Gürcistan'ın batısında yer alan ülkenin ikinci büyük kenti Kutais hiç şüphesiz sanayideki gelişmişliği yanında ünlü Bagrati Katedrali ve biraz uzağındaki Gelati Manastırı ile de anılmaktadır. Katedral ve manastır, Orta Çağ mimarisinin Gürcistan'daki gelişimini temsil etmektedir.

Manastırın yapımına 1106 yılında Kral 4. David zamanında başlanmış ve oğlu Kral Demetrius tarafından 1130 yılında tamamlanmıştır. Gelati'yi tek başına dini bir yer olarak algılamak yanıltıcı olabilir zira kısa zamanda antik Gürcistan'ın en önemli politik ve kültürel merkezi haline gelmiştir. Etrafında yüksek bir taş duvar bulunan kompleks ortadaki ana kilise, diğer iki küçük kilise (St. George ve St. Nicholas), iki katlı çan kulesi, akademi binası ve rahiplerin konakladığı yapılardan oluşmaktadır. 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında yeni binalar eklenen Manastır 1510 yılında çıkan yangın nedeniyle önemli hasar görmüş ve daha sonra restore edilmiştir. 18. Yüzyılın sonlarına kadar Batı Gürcistan'in Katholikos merkezi olarak kullanılan Manastır özellikle metal işçiliği, bölgede eşi olmayan muhteşem mozaikleri ve daha çok İncil konulu duvar resimleri ile ön plana çıkmaktadır. Ayrıca Manastırın bahçesi pek çok Gürcü Kralının mezarına da ev sahipliği yapmaktadır.

Birleşik Gürcistan'ın ilk kralı III. Bagrat'ın adını alan Bagrati Katedrali'nin yapımına 10. yüzyıl sonlarında başlanmış ve katedral 11. yüzyılın ilk yıllarında tamamlanmıştır. 1691 yılında Osmanlı kuvvetleri tarafından önemli oranda tahrip edilen katedral uzun yıllar harabe olarak kalmış, restorasyon çalışmaları ancak 1952 yılında başlamıştır. 1994 yılında Dünya Kültür Mirası ilan edilmesiyle birlikte restorasyon çalışmaları hızlanmış ve nihayet Eylül 2012'de tamamlanarak hizmete açılmıştır. Bugün için az sayıda dini amaçlarla kullanılan katedral Kutaisi şehrinin simgesi olarak daha çok turistlerin hizmetindedir.