Dünya Miras Komitesinin 38. Dönem Toplantısında Kültürel kategoride Dünya Miras Listesine alınan "Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu" Dünya Miras alanı, Orhangazi Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar Bölgesi, Hüdavendigar (I. Murad) Külliyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil (I. Mehmed) Külliye, Muradiye (II. Murad) Külliyesi ve Cumalıkızık Köyü olmak üzere altı bileşenden oluşmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğunun ilk başkenti olarak kurulan ve külliyelerle şekillenen Bursa'nın tarih boyunca sahip olduğu önemli ticari rolü, kentteki büyük hanlar, bedesten ve çarşılarla ortaya konulmaktadır. Hanlar Bölgesi 14. yüzyıldan bu yana kent ekonomisinin kalbi olmuştur. Erken dönem Osmanlı kentine istisnai bir örnek olan Bursa'nın kentleşme modeli, daha sonra kurulan Osmanlı-Türk kentlerine örnek teşkil etmiştir.
ORHANGAZİ KÜLLİYESİ VE ÇEVRESİNİ İÇİNE ALAN HANLAR BÖLGESİ
Orhan Gazi Camii
Orhan Külliyesi'nin içindeki caminin kapısı üzerindeki kitabede binanın 1339 yılında Orhan Gazi tarafından yaptırıldığı, Karamanoğlu Mehmed Bey tarafından 1413 yılında yaktırıldığı, Çelebi Sultan Mehmed döneminde 1417 yılında onarıldığı belirtilmektedir. 1855 depreminde büyük ölçüde tahrip olan Cami birkaç kez tamir edilmiş, 1905 yılında Vali Reşit Paşa dönemindeki tamir sırasında daha önce bulunmayan doğu kapısı açılmıştır.
Orhan Hamamı (Aynalı Çarşı)
Orhan Gazi'nin Hisar dışında kurduğu Külliye'nin hamamı olan yapı, şehrin ilk çarşı hamamıdır. Yapım tarihi 1339 yılı olarak kabul edilmektedir. Yapı, 1584'te meydana gelen yangında hasar görmüştür. 1958 Çarşı yangınından sonra da onarım gören yapı, bugün Bursa'nın simgeleri haline gelmiş bazı turistik ürünlerin satıldığı bir çarşı olarak işlev kazanmıştır.
Emir Han
Ulu Cami'nin kuzeydoğu köşesindedir. Sultan Orhan tarafından külliyeye gelir getirmesi amacıyla inşa ettirilmiştir. Bursa'da inşa edilen Osmanlı hanlarının ilkidir. 14. Yüzyıl sonunda, Yıldırım Bayezid yeni bir Bedesten inşa ettirdikten sonra Emir Han bir süre "Eski Bedesten" olarak anılmıştır. Emir Han birçok defalar yanmış ya da yıkılmış ve her defasında büyük masraflarla yeniden onarılmıştır. Günümüzde handa dini kitaplar ve hac malzemeleri satan dükkanlar bulunmaktadır.
Kapan Hanı
Kapan Hanı, Sultan I. Murad tarafından 14. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. Ancak, Hürriyet Caddesi'nin Reşit Mümtaz Paşa döneminde genişletilmesi sırasında yapının güneyi tamamen yıkılmıştır. Günümüzde tekstil ile ilgili esnaf tarafından kullanılmakta olan hanın, üzeri tonozla örtülü girişi ile kuzeyde birkaç odası özgündür.
FOTO: Ulu Cami, By HALUK COMERTEL, CC BY 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=46643330
Ulu Cami
Ulu Cami, Yıldırım Bâyezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimarının Ali Neccar olduğu düşünülmektedir. Cami, zaman içinde deprem, yangın, lodos ve bazı istilalardan zarar görmüş ve çeşitli onarımlar geçirmiştir. Ulu Cami'nin güneybatı köşesinde 1903 yılında yaptırılan Çinili Çeşme 1959 yılında Ulu Cami'de yapılan kapsamlı onarım sırasında yıktırılmış, ancak 1993-1994 yıllarında aslına benzer bir biçimde yeniden inşa edilmiştir.
Bedesten
Yıldırım Bâyezid (salt.1389-1402) tarafından yaptırılan bankacılığın ve borsacılığın çekirdeğini oluşturan bu yapı, en değerli malların alınıp, satıldığı ve kıymetli eşyaların saklandığı bir yer olarak kullanılmıştır. Günümüzde bankaların üstlenmiş oldukları paranın ve değerli eşyaların güvenle saklanması görevi o dönemde bedestenler tarafından karşılanmıştır. Bedestene giriş, dört cephesinin ortasında bulunan kapılarla sağlanmaktadır. Yapı, günümüzde Kuyumcular Çarşısı olarak kullanılmaktadır.
Vaiziye (Mahkeme) Medresesi
Ulu Cami'nin batısında Amcazade Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılan bir medrese-çarşıdır. Yıldırım Bâyezid döneminde (salt.1389-1402) yaptırılan medrese, 1855 depreminde hasar görmüş, 1957 yılında yapılan çalışmalarda temelleri ortaya çıkarılarak, planına uygun bir biçimde rekonstrüksiyonu yapılmıştır. Günümüzde iş merkezi olarak kullanılmaktadır.
Şengül Hamamı
Şengül Hamamı Ulu Cami'nin kuzey batısında Yıldırım Bâyezid döneminde (salt.1389-1402) Ulu Cami vakfı olarak yaptırılmıştır. Hamam, geçirdiği yangınlar nedeniyle tahrip olmuştur. Soğukluk bölümünün bazı duvarları yıkılmış, sekizgen kasnak üzerine oturmuş bir kubbe ile örtülü sıcaklık bölümü ise günümüze kadar ulaşabilmiştir. Halen Gümüşçüler Çarşısı olarak kullanılmaktadır.
İpek Han (Arabacılar Hanı)
İpek Han, Sultan Çelebi Mehmed tarafından Yeşil Külliye'ye gelir getirmesi için 15. Yüzyıl'ın ilk yarısında yaptırılmıştır. İpek Hanı'nın mimarının, Hacı İvaz Paşa olduğu çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir. 19. Yüzyıl sonlarında Vali Ahmed Vefik Paşa döneminde Mecidiye Caddesi'nin açılması sırasında hanın doğusundaki giriş cephesi yıkılmış, 1958'den sonra bu bölüm yeniden yapılmıştır. Günümüzde handa terzi atölyeleri ve giysi satan dükkanlar bulunmaktadır.
Geyve Hanı
15. Yüzyılda Hacı İvaz Paşa'nın inşa edip Çelebi Mehmed'e hediye ettiği Geyve Hanı'nın yapılış amacı, Yeşil Külliye'ye gelir getirmektir. 2007 yılında Osmangazi Belediyesi'nce tamir görmüş ve önündeki bazı muhdes binalar kaldırılarak gün yüzüne çıkarılmıştır.
İvaz Paşa Camisi
Yeşil Cami ve Yeşil Türbe'nin mimarı ve iyi bir asker olan Hacı İvaz Paşa tarafından II.Murad döneminde (salt 1421-1451) yaptırılmıştır. 1958'deki Çarşı yangınından sonra cami 1967-1968 yıllarında yenilenmiştir. 1990'lı yıllarda tamir görmüş ve duvarları bir sıra kesme taş ve tuğla olarak örülmüştür. Yapı, 15. yüzyılda mescit olarak inşa edilmiş, 1642 yılında da Seyit Mehmed Efendi'nin vakfettiği bir minberle camiye dönüştürülmüştür.
Meyhaneli (Tavuk Pazarı) Hamamı
Sultan II. Murad tarafından 1426 yılında, Muradiye Camisi ve İmareti'ne gelir sağlamak amacıyla inşa ettirilmiştir. Meyhaneli Hamam ismini, bir dönem şaraphane olarak kullanıldığı için almıştır; Tavuk Pazarı ise içinde yer aldığı çarşı bölgesinin ismidir. Yol Yapımı sırasında kadın ve erkek bölümlerinin soğuklukları yıkılmıştır. Özel mülkiyette olan yapı, çarşı ve depo olarak kullanılmaktadır.
Pirinç Han
II. Bâyezid tarafından İstanbul'daki cami ve imaretine gelir sağlamak amacıyla 1490-1508 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimarları Sultan Şah oğlu Yakup Şah ve Abdullah oğlu Ali'dir. 1855 depreminde Han'ın özellikle üst katı hasar görmüş, zaman içinde binanın avlusunda ve içinde tahrip olmuş bölümleri kullanılır duruma getirmek için çeşitli ek yapılar yapılmıştır. Ayrıca, kuzeydoğu köşesi, 1903-1906 yıllarında Hamidiye Caddesi açılırken kesilmiştir. Han'ın doğusuna doğru uzanan tonozlarla örtülü iki sıra dükkan 1519 yılında yanmış ve daha sonra onarılmıştır. Pirinç Han'da 1983 yılında başlayan restorasyon çalışmaları 2004 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde alt kat çeşitli kafeler tarafından kullanılmakta olup, üst kat ise büyük oranda boştur.
Ertuğrul Bey Camisi
Yıldırım Bâyezid döneminde (salt 1389-1402), oğlu Ertuğrul Bey adına yaptırılmıştır. Ertuğrul Bey Aydın Sancak Beyi iken 1398 yılında vefat etmiş ve naaşı Bursa'ya getirilerek bu caminin haziresine defnedilmiştir. Tarih içinde birçok defa yanarak onarılan ve değişikliğe uğrayan cami 1855 depreminden de az hasarlı olarak kurtulmuştur.
Bursa Tümülüsü
Geyve Han'ın kuzeyindeki M.Ö. 2. yüzyıldan kalma tümülüs, 1969 yılında Bursa Ticaret ve Sanayi Odası binasının temel kazısında bulunmuş ve günümüzde yıkılmış olan bu binanın bodrumunda korunmuştur. Tümülüs, dromos ve mezar odası olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Tümülüste bulunan M.Ö. 2. yüzyıl Bithynia Krallığı dönemine ait 5 adet laginos (testi), 5 adet çift kulplu urna (ölü külü kabı), 3 adet ufak kap, 16 adet koku kabı, 2 adet megara kase, 2 adet yağ kandili, 3 adet altın diadem parçası Bursa Arkeoloji Müzesi'ne götürülmüştür.
Fidan Hanı
15. Yüzyılda Fatih Sultan Mehmed'in sadrazamı Mahmud Paşa tarafından İstanbul'daki Mahmutpaşa Külliyesi'ne gelir getirmesi için inşa ettirilmiştir. Güneyde cümle kapısı, doğuda da ahırlar bölümünün kapısı yer alır. Ancak, ahırlar bölümü günümüze ulaşmamıştır.
Koza Han
Koza Han 1490-1491 yılları arasında II. Bâyezid tarafından, İstanbul'daki cami ve medresesine gelir getirebilmek amacıyla, mimar Abdul-ula bin Pulad Şah'a yaptırılmıştır. Günümüzde ticari amaçlı olarak kullanılmaktadır.
İç Koza Han
İç Koza Han denilen bölüm Koza Han'ın ahırlar kısmıdır. Koza Han'a doğudan bitişik olan tek katlı binanın avlusuna Koza Han'ın doğu duvarından 3.66 metrelik bir açıklıkla geçilmektedir. Günümüzde İç Koza Han yeme içme amaçlı kullanılmaktadır.
Esir Dede (Sağrıcı Sungur) Türbesi
1680 yılında inşa edilmiştir. Bir kaynağa göre türbenin yakınındaki Sağrıcı Sungur Mescidi'ni Hoca Sungur yaptırmıştır. Bir başka kaynağa göre ise Şeyhülislam Esiri Mehmed Efendi Sağrıcı Sungur Mescidi'ni tamir ettirmiş ve kendisi için bir türbe yaptırmıştır. Kendisi de 1692 de vefat ettiğinde buraya gömülmüştür. Türbede Şeyhülislam Esiri Mehmed Efendi'den başka annesi Fatma Hanım ve kardeşi Ali Efendi'nin mezarları bulunmaktadır. Esiri Mehmed Efendi adı sonradan halk arasında Esir Dede'ye dönüşmüştür.
Trafo
1700'lerin başında Fransız bir bilim adamının elektrik üzerine önemli bir buluşundan sonra Avrupa ve Amerika'da, özellikle 1800'lerin başından itibaren, elektrikle ilgili hızlı gelişmeler olmuş; ancak, Bursa'da elektrik enerjisinin üretimi için girişimlere 1906'da başlanabilmiştir. Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından 1924 yılında, İtalyan ve Fransız şirketlerinin katkılarıyla Bursa'nın değişik mahallelerinde on iki adet trafo merkezi inşa edildikten sonra, daha sistemli olarak elektik dağıtımı yapılan kentte 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında aydınlatma, yağ kandilleri ve mumlarla yapılmıştır. On iki adet trafodan biri de Cumhuriyet Caddesinde yer almaktadır.
HÜDAVENDİGAR (I. MURAD) KÜLLİYESİ
I. Murad (Hüdavendigar) Camii
1363- 1366 yılları arasında I. Murad Hüdâvendigâr tarafından yaptırılan camiinin en önemli özelliği binanın alt katında cami, üst katında ise medresenin düşünülmüş olmasıdır. Camide, Bizans yapılarından alınarak kullanılmış bazı mermer sütunlar ve sütun başlıkları görülmektedir.
FOTO: I. Murad Camii,http://www.bursa.com.tr/
I. Murad Türbesi ve Haziresi
Yıldırım Bâyezid tarafından 1389 yılında Kosova Savaşı'nda hayatını kaybeden babası, I. Murad için yaptırılmıştır. 1741 tarihinde yenilenmiştir. Bina, 1855 depreminde önemli hasara uğradıktan sonra eski temelleri üzerinde 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Türbe'nin ortasındaki pirinç parmaklıklı I. Murad'a ait sandukanın etrafında I. Murad'ın oğlu Yakup Çelebi, Yıldırım'ın oğlu Süleyman Çelebi, Süleyman'ın oğlu Orhan Çelebi ile Musa Çelebi ve II. Bayezid'in oğlu Mehmed Çelebi'nin sandukaları bulunmaktadır. Üç sandukanın sahipleri ise bilinmemektedir.
I. Murad İmareti
I. Murad tarafından 1367-1385 yıllarında yaptırılmış, ancak 19. yüzyılda büyük hasar gördükten sonra 1906 yılında Sultan Abdülhamid tarafından yenilenmiştir. I. Murad İmareti bir süre Turizm İl Müdürlüğü olarak değerlendirilmiş olup, halen bir vakıf tarafından kullanılmaktadır.
Cık Cık (Gir Çık) Hamamı
I.Murad Külliyesi içinde, Cami'nin doğusunda, Cami ile birlikte 1365-66 yılları civarında inşa edilen ve Bekarlar, Cıkcık veya Girçık Hamamı olarak bilinen bina yer almaktadır. Zaman içinde hamamın geçirdiği onarımlar sırasında çatıyı kiremitle kaplayabilmek için ikinci bir kasnak inşa edilmiş ve daha az eğimli bir kubbe elde edilmiştir.
I. Murad Camii Çeşmesi
Cami'nin duvarındaki çeşmede sivri kemerli, derin olmayan bir nişin içinde tek musluk ile bir yalak ve yalağın üzerinde iki sıra testere dişi kirpi saçak vardır.
Trafo
Bursa'da aynı dönemde yapılmış on iki adet trafodan biri, Çekirge Semti'nde Hüdavendigâr Külliyesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
YILDIRIM (I. BAYEZİD) KÜLLİYESİ
Yıldırım Camii
Sultan l. Bâyezid'ın Bursa'da 14. yüzyıl'ın sonunda inşa ettirdiği külliyede yer almaktadır. 1855 depreminde minaresi yıkılan Yıldırım Camisi'nde 1963 yılında binadan ayrı olarak bir minare yapılmıştır.
FOTO: Yıldırım Camii,http://www.bursa.com.tr/
Yıldırım Medresesi
Yıldırım Külliyesi içinde Yıldırım Camii'nin kuzeybatısında yer alan medrese, 1390 yılında, Yıldırım Bâyezid tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinde, önü kapalı ilk medresedir. 1640,1649, 1671, 1825 ve 1953 yıllarında onarım gören medrese, bugün dispanser olarak kullanılmaktadır.
Yıldırım Bâyezid Türbesi
Yıldırım Türbesi, Yıldırım'ın oğlu Süleyman Çelebi tarafından Yıldırım Bâyezid Külliyesi'nde Yıldırım Camisi'nin kuzeyinde, Medrese'nin ise doğusunda 1406 yılında mimar Hüseyin oğlu Ali'ye inşa ettirilmiştir. 1402 yılında Timur'a Ankara Savaşı'nda yenildikten kısa bir süre sonra vefat eden Yıldırım'ın naaşı bir süre Akşehir'de kaldıktan sonra Bursa'ya getirilerek kendi külliyesindeki Türbe'ye gömülmüştür.
Yıldırım Hamamı
Yıldırım Külliyesi'nde Yıldırım Camisi'nin batısındaki eğitimli alanda ayrıca küçük bir hamam bulunmaktadır. Bu hamam Yıldırım Bâyezıd tarafından 1390 yılında yapılmıştır. Uzun bir süre özel mülkiyete ait olarak, depo işleviyle kullanılan bina, günümüzde onarılmaktadır.
Yıldırım Camii Şadırvanı
Şadırvanın yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 1890 yıllarına ait bazı fotoğraflarda şadırvanın mevcut durumda olduğu görülmektedir. Şadırvan günümüzde kullanılır durumdadır.
YEŞİL (I. MEHMED) KÜLLİYE
Yeşil Camii
1414-1419 yılları arasında inşa edilen Yeşil Cami, Hacı İvaz Paşa'nın en önemli eserlerinden biridir "⊥" planlı caminin üzeri iki kubbe ile örtülmüştür. Yeşil Cami'nin son cemaat yeri Çelebi Sultan Mehmed'in vefatı nedeniyle tamamlanamamıştır. Caminin süslemeleri 1424'te tamamlanmıştır.
FOTO: Yeşil Türbe, By Brücke-Osteuropa, Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=8700060
Yeşil Türbe
1421 yılında Çelebi Sultan Mehmed tarafından Yeşil Cami'nin karşısındaki tepe üzerinde Hacı İvaz Paşa'ya yaptırılmıştır. Yeşil Türbe'nin içindeki Çelebi Mehmed'in sandukası çok görkemli bir çini işçiliğine sahiptir. Sultan'ın sandukasının yanı sıra Sultan'ın yakınlarının da sandukaları Türbe içinde bulunmaktadır, ancak gerçek mezarlar Türbe'nin bodrumunda beş bölüme ayrılmış olan bir mezar dairesinde yer almaktadır.
Yeşil Medresesi
Günümüzde Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan Medrese'nin yapımına 1414 yılında Çelebi Sultan Mehmed tarafından başlanmıştır, ancak Sultan'ın 1421 yılındaki vafatı dolayısıyla planlanan şekilde bitirilememişse de 1424 yılında kullanıma açılmıştır. Sultaniye Medresesi olarak da anılır.
Yeşil İmareti
Çelebi Sultan Mehmed'in Yıldırım İlçesi'nde Hacı İvaz Paşa'ya 1414-1421 yıllarında yaptırmış olduğu Yeşil Külliye'nin bir bölümünü imaret oluşturmaktadır. Yeşil Külliyesi içinde yer alan imaret uzun bir süre harap durumdayken, Vakıflar tarafından onarılmıştır. Bir süre kafe olarak işletilen bina, halen Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kullanımında olup, yeni bir restorasyon yapılmaktadır.
Yeşil Hamamı
Yeşil Caddesi üzerinde, Yeşil Türbe'nin batısında bulunan bu hamamı Fatih Sultan Mehmet döneminde, 1480 yılında Sofu Bedreddin ve Köse Bedreddin isimleri ile tanınan Türbedar Köse Ali Paşa yaptırmıştır. Tek kubbeli hamam tipolojisinde olan bu hamamın soğukluk bölümü tek kubbe ile örtülüdür. Soğukluktan geçilen ve tek kubbe ile örtülü ılıklık bölümünden de sıcaklık bölümüne ulaşılır. Sıcaklık bölümündeki kurnaların arasından halvet odalarına ulaşılmaktadır.
Trafo
Bursa'da aynı dönemde yapılmış on iki adet trafodan biri de Yeşil Camii'nin kuzeyinde yer almaktadır.
MURADİYE (II. MURAD) KÜLLİYESİ
II.Murad (Muradiye) Camii
Muradiye semtinde II. Murad tarafından yaptırılan külliyenin içinde yer alır. Bu külliye, İstanbul Osmanlıların başkenti olana kadar Bursa'daki tahta çıkan beş padişah tarafından kentte yaptırılan külliyelerin sonuncusudur. Kitabeden, cami inşaatının 1425 Mayıs ayında başlayıp 1426 Kasım ayında, yani bir buçuk yıldan az bir zamanda bittiği anlaşılır.
II.Murad (Muradiye) Medresesi
II. Murad tarafından 15. Yüzyılda yaptırılmıştır. Öğrencilerin kalabileceği ölçülerde 14 odası ve bir büyük dershanesi bulunan medresenin bir de kütüphanesi vardır. Muradiye Medresesi, 1951 yılında restore edilerek yakın zamana kadar Verem Savaş Dispanseri olarak kullanılmıştır. 2005 yılından bu yana "Döne Ocak Kanser Erken Tanı Merkezi" olarak kullanılmakta olup, içinde bir de Sağlık Müzesi bulunmaktadır.
II.Murad Türbesi
Muradiye Külliyesi sınırları içinde 15. ve 16. yüzyıllarda değişik Sultanlar tarafından yakınları için yaptırılan on üç türbe ile külliyenin batısından geçen yol nedeniyle külliyeden ayrılmış bir adet türbe bulunmaktadır. Bu türbelerden en önemlisi Fatih Sultan Mehmed tarafından 1451 yılında vefat eden babası II. Murad için yaptırılan türbedir. II.Murad'ın vasiyeti üzerine türbe son derece sade bir şekilde yapılmış ve Sultan bir lahit içine değil, doğrudan toprağa gömülmüş, mezarının üzerine yağmurun yağabilmesi için Türbe'nin üzeri açık bırakılmıştır.
II.Murad (Muradiye) İmareti
II.Murad tarafından 1425-1426 yıllarında yaptırılmıştır. 1994 yılında restore edilen bina 1995 yılından bu yana geleneksel Türk yemeklerinin sunulduğu bir lokanta olarak hizmet vermektedir.
II. Murad (Muradiye) Hamamı
1425 yılında Sultan II. Murad tarafından Muradiye Külliyesi içinde yaptırılmış, ancak sonradan yapılan trafik düzenlemeleri sırasında bina Külliye bahçesinin dışında kalmıştır. Bina zaman içinde bakımsızlıktan harap olmuş, bir süre dökümhane olarak kullanıldıktan sonra restore edilerek yeniden hamam olarak işlevlendirilmiştir. Özel mülkiyette iken kamulaştırılan ve 2008-2010 yılları arasında Osmangazi Belediyesi tarafından restore edilen bina,"Engelli Kişisel Gelişim Merkezi" olarak kullanılmak üzere Bursa İl Özürlüler Kurulu'na tahsis edilmiştir.
Hüma Hatun Türbesi
Fatih Sultan Mehmed'in annesi Hüma Hatun için II. Murad tarafından Muradiye Camisi'nin doğusundaki bahçe içinde 1449 yılında yaptırılmıştır. Ak Türbe veya Hatuniye Türbesi olarak da bilinir. Türbede Hüma Hatun'dan başka bir sanduka daha bulunmaktadır.
Cariyeler(Saraylılar)Türbesi
Muradiye Külliyesi'nde Muradiye Camisi'nin güneydoğusunda 15. yüzyılda yapıldığı düşünülen türbedir. Türbe içinde tam olarak kime ait olduğu bilinmeyen iki sandukanın saray kadınlarının olduğu düşünülmüştür.
Ebe Hatun (Gülbahar) Türbesi
Muradiye Külliyesi'nde Fatih Sultan Mehmed'in ebesine ait olduğu iddia edilen türbe, kenarları açık bir şekilde inşa edilmiştir. İçinde bulunan Ebe Hatun'un mermer sandukası zeminden bir metre yüksekliktedir.
Şehzade Ahmed Türbesi
Muradiye Külliyesi içinde II. Bâyezid'ın oğlu Şehzade Ahmed için yaptırılmıştır. Türbede altı adet sanduka bulunmaktadır. Duvarların bazı bölümleri ve kubbe beyaz badanalı olup, sade kalem işçiliğine sahiptir.
FOTO: Cem Sultan ve kardeşi Mustafa'nın Bursa'daki Türbeleri, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=1231610
Cem Sultan - Şehzade Mustafa Çelebi Türbesi
1474 yılında ölen Şehzade Mustafa önce başka bir türbeye, 1479'da kendi türbesine gömülmüştür. Sonradan Sultan Abdullah, Sultan Cem ve Alem Şah da burada defnedildiği için Türbe, Cem Sultan Türbesi olarak da isimlendirilmektedir.
Şehzade Mustafa Türbesi
Mustafa-i Cedid Türbesi olarak da bilinir. Şehzade Mustafa, Kanuni Sultan Süleyman ve Mahi Devran'ın oğludur. 1553'te öldürüldükten sonra kardeşi II. Selim tarafından yaptırılan türbede defnedilmiştir.
Gülşah Hatun Türbesi
Gülşah Hatun, Sultan Mustafa'nın annesi ve Fatih Sultan Mehmed'in eşidir. Türbenin içinde iki sanduka mevcuttur.
Mükrime Hatun Türbesi
Bu türbede II. Bâyezid'in çocuklarından Konya Sancak Beyi Şehinşah'ın eşi Mükrime Hatun'un mezarı vardır. Doğudaki girişte kesme taştan ufak bir eyvan bulunmaktadır.
Şehzade Mahmud Türbesi
Sultan Mahmud II. Bâyezid'ın oğludur. Türbe, annesi Bülbül Hatun tarafından Abdullah oğlu Ali ve Sultan Şahoğlu Üstad Yakub'a inşa ettirilmiştir.
Gülruh Sultan Türbesi
Türbe'de 1502'de vefat eden II.Bâyezid'ın eşi Gülruh Sultan gömülmüştür. Mermer söveli kapısının üzerinde basık bir kemer bulunan Türbe'nin kapı ve pencere kapakları orijinaldir. Türbe içinde Gülruh Sultan (1502), kızı Kamer Sultan (1520), oğlu Osman'la (1512) kızı Fatma'ya (1522) ait mermer sandukalar bulunmaktadır.
Şirin Hatun Türbesi
Türbede, II. Bâyezid'ın eşi ve Şehzade Abdullah'ın annesi Şirin Hatun'un mezarının yanı sıra, Ferahşah ve torunu Aynişah'ın da mezarları bulunmaktadır. Şirin Hatun Türbesi, avlunun kuzeybatısındaki sonuncu türbedir. 15. Yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir.
Muradiye İlköğretim Okulu
Okul Muradiye Külliyesi ve Muradiye Medresesi ile ilişkili olarak 15. yüzyılda Sultan II. Murad döneminde, Fatih Sultan Mehmed'in annesi Hüma Hatun tarafından Sıbyan Mektebi olarak yaptırılmıştır. 1855 yılındaki depremden sonra tekrar inşa edilmiştir. 1948'den itibaren de Muradiye İlkokulu adıyla faaliyetini sürdürmüştür. Birkaç defa restorasyon geçirmiştir.
Muradiye Medresesi Çeşmesi (Kaplıca Cad. Osmangazi)
Muradiye Medresesi'nin batısında, Kaplıca Caddesi'ne bakan köşede yer alan, tamamı tuğladan inşa edilmiş bir çeşmedir. Bir tek yalağı küfeki taşından yapılmıştır. Muradiye Medresesi Çeşmesi olarak bilinir.
II.Murad Camisi Şadırvanı
Muradiye Camisi'nin kuzey avlusunda, namaz kılmadan önce insanların abdest alabilmesi için önce sivri çatılı ahşap bir şadırvan inşa edilmiştir. Ancak 1880'li yılların sonunda, sivri çatılı ahşap şadırvanın yerine, sekizgen ahşap ayağın desteklediği sekizgen bir kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüş şadırvan yapılmıştır.
CUMALIKIZIK KÖYÜ
Cumalıkızık Köyü ve çevresindeki diğer vakıf köylerinin, payitaht Bursa'nın kent merkezindeki hanlar ve külliyelerle ekonomik ilişkileri, Osmanlı'nın bütün kurumlarıyla bir beylikten imparatorluk haline dönüşmesine önemli bir katkı sağlamıştır.
Osmanlı kırsal mimarisinin en görkemli köy yerleşimlerinden biri olarak günümüze kadar gelmeyi başaran Cumalıkızık, Uludağ'ın güney eteklerinde kurulan 700 yıllık bir vakıf köyüdür. 1339 tarihli Orhan Vakfiyesi'ne göre Kızık köyleri imaret için vakfedilmişti. Kızık 24 Oğuz boyundan biridir. 1303 yılında Bursa yöresi tekfurlarını yenen Orhan Gazi, Kestel'i fethedince yöre Türkmenlere açılmıştır. Cumalıkızık geleneksel Osmanlı mimarisine göre şekillenmiş, özgün sivil mimarlık örnekleri olan evlerin organik sokak dokusu ve anıtsal yapılarla bütünleştiği önemli bir kültür mirasıdır. İçlerinde yaşamların sürdüğü evleriyle adeta bir açık hava müzesi olan Cumalıkızık; tarihi, doğal ve kültürel değerleriyle UNESCO dünya tarihi mirası listesine alınmıştır. Osmanlı döneminde Uludağ'ın etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerinde yaşayanların Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Kızık köylerinden yalnızca Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Derekızık, Değirmenlikızık ve Fidyekızık bugüne kadar gelebilmiştir. Ancak Cumalıkızık dışındakiler özgün dokularını koruyamamışlardır. Yaklaşık 10 hektarlık bir alanda kurulmuş olan Cumalıkızık Köyü'nde bulunan 270 dolayındaki evin yüzde 60'ında halen oturulmaktadır. Tescilli yapı sayısı 133'dür. Bunlardan ikisi anıtsal yapı (cami ve hamam), 128' i de sivil mimarlık örneği yapıdır. Ayrıca köy meydanında tescili yapılmış iki anıtsal çınar ve caminin doğusunda çeşme vardır. Geleneksel Osmanlı yerleşmelerinde gözlemlenen cami, köy kahvesi ve ulu çınar üçlemesinin oluşturduğu merkez Cumalıkızık'ta da görülmektedir. Topografyaya göre şekillenmiş organik sokak dokusunu oluşturan yapılar bölgenin karakteristik özelliklerine göre tasarlanmıştır. Bu nedenle her sivil mimari yapı örneği diğerinden farklıdır. Bu farklılık da köy dokusunu zenginleştirmiştir. Yassı taş döşemeli dar sokakların orta kısımları, yağışlı günlerde suyun akıp gitmesi için sokak hafif çukur bir kanal haline sokulmuştur. Bu özellik köyün özgün yapısının bir parçasıdır. Zemini taş döşeli sokağın, ortasında yer alan eğimli yüzey, saçaklardan gelen yağmur suyunu evlerin cephesinden uzaklaştırmanın yanı sıra, köyün en üst noktasında yer alan kaynaktan, suyun bilinçli bir şekilde dağıtımında da kullanılmaktadır.
Bursa ve Cumalıkızık bugün hala yaşayan ticari kültürü ve kente oldukça yakın kırsal yaşamın devamlılığı ile birlikte erken dönem Osmanlı yaşam şekli ve vizyonuna iyi bir örnek teşkil etmektedir.
FOTO: Cumalıkızık Köyü, By User:Darwinek, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=7607767
Cumalıkızık Camisi ve Zekiye Hatun Çeşmesi
Cumalıkızık'taki anıtsal yapılardan en önemlisi yerleşmenin üst meydanında yer alan camidir. Cami'nin 300 yıllık bir geçmişi bulunduğu ve köyün ilk camisinin yerine yapıldığı belirlenmiştir. Doğu cephesinde 19. yüzyılın sonunda yapılmış olan Zekiye Hatun Çeşmesi bulunan caminin minaresi 1972 - 1973 yıllarında yapılmıştır.
Cumalıkızık Hamamı
Cumalıkızık'ta bulunan küçük ölçekli hamamın, ılıklık, sıcaklık, su deposu ve traşlık bölümleri orijinal olup, soğukluk, külhan ve tuvalet kısımları sonradan yapılmıştır. 1983 yılında restore edilen hamamın yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. 30 yıl öncesine kadar uzun süre haftada dört gün erkeklere, üç gün de kadınlara hizmet etmiş, zaman içinde işlevini yitirerek kullanım dışı kalmıştır.
KAYNAK: © UNESCO/World Heritage - © Kültür ve Turizm Bakanlığı - © tr.wikipedia.org/wiki/Cumalıkızık - © bursa.bel.tr
HAZIRLAYAN: Erdin ivgin / Gezialemi.com