sıcaklığı da gezmeye çok uygun.
Askleipion tapınağı ve daha geç devire ait Roma hamamları ve kutsal alan kalıntılarını gezerek tekrar mini trenimize binip kendimizi merkeze atıyoruz.
Eleftherias meydanında bir "Frappe" molası vererek Lonca ve Defterdar camilerini dıştan inceliyoruz (18. yüzyıl) Lonca camii bir alışveriş merkezi halinde ve bakıma muhtaç, muazzam şadırvanı Hippocrates ağacının gölgesine sığınmış. Defterdar camii ise halen kullanıldığı için daha iyi durumda.
Şu anda KOS'da Osmanlıdan yadigar 50 Türk aile yaşıyor, devlet dairelerinde Türklere pek iş verilmediğini bu nedenle turizm sektöründe çalışıp iyi para kazandıklarını anlattılar. Daracık sokaklarda tavernalar, Begonviller yağmur gibi iniyor duvarlardan aşağı, etraf temiz, hediyelik eşya satanlar kene gibi yapışmıyor...
Yeni mahallelerde de yüksek yapı yok, evler iki katlı, bahçeler içinde. Şehrin idari yapıları İtalyan işgali sırasında, 1933 depreminden sonra yapılmış, özellikle polis merkezi Venedik gotiği stili ile sahilde parlıyor. Turizm sezonu sonunda olmamıza rağmen İngiliz ve Alman turistler sokaklarda, okullar açıldığı için çoluk-çocuk çekilmiş, ortalık zengin orta yaşlılara kalmış. Esnaf yine de memnun değil, "her şey dahil " sisteminden şikayetçi ve bol para harcayan Türk turistleri bekliyor.
Gümrük işlemlerimizi yapan acentenin tavsiyesine uyarak KOS ekonomisine katkı yapmaya, akşam yemeğine "Taverna Caravella " ya gidiyoruz. Plajların olduğu bölgede, kumsalın hemen gerisinde, tam bize göre bir yer. Karşı kıyıda bizim ışıklar göz kırparken, Fatma hanımın tavernasında yerimizi alıyoruz. 6 kişiyiz ve mutfakta ne varsa hepsinden istiyoruz, uzolar dolup boşalıyor. Balık ve diğer deniz ürünleri de dahil, üstüne tatlı ve kahve de var... Hesap diyoruz ve şaşırıyoruz: 98 € !! Altı kişi için verdiğimiz paraya bakın, Bodrum'da vereceğimizin yarısından daha az !! Bu kıyaslamayı yapan yabancı turist bir daha gelir mi Bodrum'a? Keyifli bir geceden sonra teknemizin kamarasında serin bir uykuya dalıyoruz. Yarın daha çok denizde kalacağız, hedefimiz SYMİ adası. Rüzgarımız bol, pruvamız nete olsun ! SYMİ adasında görüşmek üzere hoşça kalın...
|
Yazılan Yorumlar... |
gezengiller (12 Mayıs 2011)
|
|
Anlatımınız çok hoş,resimleriniz tablo gibi olmuş.İnsan gitmese görmese eksiklik hisseder sanki.Emeğinize sağlık.
|
Sertap Yar (08 Mayıs 2011)
|
|
Begonviller yağmur gibi iniyor duvarlardan aşağı...Böylesine güzel bir anlatım, zaten görmeyi çok istediğim Yunan adalarına bir mıknatıs gibi çekiyor beni adeta.Emeğinize sağlık Neşe Hanım..
|
Ferudun Babacan (15 Mart 2011)
|
|
Yalıkavak; Kavak Köftecisi, Yelken Yarışları, Koyları, Balıkları... Emeğine sağlık, Neşe Hanım.
|
NEŞE (31 Ocak 2011)
|
|
Sevgili dostlar,teşekkürler...Bu yıl programa Midilli yi aldım,bakalım o güzel adadan nasıl izlenimlerle döneceğim ?Symi yazımı hazırlamaya başladım...Sevgiler !!
|
Necati Ekmekçioğlu (30 Ocak 2011)
|
|
Bu harika anlatım için çok tesekkurler. Kos Yunan adaları içerisinde gezginler için gercekten önemli bir durak. Symi yi paylaşmanızı bekliyoruz. Elinize sağlık... Necati Ekmekçioğlu
|
hakangeziyor (30 Ocak 2011)
|
|
Hocam, Yunan adaları bana her zaman cazip gelmiştir..Belki tarihe duydukları saygıdan belki de bizden bir şeyler görebildiğimden... En kısa sürede kapsamlı bir Yunan adaları turunun planı üzerinde çalışmaya başlamalıyım :) Kaleminize sağlık...
|
Yorum yazmak isterseniz...
Yorum Yazabilmek İçin Üye Girişi Yapmalısınız.
|
|