Manas, Semetey ve Seytek olmak üzere üç bölümden oluşan Kırgız Destanı, dağılmış kabilelerin bir araya gelerek tek bir ulus oluşturmalarını anlatır. Kırgız halkının tarihî geçmişini anlatan bu destan, her yaştan kadın ve erkekler olmak üzere ozanlar tarafından nesilden nesile aktarılmıştır. Destanı anlatan kişi, destanın kahramanlarının gönderdiği bir işaret olarak kabul edilen, genellikle duru görü veya kehanet niteliğinde bir rüya görür ve bunun üzerine ozan sıfatıyla anılmaya başlar. Dinletileri sırasında ozanlar vecd hâlinde çeşitli ritim, tonlama ve hareketler kullanarak destanda tasvir edilen ortamı canlandırırlar.
Destanın tümünün anlatılması 13 saat sürebilir. Bu dinletiler, köy eğlenceleri, ulusal kutlama ve resmî günler gibi çeşitli vesilelerle yapılır. Destan anlatan ozanlar, aynı zamanda önemli günlerde, ihtilaf, çatışma, doğal afet ve benzeri durumlarda yerel halka manevi destek sağlarlar. Ozanlar için bu destan, korumak ve aktarmakla yükümlü oldukları bir kültür mirasıdır. Kırgız destanı, gençlerin kendi tarihlerini ve kültürlerini, içinde yaşadıkları doğayı, çevreyi ve dünyadaki diğer halkları daha iyi anlamalarını sağlamanın ötesinde aynı zamanda onlara bir kimlik ve aidiyet duygusu da aşılar.
Resmî eğitim müfredatının bir parçası olarak Kırgız destanı, hoşgörü ve çok kültürlülük olgusunun da zihinlerde yer etmesine katkıda bulunur. Sözlü bir gelenek unsuru olan bu destan, ustadan çırağına gayrıresmî eğitimin bir parçası olarak aktarılır.
Üç Bölümlü Kırgız Destanı, 2013 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesine kaydedilmiştir.