Köklü bir geçmişi olan Mugam sanatı, geleneksel olarak ozanlar tarafından icra edilir. Mugamın en önemli özelliği ise halk tarafından sevilen ezgi, ritim ve yorum tarzlarından oluşmasının ötesinde ülkenin hemen her yerinde icra ediliyor olmasıdır.
Âdeta Azerbaycan tarihinin simgesi hâline gelmiş olan Mugam sanatı, Azerbaycan halkının Persler, Ermeniler, Gürcüler ve Türk halkları ile ortak tarihlerinin izlerini taşımaktadır. Nitekim, Mugam sanatında da Irak "Maqam'ı", Pers "Radif'i" ve Türk Makamlarında görülen özellikler mevcuttur. Eskiden geleneksel toy, düğün ve çeşitli meclislerde ve özel günlerde icra edilen Mugam sanatı, aynı zamanda "ta'zie" veya "şabih" olarak bilinen dinî törenleri yöneten kişiler ve Sufiler tarafından da icra edilirdi. Mugam sanatçıları, resmî ve gayrıresmî yarışmalara katılarak ülke çapında isimlerini duyururlardı.
Bu müzik türünde bir erkek veya kadın şarkıcıya tar, dört telli kemençe ve geniş çaplı tef gibi geleneksel enstrümanlar çalan müzisyenler eşlik ederler. Mugam sanatının sabit bir formu yoktur. Mugamın tüm çeşitliliği ve renkliliği her ustanın öğrencisine aktardığı, kendine özgü bir ifade tarzı olmasından kaynaklanır. Günümüzde Mugam, gerek Avrupa ve Batı kültürünün etkisi gerekse çağdaş ustaların sanatlarını genç nesillere aktarma biçimlerinin değişmesi nedeniyle estetik ve ifadesel anlamda bazı özelliklerini kaybetmiştir.
Azerbaycan Mugamı, 2008 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'ne kaydedilmiştir.