14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar önce antik Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenochtitlan ve daha sonra da Meksika'nın başkenti Meksika Şehri, Aztek Krallığı ile Yeni İspanya'da, mimari, anıtsal sanatlar ve boş alanların kullanımının geliştirilmesi konusunda önemli ölçüde belirleyici olmuştur. Tesadüf eseri ortaya çıkarılan Büyük Tapınak (Templo Mayor) anıtsal kompleksi, soyu tükenmiş bir medeniyetin inançlarına olağanüstü bir şekilde şahitlik yaparken, Xochimilco'nun (Hoşimilko olarak okunmaktadır) göl manzarası, İspanyol işgalinden önceki Meksika Şehri havzasındaki gölcüklere ait geleneksel toprak işgalinin hatırlanmasına katkı yapmaktadır.
FOTOGRAF: Katedral, © Andre Engels / Wikipedia Commons / CC-BY-SA-2.0 (17.04.2014)
Muntazam boşluklarla oluşturulmuş meydan ve caddeleriyle ve görkemli dini mimarisiyle dama tahtası şeklinde düzenlenmiş yeni İspanya'nın başkenti, İspanyol yerleşiminin yeni dünyadaki başlıca örneğidir. Modern şehrin kalbindeki anıtlar, binalar veya mekânlar, bölgeye yüzyıllarca hükmeden bu şehrin kökenlerine ve gelişimine fazlasıyla kanıt oluşturmaktadır. Ancak bu kanıtlar dağınık ve parça parçadır. İspanya adına Meksika'yı fetheden Hernan Cortes, Tenochtitlan antik şehrini 1521-22 yıllarında, İspanya öncesine ait kültürü yok etmek amacıyla yerle bir etmiştir. Geçen yarım yüzyılda (1537'de 100.000 olan yerleşik sayısı işgal döneminde 500,000'dir) bu yerleşim yeri bugünün dev metropolü tarafından adeta yutulmuştur. Aztek ve Yeni İspanya başkentlerini hatırlatan tek şey beton yığınlarından oluşan az sayıda kalıntılardır.
Bölge iki farklı alandan oluşmaktadır. Bunlardan biri Meksika Şehri'nin tarihi merkezi, diğeri ise Xochimilco'nun göl kenarında olan alanıdır. Bu iki yer de eşsiz değerdedir. Templo Mayor arkeolojik alanını da kapsayan tarihi merkezde, 1978 ve 1982 yılları arasında kazı çalışması yapılmıştır. Bu bölge kolonial anıtların göze çarpan ihtişamını temsil etmektedir. Bu anıtsal binalar; en meşhur yapı olan Amerika kıtasının en büyük katedrali ile etkileyici Güzel Sanatlar Müzesi (Palacio de las Bellas Artes) gibi yapılardan oluşan 19 ve 20'nci yüzyıllardan kalma geniş kamu binalarıdır. Bu binalar 14. yüzyılda Tenochtitlan'ın kuruluşundan bugüne tarihsel gelişimi temsil etmektedirler.
FOTOGRAF: Palacio de Bellas Artes, © Carolina López / Wikipedia Commons / CC-BY-2.0 (17.04.2014)
28 Kilometre güneyde bulunan Xochimilco bölgesi, Aztek başkentindeki göl manzarasını hatırlatan son alandır. Bu bölgeye gelen işgalciler, kanalları kurutmuşlar ve anıtları yok etmişlerdir. Sonradan yeniden eski haline getirilen Xochimilco gölü tortusunun kıyıları (Azteklerin yerleştiği, anakaraya köprülerle bağlı olan bir grup adacıktan oluşan, Kurumuş Büyük Texoco gölünün güney kolu) ve küçük kanallardan oluşan ağın ortasındaki alan hala chinampas (Göl kenarlarında küçük dikdörtgen alanlarda tarım yapılmasına dayanan eski bir Meksika tarım metodu.), yani İspanyolların hayran olduğu yüzen bahçeler olarak kullanılmaktadır. Bu yarı doğal yarı suni alan günümüzde bir ekolojik rezervdir.
KAYNAK: © UNESCO World Heritage Center
ÇEVİRİ: © Arif Oral / Gezialemi.com
FOTO (AVATAR): : © schlaeger / Wikipedia Commons / CC-BY-SA-2.0 (17.04.2014)